Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlaşılır değil hala...
Makedonya, yaş­lılardan dinlediğimiz, çocukluğumuzdan bildiğimiz Makedonya değil! O Makedonya Makedonyalılarındı! Hıristiyanı, Müslümanı, Rumu, Bulgarı, Sırpı, Arnavutu, Osmanlısı Makedonyalıyım de­meyi birbirine çok görmezdi. Şimdi bu din ayrılığı çekişmesi, ulusçuluk kavgaları çıktı çıkalı Makedonya'da hava karardı, dost­luk, kardeşlik, komşuluk hatırı kalktı, herkes birbirine girdi. Bul­gar Rumu, Rum Bulgarı, Sırp Arnavutu, sonunda hepsi bir olup Türk'ü Müslümanı vuruyor, öldürüyor. Sonu ne bunun? Neye, ni­çin? Saçma bir kavga bu! Yanlış bir anlayış. Herkesin anasından babasından öğrendiği dille konuşmasını, türkü söylemesini anla­rım, ama kendi diliyle konuşmayanı düşman bilmesini anlamam! ...
komşuluk büyük şeydir. Yarın ahrette yedi yerde suali vardır.
Reklam
Dünya şu son yıllarda açgözlülük ve kinin cirit attığı bir savaş meydanına dönmüştü. Her şey, sanat, düşünce, yazı, gelecek, seks, komşuluk her şey kokuşmuştur…
Sayfa 204Kitabı okudu
Hiçbir komşuluk ya da dostluk havası kalmamış.
Sayfa 77 - doğan kitapKitabı okudu
“Artık kimseden hasbi davranışlar bekleyemez hale getirildik. Kimseye "Allah rızasından" bahsederek bir ricada bulunamaz olundu. Komşuluk, dostluk ilişkileri bile ucunda bir çıkar olup olmadığına göre bir değer kazanmakta ya da kaybetmektedir. Hatır-gönül, Allah rızası, hasbilik çoğumuz için unutulmuş, uzaklarda kalmış bir hatıradır sanki.”
Sayfa 24 - pdfKitabı okudu
Belki de nefsi bir lokmayı fakire sadaka olarak vermeye bile tahammül edemez. Halkla komşuluk hususu bu kadar zorken, Hâlık'ın komşuluğu nasıl olacaktır?
Reklam
Galiba hepimiz yitirdiğimiz insanın yasını tutuyoruz. Mümin yitirdiği inancın yasını tutuyor. Komünist yitirdiği ütopyanın yasını. Millet, millet olamamanın, komşu komşu­luk edemiyor oluşun yasını tutuyor. Politikanın bize ileride daha güzel bir dünya sunacağına dair itikadımızı yitirmenin yasını tutuyoruz..
"Kalbleri birbiri için çarpan fertlerden müteşekkil sarsılmaz bir aile ocağıydı, Huzur Sokağı.. Herkeste köklü bir gönül birliği vardı... Herkes birbirine karşı sonsuz bir sevgi, derin bir muhabbet, samimi bir kardeşlik, candan bir bağlılık duyardı... Komşuluk münasebetleri öylesine kuvvetliydi ki, şairin: "Kimse haksızlıktan etmezmiş tegâfül ihtiyâr ; Ferde râci’ sadmeden efrâd olurmuş lerzedâr." Dediği gibi, sokak sakinlerinden bir kişiye veya aileye gelen herhangi bir musibet ve felaket, bütün sokağın derdi ve elemi olur, felaketzedeye yardımcı olmak, onu teselli etmek, derdine derman olmak için herkes birbiriyle göz yaşartıcı bir fazilet yarışına girişirdi..." “Siz iyiliği emreyler, kötülükten nehyeder, Allah’a inanır olduğunuzdan, insanların hayrı için meydana çıkarılmış en hayırlı bir milletsiniz…” (Kur’an, Âl-i İmrân, 110)
Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler. Ölçülü uzaklıkta, yakın beraberlikler... Seni yiyip bitiren, kırk katlı ejder oldu; Komşuluk, mâna ve ruh, ne varsa heder oldu.
Sayfa 333 - EvimKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.