"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
*Kadınların yüzlerine değil gözlerine bak. Ama gözlerinin rengine değil, anlamına.*
Budala* Dostoyevski den okudum dördüncü eser.
Bu eserle ilgili neler söyleyebilirim* çok düşündüm.
Kitabımızın kahramanı Budala* Lev Nikolayeviç Mışkin*
Nasıl bir Bulada Mıskin?
Anahtar kelimeler ile ifade etmek gerekirse deneyimsiz,
olağanüstü saflık ve
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Bizim evrenimizde gelişmeyen her şey çürür. Bizim kendi yaşamlarımızda bile, her an için gidilebilecek yalnızca iki yön vardır; ya yukarı, ya da aşağı.
Korku… Duyguların en rahatsız edici, en tehditkar, en soğuk olanı… Varlığıyla kasvet yaratan, kaygısıyla hayatı kabusa çeviren, soluğuyla ürperten karanlık bir enerji…
Sözlükler, korkuyu, “Herhangi bir belirsizlik karşısında, tehdit algısı ile tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz bir histir” diye tanımlar. Öyledir de. İnsan, korktuğunda kalp
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
İnsanın iki duygusu vardır. "Korku ve Sevgi" bunlar kendi içinde birbirine zıt şeyler değildir. Sadece varoluşumuzun farklı düzeylerindeki aynı gerçeklerdir. Korku çürümüş sevgidir.