Julia Ortay’ın kaleme aldığı “Kuklaların Dansı” herkesin bir solukta bitirebileceği ama etkisinden ve zihninizde bıraktığı idealardan uzun süre kurtulamadığınız hatta belki de ömür boyu ruhunuzun zihninizle çatışmaya girmesini sağlayabilir ya da etrafınızdaki insanlarla olan ilişkilerinizi altüst edebilir.Bütün bunlar karşısında emin olun ki okuyunca gerçek benliğinizi arayış içine girecek ve evreni anlamaya başlayabileceksiniz. Kitaptan çıkaracağımız ve hayatımızın her köşesine almamız gereken bir not var:Bu hayatta her şeyin ve herkesin bir nedeni, bir görevi vardır.
Kitap reenkarnasyon konusunu temel edinip ilerlese de birçok sayfasında aslında benlik arayışı, karşılıklı ilişkiler ve hayattaki tutkularımızın üzerine kesitler bulunduğu için sadece hayatlar arasındaki ilişkileri anlatmayıp insana bir nevi yaşam rehberi de oluyor. İnsan kendi yerini bulduğu zaman( maddiyat ve kanunların özgürlük ihlaline neden olduğu konusunda ısrarcı olmayan insanlar için) aslında hayattaki özgürlüğünü de elde etmiş oluyor. Hepimiz inanç, düşünce ve belki de meslek gibi aslında basit ama bütün bir hayatımızı etkileyen seçimlerde bile çevremizin koyduğu sınırlar, kalıplar içinde yaşamış olabiliriz. Kitapta da bahsedilen tam olarak bu. Julia ortay, kitapta bir insanın kendi benliğiyle hareket ettiği zaman artık başkasının elindeki kukla olmaktan çıktığını söylüyor.
Benim çok sevdiğim ve kitabın başında yer alan o söz: Düşler bulutlara, insanlar toprağa, kelimeler gözyaşına iz bırakır. Kuklaların dansı, ipleri koparır! 
Julia Ortay #
k:337727
