Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O kadar küçük ki, bazı şey şeylerin tıkır tıkır işlemekten vaz geçebileceğini henüz bilmiyor. “Hayır” diye itiraz ettim. “Bir anda soluklanıyor sadece.” “Soluklanmak ne demek?” “Dinlenmek gibi.” “Yorulmuş mu, niye soluklanıyor?” “O anı uzatmak için.”
Sayfa 139 - Hep Kitap
Reklam
"Millet şimdi gavur ordusunu durdurmaya çalışıyor. Varını yoğunu buna harcıyor. Eli silah tutan herkes, sabisübyan, hatta karı kız cephede; ırz, namus davası bu. Anladın mı? Ümmet-i Muhammed`in, dinimizin, şu konuştuğumuz dilin, şu ekmeğini yediğimiz tarlaların, üstüne bindiğimiz atların, sütünü içtiğimiz ineklerin, davası bu. Kaybettik mi, ne Akşehir`in altını gümüşü kalır, ne de Çakırsaraylı sersemi. Anladın mı?"
Sayfa 188 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Erken karar verme hastalığı!
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış çok fakirmiş ama kralın bile Kıskandığı bir ata sahipmiş Kral bu at için ihtiyarı neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış bu at bir at değil benim için bir dost İnsan dostunu satar mı demiş. Bir sabah kalkmışlar ki at yok köylü ihtiyarın başına toplanmış seni ihtiyar bunak bu
" Her zaman yaşamak için bir neden, beklemek ve umut etmek için bağlanacağım küçük de olsa bir gerekçe buluyordum. "
Sayfa 61 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Ben kimseden değilim. Olmadım da şimdiye kadar. Ben hakkın, hukukun, milletin kölesiyim…”
Sayfa 362 - Ötüken
Reklam
'Gökmavisi bir küçük çiçek gibisin sen’ dedi bana. Ve Durgun Akardı Don / Mihail Şolohov
Yürüsene, daha ne bekliyorsun!
Küçük meydanda kararsız bir halde durmuş, Buen Jesus Kilisesine bakıyordum. Her yana bakınıyordum. Kimse varsa da ne olurdu sanki? Ne diyeceğimi kimse bilmezdi ki. Sadece Tanrı bilirdi. İşte sorun da buydu ya. Mademki sadece Tanrı biliyordu, neden hemen oracıkta konuşmuyordum onunla?
Sayfa 65 - Can YayınlarıKitabı okudu
167 syf.
10/10 puan verdi
Hazin, buruk, paramparça sözler... Acı, dinginlik, sevgi, merhamet... ve daha niceleri ince ince işlenmişti her satıra. Gerçekler ve gerçeklerden daha çok gerçek olan yalanlarla avutulan bir yürek. Gidebileceği tüm yolları tüketen, kendi yokluğundan anlam çıkaran, içine dönüp kalbindeki mevsimleri umutlarla yaşayan bir yürek. O eksik yaşanmışlığında zincirlere bağlanmış gibi olmak.. "Sevda dedikleri kara, küçük bir kan pıhtısıdır. Gelir kalbin en içteki, en gizli yerine saplanır kalır. Ve oradan bütün vücuda yayılır. İşte o andan itibaren kan simsiyah akmaya başlar. Buna 'Süveydâ' denir..." "Sevgilerde yetmeyen bir şeyler var. Sanki şu bulutun arkasında varlığıma giden gizli bir kapı, şu sisin ardında beni anlatan bir cümle, bir söz var. Ama göremiyorum o kapıyı, ne kadar istesem de dağıtamıyorum o sisi..."
Yine Seninle Geldi Hayat
Yine Seninle Geldi HayatCezmi Ersöz · Gendaş Kültür Yayınları · 2003506 okunma
Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim. Üstelik, bazı şeylerin, mesela zavallı milletimin farkına varmaya başlıyordum.
Reklam
"... sen beş vakit namazını aksatmadan kılıyorsan, bu namazların arasındaki zamanlarda işlediğin günahlar hiç yazılmaz. Sırf namaz kılıyorsun diye, Allah küçük hatalarını en başından affeder, seni bağışlar."
Sayfa 73 - Cennete Değil Cehenneme Gitmek ZordurKitabı okudu
360 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Uzun zamandır kitaplığımda duran bir kitaptı ve nedense çokta sevmeyeceğim gibi geliyordu(neden aldın o zaman diye soruyorum kendime ara sıra merak etmeyin). Aslında düşündüğüm gibi olmadı. Kitabı gayet sevdim, akıyor. O kadar akıyor ki ilk eline aldığımda kendimi kaptırıp yarısından çoğunu okudum. Bu aralar zor kitap okuyordum ve beni o durumdan kurtardı diyebilirim. Yaşadığı travmatik bir olaydan sonra kaçmak isteyip küçük bir kasabaya yerleşen kızımız Bree, burada kendine bir iş buluyor, hemen arkadaş ediniyor ve onu gören her erkek ona yürüyor neden çünkü baş kız o! Tabiki herkes ona yürüyecek ve hatta onun için dövüşecek. Ama travmaları olan her kadın gidip normal olan, sevilen adamı değil de herkesin hakkında canavar dediği, dışladığı adamı seçeceği için Bree'de aynen öyle yapıyor. Yalnız bu durum erkolarda hiç yok heee. Onlar hep gidip normal olan kızları seçme eğilimindeler. Bu enayilik neden bir tek bize yüklenmiş bilemiyorum yani neyseee. Bilirsiniz ki bir bakanın bir kere de aşık olduğu, kasabaya yeni gelen büyüleyici kız gidip king konga bile aşık olsa kasaba halkı "canavar bu be" deyip dışladığı king kongu bile aralarına alır. Üç günlük kızlarda herkesi hemen değiştirir falan filan. Ya aynen böyle oluyor olaylar yani. Travmalı Bree, gidip travmalı olan, saçı sakalı birbirine karışmış olan Archer'a aşık olur. Ve tabili Archer'ın saçı sakalı kesince falan kesinlikle çok yakışıklı olduğu çıkar ortaya :D Ya böyle anlatınca beğenmedim gibi görünüyor ama valla beğendim :D güzel yani alınır, okunur.
Başka Dilde Aşk
Başka Dilde AşkMia Sheridan · Yabancı Yayınları · 20231,579 okunma
2 yıldır girdiğim her ortamda en küçük benim herkes nazımı çekip bebek gibi davranıyor, kişiliğim değişiyor!?!!
Natal küçük bir kent, oysa sendeki bu tutkuya kocaman bir dünya gerek.
Sayfa 56 - Can YayınlarıKitabı okudu
Cisimler ne kadar küçük olurlarsa, o kadar çabuk soğurlar, bizim ayımızın uzun zamandan beri sönmüş olması gibi, uydular, yıldızsılar ve göktaşları da ilk sönen şeyler olmuşlardır. Gezegenler daha yavaş soğurlar, merkezi cisim en yavaş soğuyandır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.