Bütün bunlar tuhaf ve şaşırtıcı; çünkü aşk, bir insanın başına gelebilecek en iyi ve en güzel şey, en yüce ve en önemli şeyleri başarmasını sağlayabilecek bir durum olarak görülür. Bu açmazdan nasıl çıkılır? Bizi aptallaştıran ve kabalaştırma potansiyeli olan şey nasıl olur da en büyük mutluluk olarak hissedilip tanımlanır? Aşk nihayetinde bir hastalık mıdır, en güzel hastalık değil de en korkunç hastalık mıdır? Yoksa etkisinin yararlı mı zararlı mı olacağı, dozajına göre değişen bir zehir midir aşk? Sokrates, koş yardımımıza!
Zira her yoğun acı doluluk benzeri bir durum yaratır ve bilince, içinden çıkamayacağı korkunç bir gerçeklik sunar...
Reklam
..o soğuk, neredeyse düşmanca bakışlarda, yaşayan bir insan için korkunç bir durum olan dünyevi her şeye yabancılaşma hissediliyordu..
Zaten birçok Türk evinde böyle bir suskunluk vardı, geçmiş konuşulmazdı. Sanki o korkunç olaylardan söz etmek, her şeyi yeniden başlatacakmış gibi... Türkiye’de hemen her konuda, her kurumda sorunların çözülmesinden çok üstünün örtülmesine öncelik verilmesi, acaba bu alışkanlığın sonucu ortaya çıkan bir durum muydu?
Bence en dayanılmaz, en korkunç durum uyanık olup da azap çeken bir ruhun duyduğunu anlatma olanağını bulamamasıdır. Dili kesildikten sonra işkence edilen insanların durumuna benzetebiliriz bunu...
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet (sonsuza kadar) muhafaza ve müdafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve istikbalinin (varlığının ve geleceğinin) yegâne (biricik) temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek (yoksun bırakmak) isteyecek dahilî ve
Sayfa 648Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.