“Ben giriyorum,” dedi Frank.
Ayağa kalktı, perdeyi araladı ve kayboldu. Uzun süre kaldı orda. Dışarı çıktığında ağzı kulaklarındaydı.
“Müthişti, müthiş! Hemen gir!”
Kalkıp perdeyi çektim ve içeri girdim. Karanlıktı. Diz çöktüm. Önümde gördüğüm tek şey tel örgüydü. Frank Tanrı'nın tel örgünün arkasında olduğunu söylemişti. Diz çöküp yapmış olduğum kötü bir şeyi düşünmeye çalıştım, ama bulamadım. Orda diz çökmüş beynimi patlatıyor ama bulamıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum.
“Hadi,” dedi bir ses, “bir şeyler söyle.”
Öfkeli bir sesti. Orda bir ses olacağını düşünmemiştim. Tanrı'nın bol vakti olduğunu sanıyordum. Korkmuştum. Yalan söylemeye karar verdim.
“Peki,” dedim, “ben... babamı tekmeledim... anneme küfrettim... annemin çantasından para çaldım... şekerlemeye harcadım... Chuck'ın topunun havasını indirdim... küçük bir kızın eteğinin içine baktım... sümüğümü yedim... Hepsi bu kadar. Bir de köpek vaftiz etmiştim bugün.”
“Bir köpeği vaftiz mi ettin?”
Mahvolmuştum. Korkunç bir günah. Devam etmenin bir yararı yoktu. Gitmek için ayağa kalktım. Sesin bana birkaç Azize Meryem duası okumamı söyleyip söylemediğinin farkında değildim. Kiliseden çıktık, sokaktaydık tekrar.
“Arındığımı hissediyorum,” dedi Frank. “Ya sen?”
“Hayır.”
Bir daha günah çıkarmaya gitmedim.
Erkek kardeşleredir bu yazı :
Esselamu aleyküm kardeşim.
Duydum ki üniversite öğrencisisiymişsin.
Toysun demek, hayatı yeni öğreniyor olmalısın.
Üstelik mezun olmana da varmış epey. Askerliği de sonraya bırakmış olmalısın. Demek daha hayata bile atılmamışsın.
Lakin birini sevmişsin belli. Bakışlarını kaçırmandan okunuyor yüzünden.
Sen de haklısın
Mehmet Bey'in de kitap ile ilgili cümlelerinde ifade ettiği gibi yaşanan her olumsuzluk, her ızdırap beraberinde başka bir gözle bakabilmenin hususiyetini ve bilgeliğin hiçbir yolla elde edilemeyecek, enfüsi sırlarını getiriyor.
Okuduğum bir önceki eserin bana sunduğu, insanın iç dünyasına dâir ipuçları, 'Yola Düşen Gölgeler'de adeta ete kemiğe
Bu ümmetin fidanları çocuklarımız yazar Nurettin Yıldız.
Öncelikle kitabın 2 ana temasını verip sonrasında başlıklar ve altında not aldığım maddeleri sıralayacağım.
1.Aile Allah'ın onlara verdiği bir emanete sahip olduğu bilincinde olmalıdır.
2.yarının ümmetine bir fert yetiştiriyorsun. Unutma! senin çocuğun yarınki ümmeti Muhammed'in şekli
Zaman su gibi akıp geçmişti. Sabah onbirde iskelede buluştuğu arkadaşı şimdi yine onu otobüse bindirmek için iskeleye getirmişti. Sevgiyle bakan simsiyah gözlerle ‘’ Bir gün kalırsın diye düşünmüştüm’’ dedi. Ilık bir deniz esintisi, örgüsünden fırlayan birkaç tutam saçı yüzüne dağıtarak iyice masumlaştırdı sarı kızı. ‘’ Gitmem daha iyi olacaktı
düşün-sorgula-bil-anla
diğer yazılar : woto.com/mehdi
buraya çeşitli yerlere yazdığım yazıları kopyala-yapıştır olarak koyuyorum. mevzular değişiktir. fakat bütünlük içinde okunursa kasdedilen geniş çerçeveden daha net anlaşılır.
---
tüm müslümanların kuran-ı kerim etrafında İTTİHAD (birlik, birleşme) etmesi lazımdır. ittihada zarar
Nefesimin kesildiğini hissediyorum. Evden kendimi zar zor attım dışarı. Denizin temiz havası iyi gelir sanmıştım içimdeki acıya.
Mavi daha bir aldı içimi, başım dönüyor.
Gözlerimi sola çevirir çevirmez, biraz uzaktaki o küçük kızın, elindeki rengarenk uçan balonları gökyüzüne bıraktığını görüyorum. Oysa alındığında ne çok mutlu etmişti onu
İnternet Fenomeni Kızın İmtihanı
(İbretlik Hayat Hikayeleri Mutlaka Okumalısınız)
Tüm mahremlerini internet ortamına ama bilinçli ama bilinçsiz şekilde taşıyan genç kızlarımız mutlaka ama mutlaka dinlemeli, Allah rızası için kendinizin iyiliği için dinleyin ve bir an böyle bir durumu düşünün kendi adınıza inşallah....
“Ümmü Gülsüm! Kızım kalk
Başörtüsü ile ilgili herkesin bir örtünüş hikâyesi ve daha sonrasında yaşadığı müsbet ya da menfî hadiseler vardır. Kızım, başını henüz birinci sınıfa giderken örtmüştü. Yedi-sekiz yaşlarındaydı. Fırfırlı, süslü, güzel ve küçük başörtüleri vardı. Büyük, küçük herkesin ifadesi ile, başörtüsü çok yakışıyordu ona. Bazı büyük hanımlar, “Böyle güzel