Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı hattâ zehirli nesneleri yerlerse, Türk milleti de "Kızılelma" kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor..
Bir topluluktan ortak ülküyü kaldırın, insanların hayvanlaştığını görürsünüz. Ortak düşüncesi olmayan toplulukta, herkes, yalnız kendi çıkar ve zevkini düşünür. Böyle bir toplulukta fedakarlık, saygı, nezaket kalmaz. Bencillik, kabalık, rüşvet, iltimas ve namussuzluğun türküsü alır yürür. Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı? Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse; Türk milleti de “Kızılelma” kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.
Reklam
Hüseyin Nihal Atsız
Kızılelma, Türk milletinin manevî besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse, Türk milleti de "Kızılelma" kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.
Sayfa 22 - ÖTÜKEN YAYINLARIKitabı okudu
Ah Peyamî iyi yazarsın da
Ama gençliğindeki bohem dönemi saymazsak hayatı boyunca hep iki şeye karşı çıktı Safa. Bunlardan biri komünizm (sınıf yok, "milli gövde" var, diyordu), diğeri kozmo­politizm (yine "milli gövde" var, diyordu; "bizim" manevi değerle­rimizle "onlar"ınki, "halis" olanla "soysuz" olan arasında aşılmama­sı gereken bir eşik var).
Kızılelma, Türk milletinin manevî besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hattâ zehirli nesneleri yerlerse; Türk milleti de “Kızılelma” kendisine yasak edildiği için Marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.
Kozmopolitizm ve çok kültürlülük taraftarları Amerika’nın başını belaya sokanın kozmopolitizm değil , Amerikan istisnacılığı olduğunu cevabını verirler. Genellikle, kozmopolit değerlerin Amerikan anayasası ve kanunlarıyla hayata geçirildiğine inanarak diğer insanları kendi değerlerimize empoze etmekte cömertçe ısrarcı olduğunu savunurlar.
Sayfa 219 - Nobel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı hatta zehirli nesneleri yerlerse, Türk milleti de "Kızılelma" kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.
Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse Türk Milleti de "Kızılelma" kendisine yasam edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor. Fakat artık bu devir kapanmıştır. Gittikçe uyanan milli şuur karşısında gafiller ve hainler, Türk Milletini daha çok aldatmayacaklardır. Kızılelma yolunu kapatamayacaklardır. Ziya Gökalp'ın mısraları düsturumuz olacaktır: Demez taş, kaya Yürürüz yaya Türküz gideriz Kızılelma'ya.
575 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kayıp Zamanin Izinde Seri 3.kitap Guermantes Tarafı adlı kitabi an itibariyle bitirmiş olmanın sevinci ile hemen kitabın bende bıraktıklarını anlatayım arkadaşlar. Okuyanlar bilirler ki okuması pek kolay olmayan bu kitaplar,diğer yandan yazarın anlatimindaki ustaliga hayran kalıp devam ederler tıpkı benim gibi. Kitabımızda anlatıcı ve ailesi
Guermantes Tarafı
Guermantes TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20201,469 okunma
Bir süre için bütün toplum bireyselciliğe sürüklenir; başka bir dönem gelir ve toplumsal, yardımsever özlemler ağır basar. Dün kozmopolitizm dönemiydi, bugün yurtseverlik üstün gelmektedir. Ve bütün bu çalkantılar, bütün bu gel-git hareketleri, dokunulmaz biçimleriyle hareketsiz duran temel hukuk ve ahlak kurallarında en küçük bir değişme olmadan cereyan eder.
Sayfa 325
Reklam
Eisenhower Doktrini
ABD, feodal ilişkilerin hâkimiyeti altındaki, en fazla da merkantilist kapitalizmle sınırlandırılmış kozmopolitizm ağındaki bir düzen içine hapsetmek istiyordu Arap dünyasını. Din ve milliyetçilik retoriği ise, emperyalist mizansenin motifleri olarak kullanılacak ideolojik çarpıtma ve denetim araçlarıydı. Modernleşmeci, kalkınmacı radikal milliyetçilik, sadece bu nedenle bile Amerikan stratejisi açısından kabul edilemez bulunuyordu. Buna bağımsızlık, egemen haklar üzerinde ısrar ve tarafsızlık ya da her iki blokla ilişki eğilimi de eklenince, suç büyüyordu
"KOZMOPOLİTİZM..."
… Bugün memleketimiz insan düşüncesinden çıkmış ne kadar sosyal görüş ve metod varsa, hepsine birden geniş bir tatbik alanı olmuştur. Bunların hepsi, hayret verici bir inanç ile tatbik sahasına konmaktadır. Türlü türlü ve birbirinden farklı ruh hâlleri ortaya çıkıyor. Dışarıdan gelen bu nazariyeler girdabı, Osmanlı cemiyetini öyle bir meçhule sevkediyor ki, bütün umûmî ve içtimaî gâyeler yok olarak, yerlerine sosyal bir kargaşa demek olan kozmopolitizm geçmektedir. Zaten oldukça çeşitli cinslerden meydana gelmiş olan Osmanlı cemiyeti, kendine has mahiyetini de gitgide kaybederek tam bir çökme tehlikesine doğru sürükleniyor...
Eğer bağışlanma talep ederek insanlığa karşı geçmişte işlenmiş bütün suçlardan dolayı kendimizi suçlamaya başlarsak, artık yeryüzünde masum bir insan, ve bu yüzden yargılama ya da karar verme merciinde hiç kimse kalmaz. Hepimiz en azından, insanlığa karşı suçlarla temel, içsel, silinemez bir biçimde damgalanmış kişilerin ya da olayların mirasçılarıyız.
Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse, Türk milleti de "Kızılelma" kendisine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.
Laikperest kültürden ne çıkıyor? 
İslam medeniyeti, ilk bin yılında dünyanın en başarılı, dinamik ve yaratıcı uygarlığı olmuştu. Büyük bilim adamları, sanatçılar ve düşünürler, Ortaçağ'da zaten hemen hep Müslümanlar arasından çıkmıştı. Amerikalı Yahudi tarihçi Martin Kramer, bu gerçeği teslim eder ve “eğer 1000 yılında Nobel ödülleri veriliyor olsaydı, hepsini Müslümanlar alırdı” der. İslam'ın böylesine görkemli bir altın çağı olduğuna göre, demek ki bu din “terakkiye mani” değildir. Ve demek ki sorun İslam'da değil, başka bir şeydedir. Bu “başka bir şey”i araştıran Bryan Turner veya Fernand Braudel gibi Batılı tarihçi ve sosyologlar, bizde de Sabri Ülgener veya Erol Güngör gibi düşünürler, meselenin özünde “ekonomi”nin yattığını keşfettiler. Gördüler ki, İslam'ın ilk yüzyıllarındaki görkeminin altında, Kur'an'ın getirdiği küresel vizyon kadar, dünya ticaret yollarının merkezinde yer alan Ortadoğu'nun dinamizmi yatıyordu. Ticaret, sadece zenginlik değil aynı zamanda “sosyal hareketlilik” ve “kozmopolitizm” de yaratıyor, Müslümanların farklı kültürleri tanıyıp onlardan yeni fikirler ve teknikler edinmelerini de sağlıyordu.  Laikperest kültürden ne çıkıyor? 
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.