Kim tarafından yetiştirilirse yetiştirilsin, bir çocuğun içinde yaşadığı küçük dünyasındaki en ince, en hassas duygu adalet duygusudur. Bir çocuğun maruz kaldığı adaletsizlik çok küçük boyutlarda olabilir, ancak çocuk küçük bir insan olsa da içinde yaşadığı dünyada sahip olduğu her şey kendi ölçülerine göre büyüktür.
Çocuğun her zaman yardıma ve bakıma muhtaç bir birey olduğu modern dünyanın en büyük yanılgılarından biri. Kendini geliştirmesi ve sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için hayatı olabildiğince kendi kendine deneyimlemesi şart, en azından ilk yıllarını geride bıraktıktan sonra. (...) Annesi çalışan çocuklar verilen eğitimi daha rahat alıyor ve gelişime daha açıklar.
Zenginler "müştereken yetiştirmeye" inanırken fakirler "doğal gelişiminin tamamlanmasını" tercih edip her şeyi okula bırakıyor. Bu tavır farkı zengin çocuklarının takım çalışması ve doğaçlama gibi ileride çok işe yarayacak özellikleri edinmesini sağlarken fakir ailelerden gelen öğrencilerin daha az talepkâr ve bağımsız olması sonucunu doğuruyor. Birinci gruptakiler kişisel tercihlerinin peşinden gitmeyi bir hak olarak görürken ikinci gruptakiler bir türlü adapte olamadıkları kurumsal yapılarda inisiyatifi alıp kendi yollarını çizmeden kaderin kodlarına atlıyorlar işler yolunda gitmediğinde şapkadan tavşan çıkarmaları mümkün olmuyor kısaca.
"Çocuklarının iyi bir okula girmesi için var gücüyle çalışanların, onları sevgiyle dolu büyütmek ve doğru değerleri vermek için de aynı gayretle çalışması gerekir."
Hamilelikte başlayıp çocuğum 9 aylık oluncaya kadar okudum ve bitirdim. Ve okuması en uzun süren kitabımdı. Ama tercih olarak doğru zaman diyebilirim. 2 arkadaşın yazdığı çocuk yetiştirme konusunda farklı bir bakış açısı gösteren harika bir kitap. Kitaptan anladığım öz şu: > Biz insanlar bebeklikte de çocuklukta da yetişkinlikte ve hatta yaşlılıkta da aslında hep aynıyız. Sadece kendimizi her dönemde farklı şekillerde ifade ediyor ve anlaşılmak istiyoruz.
>Bir bebeğin öfkelenmesi çok güzel bir şey. >anne-baba olmak demek baştan sona sabır ve güzel bakışa sahip olmak demek. Benim için artık sık sık açılıp okunacak bir kitapsın
Ne diyebilirim bilmiyorum, keşke yaşarken tanışma fırsatı yakalayabilseydim diyebildiğim çok kıymetli insan Doğan Cüceloğlu’na herkesin rastlamasını dilerim…
Her istediğine ulaşan bir çocuk, adamlık yolu tıkatılmış bir çocuktur. Çocuk herşeyi isteyebilir. Hak ettiği kadar ve gereği kadar ulaşabilmelidir. Sınırsız harçlık, açık büfe türü sofralar, eskisin eskimesin sürekli yenilenen kıyafetler çocuk için zarardır. Merhametten mazarrat doğurmamak lazım..
“Oyunun en yararlı kısmı kahkahadır. Araştırmalar kahkahanın endişeyi, gerginliği ve öfkeyi azalttığını gösteriyor. Çocuğunuzla oyun oynayıp kahkaha attığınızda, disiplin sorunlarını çözer, çocuğunuzu stres ve travmadan uzaklaştırırsınız.”
Kelimelerin dünyasına henüz yabancı çocuklarımızın en büyük iletişim yöntemidir aslında kurduğu oyunlar.
“Yıllar sonra kimse evinin derli toplu olmadığından bahsetmeyecek ama mutlu ve huzurlu yetişmiş bir çocuk uzun yıllar bahsedilecek başarıların tohumlarını ekecek..”
.
.
Bizim gibi takıntılı bir anne baba için bu söz bir ayna niteliğinde olmuştu. İşten gelince bir yandan yemek hazırlamak, bir yandan dağılan yerleri toparlamak, bir yandan eve kalan mesaiyi düşünmek,bir yandan ilgi bekleyen bir miniğe zaman ayırmak çok zordu. Beklediği ilgiyi görmedikçe hırçınlaşan bir bebekle baş etmek daha da zordu. Hele ki bu bebek birkaç saat zaman geçiren herkesin “yaramaz” demeye dili varmayıp “ Allah yardımcınız olsun çok hareketli” dediği;anneannesine göre nazardan, teyzelerine göre zekadan, babasına göre yapıdan ama doktoruna göre tamamen kendi sinirli bir bebek olmasından kaynaklı ekstra agresif bir bebekse. Hal böyle olunca zamanla gerildiğim sabrımın tükendiği yerde benim de sesimi yükselttiğim sonrasında da sesimi yükselttiğim için kendime kızıp içten içe ağladığım bir döneme girmiştim. Böyle bir ruh halinde bir arayıştayken bu kitabı aldım. Sevgili Hatice hanımın her zamanki naif ve sade anlatımıyla aslında çoğu zaman farkında olduğumuz ama dışarıdan birinin ara sıra hatırlatması gereken şeylerle yüzleştim.
.
.
Yer yer yaşanabilecek olaylara verdiği örneklerle neler yapmamız gerektiğini gösteren, bazen anlayamadığımız davranışların altındaki sebebin ne olabileceğini anlatan, yeri geldiğinde de aa ben bunu biliyordum zaten ama iyi oldu hatırladığım dediğim bir okuma oldu benim için. Kendi adıma çoğu yerde istifade ettim.
.
.
Varsa derdime ortak gönülden tavsiye ederim.
Şimdiden keyifli okumalar
Anne ve babalar, çocuklarınıza makul ve sevgiyle işlenmemiş bir terbiye vermeyip kendi haline bırakmayın. Bu suç sayılması gereken, ahlaksız bir davranış olur. Çocuk yetiştirmek sadece aile içindeki bir mesele değildir. Bu bir toplum ve devlet meselesidir.
Sayfa 42 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu