Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Bazı anlar vardır hiç bitmesin istersiniz, aynı şekilde bazı kitaplar, bazı şarkılar, bazı şiirler…
Bu kitap bitti ama anlatılanlar; yani insanın kendini arayışı hiç bitmeyecek bana göre…
Bazen buldum sanacak tamam diyecek belki ama yanılacak. “Çünkü biz insanız; zayıfız, riyakarız, korkağız, alçağız!”
Kaan Murat Yanık ile tanışmam Butimar
Bilmediğiniz bir yere bilmediğimiz bir yerde hayalleri uğruna yolculuğa çıkan ve bu uğurda başarılı olan bir pilot....
Onu sabırla bekleyen meleği...
Acaba biz mi çok korkağiz diye okurken düşündüm sıkılmadan akıcıbirşekilde okudum beğendim ağladım ve mutlu oldum..
Emeklerinize sağlık
192 syf.
8/10 puan verdi
Yusuf Atılgan - Aylak Adam
Yazarın ilk okuduğum kitabı, bazen kendimi gördüm. Hep bir arayış, eleştiri ve bir tutamak. İnsanın bir tutamağı olmalı diyor. Mutlaka olmalı, bulabilir miyiz? Ararsak belki.
Aylak adamımız Bay C. Parası olan özgüveni yüksek birisi, aradığını bulduğunu sandığı zamanlar oldu fakat yanıldığını anladı ve aramaya devam
Mehmet Eroğlunu okuduğum, tanıdığım ilk kitabı ve sanırım son olmayacak. Kitabı nasıl anlatabilirim diye düşünüyordum uzun uzun. "İnsanlar bu yorumu okuyunca kitabı okumak isteyecekler mi?" bu düşünceyle yola çıktım.
Kitabı tek cümle ile özetleyin deseler "bir adamın geçmişi ve inancı ile olan kavgası" derdim. Ama buna eşlik eden şeyler de var tabi. Mesela devrimciler, aşıklar, soylular, alçaklar, uzun mektuplar, eski arkadaşlar....
Bu liste uzar gider. Ama en can alıcı nokta Ayhanın ense kökündeki yara ve beynindeki iblis.
Kitabın dili yalın ve anlaşılır. Kitaptaki karakter sık sık geçmişe ve geçmiş içinde geçmişe gidiyor. Karakterin şimdiki anını bir sonraki adımını merak ediyorken için için geçmişteki sırlar ile dolu olaylar silsilesi de sizi kitabı çabucak bitirmeye itiyor. Kitap 60'lı yıllar Türkiyesine götürüyor sizi. Kesinlikle okunması gereken bir kitap.
"Bizler aslında hayvanız," diyor. "Hem de en kötüsü, pençe yerine parmaklarına demirden ölümler kuşanan bur türden. Sanki Homo-Homicidus. Yani öldürmek içgüdüsüyle öldüren cinsten. Biliyor musunuz ki, doğada hiçbir canlı kendi türünden olanları salt öldürmek amacıyla öldürmez. Ama biz insanlar binlerce yolunu keşfettik. Kurşundan, nükleer silahlara kadar. Aslında korkağız. Ve bu doğanın içinde korkunç bir ürkeklik içindeyiz. Sonuç: öldürmek ya da Tanrı yerine geçmek güdüsü."
Okuduğum ilk Zweig kitabıydı.Tarzını sevdim.Duyguları adeta kahramanlarla yaşıyorsunuz hatta o kahraman olup çıkıveriyorsunuz farkında olmadan.Sanırım en usta yazarlar en az sözcükle en çok şey anlatanlar ki Stefan Zweig bu tür yazarlardan.Kitapla ilgili spoiler vermeyi düşünmüyorum .Sadece kitabı okurken içimdeki replik gitmek ya da gitmemek işte tüm mesela bu.Kendi iradenle mi gitmek yoksa içindeki otomatik makinanın ayaklarını ele geçirmesi mi ?Kime ya da neye gitmek onu size bırakıyorum.
