George Orwell’in 1984’ü, ilk bakışta sosyalizme yöneltilen bir eleştiri gibi algılansa da, özünde totaliter ve baskıcı yönetimlerin tümüne yöneltilmiş bir eleştiridir. Kitabın dile getirdikleri herkes için bir uyarı niteliği taşır; mahremiyet, düşünce-dil ilişkisi ve apolitiklik üzerine uyarılardır bunlar. Kitabın okuruna vermek istediği mesaj hiç
Beethoven’in Kreutzer Sonat’ını çalıyorlardı. İlk prestoyu bilir misiniz? Bilir misiniz?! –dedi bağırarak.– Ah!.. Korkunçtur bu sonat. Özellikle de bu bölümü. Müzik zaten genel olarak korkunçtur. Nedir o öyle? Anlamıyorum. Müzik nedir? Müzik ne yapar? Ve yaptığı şeyi neden yapar? Müziğin ruhu yüceltmek suretiyle etki ettiğini söylerler, saçma,
Önyargının Rengi: Çatı Katının Ham Hali 1888 sonbaharı ve Sherlock Holmes sıkıntıdan patlamak üzere. Dört aydır tek bir dava bile geçmemiş eline . Ve böylece dedektifimiz teselliyi, Dr. Watson'ı kahreden bir şekilde yüzde yedilik solüsyonda bulur: kokain . Holmes'a göre kokain, zihnini uyarıyor ve açıyor - düşünecek başka hiçbir şeyin olmadığı