Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
207 syf.
10/10 puan verdi
Aşkın en saf hâli Leylim Leylim
Herkese merhaba Leylim Leylim kitabını uzun bir zaman önce edinmiştim. Ancak şimdi okuyup bitirebildim. Bir yanım neden daha önce okumadım der gibi, diğer yanım keşke okumasaydım ya da keşke hiç bitmeseydi der gibi. Aşkın en saf, en temiz, en berrak halini resmen iliklerinize kadar hissedeceğiniz mektuplar yazmış Ahmed Arif tanrılaştırıp
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
ÖLÜM VE KIZ (çok az spoiler olabilir ama zararı yok)
Ne okuyacağıma karar veremediğimde yaptığım bir ritüelim vardır:D arama butonuna öylece aklımdan salladığım kelimelerle kitap ismi oluşturarak arama yapıyorum ve gerçekten bu sayede o kadar güzel kitaplar keşfettim ki... ÖLÜM VE KIZ da bu şekilde keşfettiğim bir kitap oldu ama açık konuşmam gerekirse kitabın bu denli etkileyici olduğunu bilseydim
Ölüm ve Kız
Ölüm ve KızAriel Dorfman · Mitos Boyut Yayınları · 2012187 okunma
Reklam
256 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
#KitapAğacıDevrialemKulübü~~~
"Yuvayı Keşfetmek" #KitapAgaciDevrialem Mayıs ayı kitabı olup, Güney Afrika edebiyatına giriş kitabıdır, çok mantıklı 1tercih aslında Güney Afrika Edebiyatı adına zira kitapta bu sayede hem ödüllü hem de ordaki yaşam ve yazarlara dair bilgi edinmek açısından çok iyi olduğunu düşünüyorum... Kitapta adı geçen Caine Ödüllü yazarlar
Yuvayı Keşfetmek
Yuvayı KeşfetmekJ. M. Coetzee · Profil Kitap · 201963 okunma
50 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ferdinand : Askere gitme mecburiyeti arasında sıkışmış bu sebeple ülkesini eşiyle birlikte terk etmiş olan ressam ve aynı zamanda savaş karşıtı olan biridir... Yazar Stefan Zweig ile şaşırtıcı ve bir o kadar da etkileyici paralellikler içeren bir hikaye aslında Mecburiyet. Stefan Zweig de aynı düşünceye sahiptir. Hatta savaş yüzünden ülkesinin köleleştiğini düşündüğü için eşi ile birlikte intihar etmiştir..
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,8bin okunma
60 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Haftayı bitirdik cuma akşamı... Yutar gibi okudum gene bir şiir kitabını... Enfesmiş, seçim de fazlasıyla güzeldi.. Tanışmış olduk Ataol Behramoğlu ile.. İyiki tanışmışız. Tanıştık demişken, kitabını okumamak tanımamak ise tanıştık diyorum çünkü tanışık olduğumuz insanın eserlerini geç okumaya başlamış olmanın utancı içerisindeyim. Başkaldırma en güzel şiirle olur demiştim. İnsani olan tüm duygularımız bazen öyle olur ki sığmaz yumruk büyüklüğündeki yürekciğimize... Yazı bunun için icat edildi belki de... Acıdı Yaratıcı yarattığına, yazıyı akıl ettirdi belki de... Düzenine dahi başkaldırsa bile acınası yaratılmış, içindeki isyanı döksün diye.. Ataol Behramoğlu bu güzel eserde bol bol isyan etmiş, bol bol umut etmiş, bolca üzülmüş, sevmiş, ağlamış... Öyle ki eseri bitirdim içim kırık, buruk, dağıtılmış sanki. Kaşınmış üzere bir de üstüne türkü açtım " Mahpusun içinde üç ağaç incir " Şiirle kalın, her daim...
Bir Gün Mutlaka
Bir Gün MutlakaAtaol Behramoğlu · Yazko Yayınları · 1981887 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Tam da gözlədiyim kimi, çox depressiv bir kitab. Kitabdan çarəsizlik və yalvarış yağır. Kitabda yalnız Kafka'nın məktublarına yer verilmiş, bu da sanki boşluqla məktublaşırmışız kimi bir aura yaratır. Çünki ən azından Milena'nın bir iki məktubunun da araya sıxışdırılması bəlkə bu qaranlıq, depressiv məktuplardan çıxmağımıza kömək edərdi. Kafka, əslində Milena'ya cavab məktubunda özünün ən son məktuplarına cavab verir, bu da oxucuya Kafka ilə bir çayxanada masa arxasında dərdləşirmiş kimi bir hiss yaradır. 1920-ci illərə təsadüf edən bu hadisə, demək olar ki, 1920-ci ildə sona çatır. Kafka'nın vəziyyəti getdikcə ağırlaşır və son illərdə (1922-23) bir iki məktupla əslində bir növ gəlinbacımıza vida edir. 1924-də isə vəfat edir. Əgər sevgi məsələlərində içinə qapanıq biri isəniz və yaşadığınız şeylər hələ də beyninizdə sizi yeyirsə, əmin olun bu kitab sizə daha çox təsir edəcək. Çünki Kafka bir növ iç səsimizi məktublara döküb. Sadəcə məsləhətim, bu kitabı oxumazdan əvvəl ilk öncə Kafka'nın digər kitablarını oxuyun, həyatı haqqında az da olsa məlumat edinin, sonradan bu kitabı oxuyaraq hissləri (ən azından Kafka tərəfindən) daha yaxşı anlaya bilərsiniz.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,6bin okunma
Reklam
84 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ne desem eksik kalır, çok etkilendim...
