" Ben avlu kapısında nöbet bekliyordum . Ortalıkta çıt bile yoktu Bir ara dalmışım, bir kadının sesiyle ayıktım.Sana yemek getirdim , dedi kadın. Tepeden tırnağa ak libaslar içindeydi.Şu yukarı kayalıklardan ,şu aşağıdaki alandan yandan yönden hiç ses çıkarmadan ak libaslar giyinmiş kadınlar geliyorlardı.Sonra ne olduğunu anlayamadım.Gözümü açtığımda kollarımın , ağzımın bağlı olduğunu anladım. Öteki nöbetçiler de yanımda yatıyorlardı, avlunun ortasında, taşların üstünde. Ayağa kalktım , odaya koştum , İnce Memed yoktu .Dağa yukarı baktım, binlerce ak libaslı kadın doruğa yukarı ağır ağır çekilip gidiyorlardı . Arkalarından koştum , bir kaç el de ateş ettim , bir baktım ortada kimsecikler yok .Cin miydi, peri miydi, insan mıydı bu kadınlar,artık onun orasını ben bilemem , Allah bilir . "
" Çiçeklideresinin canavar kadınlarıydı .Hani o İnce Memede ağıt yakan kadınlar.Onlar ne cin, ne peri , ne feriştahtı , düpedüz insandı. "
Öteki nöbetçiler de aşağı yukarı buna benzer şeyler söylediler.Yalnız , onlara göre kadınlar çırılçıplaktılar, hepsinin de memeleri dimdik, sert ve sivriydi.Bunlar da onları yakalamak için arkalarından koşmuşlar, yetişmişler , kadınlardan tuhaf , bayıltıcı bir koku esince kendilerinden geçmişlerdi .