Sahi özgürlük neydi ? Dışımızdan okyanus kadar özgür olsak da içimiz tutsaksa veyahut huzursuzsa bu yine de özgürlük müdür ?Eğer tüm dünya olarak kötülüğün karşısında dursaydık engelleyebilir miydik?Belki de hepimiz korkağız.Gibi gibi..Okurken sorgulatan az ve öz yazılmış güzel bir eser.Okuyunuz efendim...Size katacakları var.
ROLLO MAY
YARATMA CESARETİ
.
Kavramlar üzerinde bu kadar yoğunlaşmış bir an için bu kitabı seçmem sanırım bir tesadüf değil. Olsa olsa evrenin yasaları bir bütünün hayrına çalışıyor demektir.
.
Daha önce de ismiyle dikkatimi çekerek @kanihasahaf ta edindiğim bu eser sanatçı ruhlu insanlarin edimsel başarılarının arkasında yatan yaratma cesaretini tartışıyor her satırında örneklerle.
.
Yetenekleri olsa bile bir insanın ,o yeteneğin içinde kendini kaybetmedikçe ,yaratıcılığın söz konusu bile olmadığından bahsediyor.
.
Çoğumuz kendi potansiyelimizin farkında olamayacak kadar korkagiz aslında. Yetenek sorumluluk da getiriyor beraberinde. Bizim esas korktuğumuz da bu sorumluluk. Farkındalığı gelişen bireylerin sorumluluğu artar, sorumluluğu artanın sorgulaması başlar. Ve her sorgulama ardından yaratıcı çözümler getirir ki bu sancılı süreci ancak cesur olanlar atlatabilir. Yolun yarısında vazgeçenler tarihe adını yazdiramayanlardir.
.
Özellikle yazarın ressamlara ilgili verdiği örnekler gayet dikkat çekici.
Psikanaliz ve varoluşçuluk felsefesi üzerine uzman olarak çalışan Rollo May tüm üniversite öğrencileri tarafından okunmalı.
Hayatında her alanında yaratıcılığa ve dahi bunu gerçekleştirebilmek için cesarete ihtiyac var.
.
Kitabin ilk 40 sayfasında çevirmen Alper Oysal tarafından yapılan açıklama felsefe sevmeyenlere biraz ağır gelebilir ama mutlaka okunmalı. Altı çizilecek çok fazla cümle var ve kitabın gidişatı için önemli bir kısım.
.
Kesinlikle tavsiye ederim.
İyi ki kitaplar var.
Kumral Ada~Mavi Tuna
Merhabaa,
Kitap hakkında ilk başta konusuna kısaca değinicem
Ada, ünlü sinema yıldızlarının biricik kızı
Tuna, yakışıklı abisinin sakin kardeşi boncuk gözlü
Aras, gözüpek mahallenin yakışıklısı
Meriç, Adanın kuzeni sakin uysal kız
Adaların Kuzguncuğa taşınmasıyla başlayan hikayemiz akıcı bir şekilde ilerliyor. Tuna'nın
Bir insan yanlış birşey yaptığında içimdeki şeytana uydum, o an sanki ben değildim, bir anlık öfkeyle şeytanı dinledim gibi sözler yerine kendime yenildim, ben bana uydum diyemiyor?
Çünkü kötü şeylere kendini sebep göstermekten korkuyor.
Çünkü böyle kötü şeyler sadece şeytana yakışıyor.
Çünkü kendini suçlamaktan daha kolay geliyor.
Ömer ve Macidenin hikayesi..
Macide anne ve babasından uzak İstanbul'daki teyzesinde kalıyor. Bir vapur gezintisinde Ömer Macideyi görüyor ve o anda ona aşık oluyor. Aşık olduğu Macidenin Ömerinde ara sıra ziyaret ettiği Emine teyzesinde kaldığını öğreniyor. Kısa bir süre sonra tanışıp, vakit geçiriyorlar. Babasının ölüm haberi üzerine para desteği gelmeyen Macideyi eniştesi artık evinde istemediğini belli ediyor. Macide artık orda kalmayacağını bilerek dışarı atıyor kendini.. Karşısında Ömeri görüyor.