Duygu yüklü mısralar arasında kayboldum, şairin acısını yürekten hissettim. Acısı acım oldu. Tabii olduğu kadar, onun acısının yanında benim empatim nedir ki? Şu hayatta bir çok şeyi anlamayız ama gözümüzü dahi kırpmadan "anladım" deriz. Acı, anlaşılacak bir şey değildir, mantığımız ile kavrayamayacağımız bir derecededir, mantığın ve kavrayışın çok üzerindedir. Acı anlaşılmaz, acı yaşanır ve yaşayan anlar acıyı. Aklımın erdiği kadar anladım şairin yarasını, zira gönlümün çok üzerinde kaldı..
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
ihlal yediğim için sansürlü versiyon
gereksiz drama yaratıyo mal takıntılı bi de diyolar mğkemmel bi kitap bilmem ne hiçte mükemmel bi kitap değildi okurken dedim ki bi s⭑ktir git artık şu evden amk sonra gitti falan çok şükür ama yemin ediyorum içim bayıldı yine abartılmış dramatik bi kitap hep aynı b⭑k üzgün insan görünce diyo millet çok iyi kitap çok bağdaştım yarr⭑mın boynu bükük dursa onla bağdaşacan içimi sıktı sıkıldım beğenmedim kitabı
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Bilgi Yayınevi · 2019120,7bin okunma
53 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Frida Kahlo
Frida'nın yaşamını gerçekten çok güzel tasvir eden bir dergi. Bazı bölümlerde Diego'yu boğasım geldi. Ama onun dışında hayatta kalma mücadelesini çok güzel anlatmışlar. Tavsiye edilir:-)
KafkaOkur - Sayı 4 (Mart - Nisan 2015)
KafkaOkur - Sayı 4 (Mart - Nisan 2015)KafkaOkur Dergisi · Kafka Okur Dergisi Yayınları · 2015535 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Merhaba 1k okurları! Şiir kitabı niyetine başladım okumaya. Karmaşa dolu satırların arasında bolca acıya tanık oldum. Hani roman desem değil, hikaye desem değil. Tek bir ip üzerine özenle dizilmiş kirli çamaşırlar gibi, affınıza sığınarak, acısını kusmuş kağıtlara yazar. İçmeden sarhoş olanlardan mı, yoksa dibe vuranlardan mı bilmem ama şu bir gerçek ki, canı öyle böyle değil, kanatırcasına yananlardan. Argo, küfür sevmem ben. Okuduğum kitaplarda görmezden gelmeye çalışırım ama, şu da bir gerçek, bazı kelimeler çırılçıplak olamsaymış... Edebiyat, betimlemelerin kelimelere biçilmiş süsleriyle güzeldir. Yazar hiç de umursamamış gibi. Hani şöyle bir hisse vardım. "Kimsenin ne düşündüğü umrumda değil. Canım böyle istiyor. Okumazsanız da okumayın! Siz nereden bileceksiniz benim yangınımı?" Bağıra bağıra beyaz kağıda gözyaşı niyetine dökmüş kelimelerini. Yine bir yaralı ruhun çığlığı vardı o karmaşa dolu satırlarda. Canı yanmış da yazmış, yazmış da canı yanmış. Zaten, yazmak, ilacı değil midir ruhun...?!
Hakan
Hakan
senin alıntılarından rasladım, teşekkür ederim. Pdf için ayrıca minnettarım değerlim
Veda Busesi
Veda BusesiUmay Umay · Altıkırkbeş Basın Yayın · 2017750 okunma
Reklam
232 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Halit Ziya'nın bir tiyatro eseri ancak metinlerin uzunluğu sebebiyle sanki bir roman okuyormuşsunuz havası veriyor. Yoğun duygu betimlemeleri eseri uzatmış diyebilirim. Servet-i Fünun döneminde hayatı boğan istibdat, tiyatro dalının fazlaca ihmaline yol açmıştı çünkü piyesler oynanamıyordu. Bu eser 1918 yılında yazılmış fakat gölgede kalmaktan kurtulamamış. Kalabalık, varlıklı bir ailenin çöküşünü konu alıyor eserimiz. Aile babasının, dayısının kızı ile yaşadığı aşk ve evi terk eden aile annesi... Ailenin başına çöken kâbus dağılacak mıdır? Kitapta feminist düşünceler, kadın haklarının kısıtlılığı ve kanunların erkeklere ayrıcalıklı olduğu vurgulamaları da dikkatimi çeken diğer noktalardır. Eserdeki "Sadun" karakterine dikkatleri çekmek isterim: Sadun, Halit Ziya'nın ölmüş olan çocuklarından biridir. Kitapta da hastalıklı bir roldedir. Sevgiler....
