Cesur ol.
Yeniye de bir fırsat ver.
Cesaret, hiç korkmamak demek değil. Korkularına rağmen bilinçli şekilde eyleme geçebilmektir.
Cesaretin olmadığı yerde esaret vardır.
Sen özgürlüğü seç.
Herkesin bir yolu var mıdır bilmem. Hayatta asıl bilmem gerekenleri bilmem. Bu da aslında onlardan biridir. Bilsem, yine bir şey bilmiş olmayacağım, bunu biliyorum. Başkasına ait, onun sırrı ile bildiği bir şey anlatılsa bile anlaşılmıyor.
Çalınmasından bile korkmamak lazım. Anlatmak için çırpınılsa, bir gerçek bir başka kimse ile birleşemiyor. Mümkün
değil birleşmiyor. Gerçek, parmak izi gibi kendine ait, değişmez, neye yarar peki? Suç işlediğinde yakalanmaya, başka değil. Parmak izi ile kim felah bulmuş, kim parmak izini gösterip rahatlamış, kim başkasında olmayan yani başkasının göremediği yani ona yok sayılan bir gerçekle övünmüş de neyle övündüğü anlaşılmış? Kim övünmüş de övünürken asıl söylemek istediklerini söyleyebilmiş? Ah pek yazık, gerçekten pek yazık. Gerçek varsa, bu yazıktan vazgeçerim. Yoksa yazık demek hiçbir şeye yetmez. Bu yazık dünyanın, orta yerin, bu pek kâbuslu rüyanın söylenişi. Yaşıyor muyuz? Evet, pek yazık, şimdilik pek yazık.
“konuşunca
konuşunca ilk kez gördüm ilk kez
çınar ağacının altından geçerken
ilk kez yapraklara basıp yürürken
çıtırdıyla güzelleşen uykuların ucundan
yavaş yavaş gördüm sessizlik çok doluymuş
çok yalnız çok habersiz...
şiirimle hayat arasında bir savaş var!
mehtapla gün arasında su ile buz arasında
yeryüzünün ellerine bahçeler düşüren
bir savaş var!
zaman aksıyor, yağmurun sesine öykünüyor taş
güvercinlerin adsız çırpınışları baharı demliyor
aşinayım bu uçmama konusuna
açıp korkmamak çiçekler gibi
akıp gitmemek su gibi rüzgar olup
şafağın yükünü olmamak gibi
aşinayım ben boy verdiğim yerde yanmak kanununa
benimle hayat arasında bir savaş var! “
1894 yılında İngiltere’ de doğan, annesi Matthew Arnold’ un yeğeni, babası Chornhill dergisinin sahibi, kardeşi ve dedesi biyolog olan yazarımız Aldous Huxley; bilim ve edebiyatın renkli dünyası ile büyüyor ve eserlerinde de bu dünyanın izlerini bize yansıtmaktan geri kalmıyor. Tıp fakültesinde okurken yaşadığı göz problemleri dolayısıyla bir sene
Kısa olmasına rağmen içinden çok şey alınabilecek bir eser. Sadece okumuş olmak için değil düşünmek için okunmalı. İki şey üzerine kurulu olduğunu düşünüyorum. " bilgelik bilmediğini bilmek ve doğru olanı savunmak pahasına ölümden korkmamak." Sokrates' in düşünceleri çağlar geçse de eskimeyecek düşüncelerdir. Bunu kitaptan çok rahat çıkarırız. Bu kısacık kitabı büyük düşüncelerle okumanız dileğiyle..