Artık Ömer ile yaşamaya başlıyor ve bu zamandan sonra asıl hikaye başlıyor.
Kitabın konusu çok ilgimi çekmedi , fakat verdiği mesaj çok güzeldi. Hepimizin içinde bir yerde hata ettiğimizde suçlayabileceğimiz şeytan var, kendimizi suçlamaktan korkuyoruz. Sonuçlarına katlanamayacağımız için.
İşte bu yüzden hepimiz bir yerde korkağız.
Tutunamayanlar 2
Kinyas ve Kayra benim için Tutunamayanlar felsefesi ile eşdeğer bir şey . Türk postmodernizmin öncüsü . Medeniyet eleştirisinden yola çıkan iki kahramanımızın hikayesi. Medeniyet eleştirisinden çok ölümden korktuklarını hissettim ölümden korktukları için de yaşamaktan da korkuyorlardı. Kitabı okurken gerçekten sanki ben yazdım çünkü tüm
Deli
Kitabı okudukça günümüz toplumunun aslında ne kadar çok hayal kırıklığı yarattığı anlaşılıyor. 'Yaşam'dan bir haberiz, acıya karşı aşırı kırılganız, kibirli ve korkağız, kendimiz ve davranışlarımız hakkında pek mantıklı fikirlerimiz yok, kafamızda yaşıyoruz, bilinçsiz kölelerden oluşuyoruz. Kısaca tam bir delilik hakim bize. Gerçek bir delilik. Akıl hastaları türünden. İnsan acınası bir varlık. Dehşet verici bir inceleme. Teşekkürler Han.
Han kafamızı açıp yaşamın en derin sırlarına götürüyor bizi. Onun için en insancıl topluluklar, yaşamını aşkınlığa adamış rönesans insanları veya gymnasiumda vücutlarının sınırlarını zorlayıp kahramanca yaşamaya çalışan Antik Yunan atletleri olurdu galiba. Son olarak, Han'ın yanında Bauman'da önerilir toplumları ve yaşamı daha iyi anlamak için.
Bir psikiyatriste içini dökenler bir papaza günah çıkaranlardan daha rahat konuşurlar Çünkü psikiyatristler cehennem ateşinden söz etmez ...
.
.
.
Her insan tektir her bireyin kendi özellikleri içgüdüleri ve serüven biçimleri vardır. Ancak toplum Her zaman belirli davranış kurallarını herkese empoze etme eğilimindedir. İnsanlar neden kurallara uymak zorunda olduklarını asla merak etmezler.
.
.
Eğer herkes hayal kurmasına rağmen pek az kişi hayallerini gerçekleştirebiliyorsa hepimiz korkağız demektir.
.
.
Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaş verdiği bir dünyada, Ölmeye karar verenler anlamak kolay mi?
Kitabı okuduğum zaman insanların sasirdigini gördüm hatta herkesin içinde okumamak gerektiği yorumunu aldım . Neden ? Ne sagciyim ne solcuyum sadece her düşünceye açığım, ki guavere şuan ki işçilerin rahat calisabilmesinin yatağını hazirlamis biri. Özgür bir millet için savaşarak ölürüm diyor kimsenin yapamadığı şeyi yapıyor .Atatürk gibi oda cumhuriyet kuruyor Kubada. çoğumuz korkagiz cesur insanlardanda korkuyoruz.
Kitap che'nin ölümüyle başlıyor , daha sonra yorumlar en sonda veda mektuplariyla bitiyor . Kitaptan yana tek şikayetim roman gibi değil zaten yazar da edebiyatçı değil ,düz yaziymis gibi okunuyor .
Kitapta ilk önce monarsiye lanet edip devrim olmasını istiyorsunuz. Devrim olunca da her şey mükemmel olmuyor. Bir ütopya olmuyor . Yani kitabın çift yanlı yaklaşımını çok begendim ben.
Her devrim maalesef sancili kanlı oluyor. Devrim olunca bir ütopya olmuyor. En başta devrim kalıcı olsun diye sağlam temeller atılsın diye korku pomplaniyor