Kâbus
KâbusHalid Ziya Uşaklıgil · Can Yayınları · 202150 okunma
183 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İnanın Çocuklar; Güneşli Güzel Günler Göreceğiz
Yazacaklarımın İnceleme olduğunu söyleyemem. Sadece içimden gelenler. Biraz önce bitirdim ve uçak kazasından çıkmış gibi hissediyorum kendimi. Bir kitabı okurken, hiç böyle kalbimin kırıldığını hissetmemiştim. Hiç bir çocuk böyle bir çocukluk yaşamak zorunda kalmasın. Bu adaletsiz dünyada çocukların gülmekten karınlarına ağrıların girdiği bir hayat dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden. Çocuklara gülmek kadar yakışan başka ne var ki! Ah Zeze ah! Yüreğimi ateşlere saldın! Okuyun ve okutun lütfen!
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,9bin okunma
60 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Amok Koşucusu
1912 yılının ilkbaharında kalabalık bir deniz seyahati sırasında sıkılmış ve tropikal iklimin boğuculuğundan kurtulmak isteyen 2 insanın tesadüf eseri karşılaşmasıyla başlayan bir sohbeti okuyoruz.Daha doğrusu yolcunun doktoru dinlemesini okuyoruz.Çünkü yolcunun sadece hissettikleri hakkında birkaç satır geçtikten sonra doktor hikayesini anlatmaya devam ediyor. *SPOİLER* Hikaye bittikten sonraki birkaç gün içinde kadının tabutu,kocası ve birçok insanı da peşinden sürükleyerek suyun sıcak kollarına kendini bırakıyor.(Neyseki diğer insanlar kurtuluyor fakat kurşun tabut bir daha asla bulunamıyor,ilerleyen günlerde doktorun cesedi de kıyıya vuruyor-parlayan gözlükleri ile- Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmek bizim için bir görev midir her zaman?Bu zorunluluk hangi sınırlar dahilinde kabul edilebilir olmaktan çıkar?Bu vazifenin bitiş noktası neresidir?Hele bir de doktorsan -sırf üzerinde latince birkaç kelime yazan bir diploman varsa- kendi hayatını hiçe sayarak senden yardım isteyen herkese soyluluğunun gerektirdiği gibi yardım mı etmek gerekir?Bu sorulara verilen cevaplar çok önemlidir.İyice düşünüp taşınmada hareket etmemeli insan.Yoksa doktorunki gibi bir anlık gurura kapılma tüm hayatının vicdan azabı ile geçmesine neden olabilir.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,4bin okunma
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gözünüzü Sayfalardan Mutfağa Kaydıran Roman
İlk söz okuduğum en gerçek roman olduğunu söylemek olsun. Knut Hamsun'un hayatından bir parçayı da ele alan romanı okurken açlığı iliklerime kadar hissettim. Sayfaları çevirirken istemsizce gözüm mutfağa, aklım aç olup olmadığımı anlamak için düşünmeye zorladı beni. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sında vicdan nasıl kanatlanıp karşınıza geliyorsa, Hamsun'un Açlık'ında da insanın açlığı öyle dikiliveriyor karşınıza. Fakirliğin toplum içindeki algısını adeta kanırta kanırta gözümüze sokuyor yazar. Bize, fakirliği, dışlanmışlığı, zavallılığı anlatırken aslında bir toplum eleştirisiyle karşı karşıya bırakıyor okuyucuyu. Öyle canlı diyaloglar, öyle karşınıza dikilen betimlemeler var ki, okurken kendinizi kahramanımızın yerine koyamadığınız için onun karşısındaki insan müsvettelerinin arasına katılıp utanıyorsunuz. Kısaca açlık, çaresizlik, itilmişlik, dışlanmışlık, acımasızlık ne demek anlamak istiyorsanız bu romanı oklumalısınız.Alanında tek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,8bin okunma
111 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Çok güzel bir kitap herkese tavsiye ederim.. Kitabın gizliden verdiği bir çok mesajlar; Yoksulluk, ırkçılık vb. AMA Ama kitabın sonu böyle bitmemeliydi George senin Lennie yi alıp kaçman gerekiyordu neden needdeennn bunu yaptın böyle olmamalıydı ben sonu güzel biter diye düşünmüştüm ama böyle ağlamalı ve acılı olmasını değil
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,6bin okunma
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.