"Hiç kimseler: hiç kimselerin çocukları, hiçlerin sahipleri. Hiç kimseler, hiç kimsesizler, tavşan gibi kaçanlar, yaşarken ölenler.
Olabilecekken olamayanlar.
Dil değil lehçe konuşanlar.
Din değil kör inanç sahibi olanlar.
Sanat değil süs eşyası yaratanlar.
Kültürleri değil folklorleri olanlar.
İnsan değil insansal kaynak olanlar.
Yüzleri değil kolları olanlar.
Adları değil numaraları olanlar.
Dünya tarihinin sayfalarına değil de yerel gazetenin zabıta sayfasına geçenler.
Canlarını alacak kurşuna bile değmeyen hiç kimseler."
Bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz.
"İyi ama, hangi temeller üstüne oturtacağız bir bilgiyi ya da bir ahlakı? Hiçbir durumda bu temel, bilgisizlik olamaz, bizse bilgisizlik içinde yüzüyoruz, çıkış noktası olarak, temel olarak elimizde hiçlikten başka şey yok!"