Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
Yaşamak insanların en büyük korkusu.Ölüm,sahip olduğumuz en büyük korku de­ğildir; en büyük korkumuz yaşamak için risk almaktan korkmamızdır.Gerçekte kim olduğumuzu ifade ederek yaşayabilme riskini almaktan korkuyoruz.
Reklam
Biz, özgür olmaktan korkuyoruz aslında. Yerleşik düzenin dikte ettiği, herkesin de karşılıklı olarak kabullendiği tutum ve davranış sınırlarının içinde kalmak istiyoruz. Bizi nihai bağımsızlığa götürecek adımı atmaya cesaret edemiyor, kendi içimizdeki sese kulak vermekten çekiniyoruz. Çünkü öyle yaptığımız zaman, bize genellikle deli deniyor. Bize deli denmesini istemiyoruz. Bize deli denmesinin ve deli muamelesi yapılmasının sonuçlarına katlanacak gücümüz yok.
Kimliklerimiz hiçbir zaman olmadığı kadar belirsiz ve kırılgan. Kendi fikirlerimi ifade etmekten korkuyoruz ya da daha kötüsü, kendi fikirlerimi oluşturma kabiliyetinden yoksunuz.
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları kendinize dost edinmeyiniz! Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse, o onlardandır. Şüphesiz Allah [c], o zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez. Yüreklerinde hastalık bulunan kimselerin onlara doğru hızlıca koşuştuklarını görürsün. Bir de derler ki: 'Bize bir felaketin çarpmasından korkuyoruz!' Umulur ki, Allah [c] fetih veya kendi katından bir emri ihsan ediverir de, onlar yüreklerinde gizlediklerine pişman olurlar." [Maide, 51-52]
Kelimeleri,daha önce, öyle kötü yerlerde kullanmış oluyoruz ki, kirletir diye korkuyoruz duygularımıza dokunursa.
Reklam
“Her yerde çok fazla acı var ve biz,görmezden geliyoruz.Gerçekte hepimiz korkuyoruz.”
Önemli!
Vebalardan korkuyoruz. Hastalıklardan korkuyoruz. Mikroptan korkuyoruz ve ona göre ince hesap yapıyor ve uzaklaştırıyoruz. Kurgulara inanıyoruz. Birisi; "şurada koleradan bir ölüm olmuş" dese tüm beldede telaş yayılır. Her yeri korku kaplar. Bütün herkes o kişinin o salgın hastalığın ilk kurbanı olduğunu düşünür. Fakat şu ahlâkî hastalıklar, Allah'ın ve peygamberinin kızdığı şu maddeye kulluk, arzulara kulluk, güce kulluk, zevklerine uyup yoldan çıkma, isteklerinin peşine takılma, zevklerine, hoşuna giden şeylere, eğlenceye, şarkıya, çalgıya, rahatlama ve teselli araçlarına dalma, komutanlara, prensiplere, liderlere ve sloganlara körü körüne kesin itaat etme, gerçeklere gözünü kapatma, tekrarlanan tecrübelere önem vermeme, rüyalara dalma, ümitlere dalma, insanı sonsuza kadar kutsallaştırma, onların hatadan ve sapıtmaktan masum olduklarına inanma, kahramanları kutsallaştırma, liderleri kutsallaştırma, politikacıları ve politikacıların dışındakileri kutsallaştırma huyları, bütün bunlar daha fazla tehlike oluşturan durumdur.
Sayfa 111 - Asalet yayınlarıKitabı okuyor
Meraklıyız , ama bilinmeyenden de müthiş korkuyoruz .Bu yüzden , kurttan korkan bir koyun sürüsü gibi , belirli bir tür bilinci içinde birbirimize sokuluyoruz .Bilinmeyenle ilgili bazı sorulara kulaklarımızı tıkıyor , bu gibi soruları bastırıyor ve kendi önemimizi tekrar tekrar vurgulayarak huzura kavuşuyoruz .
Sayfa 234 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kusurlu insandan korkuyoruz , ona acıyoruz ,onu hor görüyoruz ,ondan tedirginlik duyuyoruz .Kusursuz insan imajımıza dayanarak aşağılıyoruz onu .Sağlam kafa ve sağlam vücuda sahip olduğumuzdan ,kendimizi mükemmel idealine daha yakın hissediyoruz ."Ah bir tek o sivilce olmasa " diyerek , kendilerinin gerçekten mükemmel olacağına inanan o kadar çok kişi var ki aramızda .
Sayfa 227 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Psikiyatristin bir bakışı ya da sözüyle normal olmadığımızın ilan edilmesinden ödümüz kopar .Biz, özgür olmaktan korkuyoruz aslında .Yerleşik düzenin dikte ettiği , herkesin de karşılıklı olarak kabullendiği tutum ve davranış sınırlarının içinde kalmak istiyoruz .Bizi nihai bağımsızlığa götürecek adımı atmaya cesaret edemiyor ,kendi içimizdeki sese kulak vermekten çekiniyoruz .Çünkü öyle yaptığımız zaman ,bize genellikle deli deniyor .
Sayfa 53 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsan duyguları değişen olaylarla nasıl gizli, bambaşka bir akış kazanıyor! Bugün sevdiğimizden yarın tiksiniyoruz; bugün aradığımızdan yarın kaçıyoruz; bugün istediğimizden yarın korkuyoruz; korkudan titriyoruz üstelik.
Komşumuzun düşüncesinden, kendi seçim özgürlüğümüze saygı gösterdiğimizden daha fazla kor­kuyoruz. Bana inanmıyorsun Tak, ama hele bir dene, çizgiyi aşmayı dene, yalnızca hayalinde, sonra da neler hissettiğine bak.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.