'bayram, yeni elbiseler giyenlerin değil asıl bayram amelini artıranlarındır. bayram, elbise ve binekleri güzelleştirenlerin değil asıl bayram, günahlarını bağışlatanlarındır.'
Maddenin üstünde bir mânâ, fiziğin ötesinde bir metafizik gerçeği, dünyadaki bütün kıymetlerden başka ve onların üstünde bir ruh ve bir Allah vardır. Bu gerçekler bilinmedikçe, ilim ve teknik bu bütün içindeki yerini almadıkça insanlık buhrandan buhrana sürüklenecek, huzur ve sükûna kavuşamayacaktır.
Maddecilikten kurtulamayan, her şeyi fizik kanunları ile laboratuvarlarda izaha kalkışan yirminci asır medeniyeti idrakini genişletmelidir: "İnsan ruhunu anlamadan atomu izah etmek mümkün değildir." "Bir öksürükle gökte bir yıldızın düşmesi arasında sıkı münasebetler vardır ve bunlar bir büyük oluş prosesinin ayrı ayrı görünüşleridir."
Aziz Paul'un dediği gibi, hiçbir insanın haklı olduğu söylenemez, çünkü hiçbir insan Allah'ın mertebesine erişememiştir. Kanun, insanların erişemeyecekleri kadar uzak bir mahkemenin iradesini belirtir.
Eğer sen düğününü düşünüyor ve çocuğunu sünnet ettireceğin günlerin hayaliyle kavruluyor, bir günlük neşeyi gözünün önünde koca bir dağ gibi tutuyorsan çıkıp Roma imparatorunun karşısında hakkı haykırmayı bırak bir kenara, eşine çocuğuna karşı da konuşamaz, kekeme olursun.
Çünkü senin gözünde, Allah için hiçbir değeri olmayan basit şeyler dahi dağlar gibi kocaman olmuştur. Allah'ın nazarında hiçbir değeri olma- yan şeyler, insanların gözünde çok değerli olduğu için Allah'a kulluğa engeldirler.