Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Kitaplarında geçtiği üzere Yahudiler, Filistinlilerden iki yüz bin kişiyi öldürmüşlerdir. Ardından Davud'un tek başına öldürdükleri ise yüz binden fazla idi. Sonra da Babil işgali başlarına gelip çatmış bu işgalle birlikte bölünüp dağılmışlardır.
Reklam
Tarihe göz atan herkes "Kudüs'ün İslam ümmetinin gücünün veya zayıflığının kıstası" olduğunu görür. Kutsal şehrin işgali, ümmetin zayıflığının ve dağılmışlığının sonucudur.
Sayfa 187Kitabı okudu
Mart 1933'ün sonlarında, Hitler'in ikti­dara gelmesinden birkaç hafta sonra, Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni, Kudüs'teki Alman başkonsolosu Dr. Heinrich Wolff'la görüştü ve hizmetlerini sundu. Bu teklifi Berlin'e bildiren konsolo­sa, teklifin reddedilmesi veya en azından dikkate alınmaması tavsiye edildi. Almanya'nın müttefiki olarak Britanya İmparatorluğu'nu kazanma umudu olduğu müddetçe, o dönem alenen Britanya kar­şıtı olan bir hareketle bağlantılar kurarak Britanya'yı kızdırmanın bir anlamı yoktu. 1938'deki Münih Anlaşmaları'ndan sonra, Hitler nihayet İngilizleri Almanya ile bir Aryan ittifakına dahil etme umu­dundan vazgeçtiğinde, Filistinli liderin önerileri kabul edildi. O andan itibaren, savaş yılları boyunca bağlantılar çok samimiydi ve Berlin'in eteklerindeki makamından müftü, Araplar arası siyasette önemli bir rol oynadı. 1941'de, Almanya'nın Vichy kontrolündeki Suriye üzerinden yardımıyla, Reşid Ali bir süre Irak'ta Mihver yanlı­sı bir rejim kurmayı başardı. Müttefik birlikleri Reşid Ali'yi mağlup etti, o da Almanya'daki müftüye katılmaya gitti. İtiraf ettiğine göre Enver Sedat bile İngiliz işgali altındaki Mısır'da bir Alman casusu olarak çalıştı.
Sayfa 59
Hem İsrail, hem Filistin konusu gündeme geldiğinde tüm geliş melerin odak noktasında Kudüs ve Kudüs'ün geleceğini belirleme stra tejisinin yattığını aklımızın bir tarafında tutmak durumundayız. Çünkü Kudüs işgalci olarak bir tarafta İsrail'in olduğu bir konu olmakla beraber diğer tarafta "sadece Filistinlilerin olmadığı", hatta Arapları aşan bir mesele olduğu gerçeğini unuttuğumuzda; zaten iş galci için maksat hasıl olmuş demektir. Çünkü Kudüs yeryüzünde yüzlerce örnekten biri olarak sıradan bir askeri ve siyasi anlaşmazlık konusu değildir. Kudüs'ün işgali sürdüğü müddetçe bir tarafta işgalci güç diğer tarafta bunun birinci dereceden muhatabı olarak Filistinliler olmak üzere tüm İslam dünyası vardır. Hatta İsrail'in tek taraflı yaptırımlarına karşı Hristiyan dünya da taraf durumdadır. Yani Kudüs'ün işgali, sadece Filistinlilere bırakılmayacak kadar İslam dünyasını, hatta dünyayı ilgilendiren bir sorundur.
Filistin! Hatırlat hakikati. De ki: Kudüs'ün işgali karşısında susacak mısın, oturacak mısın, kalkmayacak mısın, arza çakılıp kalacak mı ayakların? Ey Millet-i İbrahim, Ümmet-i Muhammed.
Reklam
İngiliz işgali Kudüs'teki sadece Haçlılarla kesintiye uğrayan yaklaşık bin iki yüz yıllık Müslüman yönetimini de sona erdirir. Osmanlı'nın kahraman Türk askerinin Filistin'den gidişi hiç dinmeyecek savaşların, kan, gözyaşı ve kargaşanın da başlangıcıdır.
Sayfa 214Kitabı okudu
İngilizlerin Irak'a yaptığı baskı üzerine İran'a geçen Kudüs Müftüsü Hüseyni, İran'ın İngiliz ve Ruslar tarafından işgali üzerine maceralı bir kaçış ile Türkiye'ye kaçak giriş yaptı. Resmi sığınma talebi reddedilmişti çünkü. Halbuki Türkiye'yi çok seviyordu ve harika Türkçe konuşuyordu. Böyle bir Osmanlı hayranı Türk dostunu reddetmek miydi dünya siyasetinde at oynatmak! Kabul edilemiyorsa bir şekilde himaye de mi edilemiyordu! Hüseyni buradan tek başına Bulgaristan'a giderken ağlıyordu. Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, İran, Türkiye ve diğerleri... Kardeşleri, dindaşları hiç kimse ülkesinde onu barındırmıyordu, barındıramıyordu. Tek istediği şey Kudüs'ün kurtuluşu idi. Ancak ona kucak açması gereken ülkeler ya Haçlı esareti altında idi ya da başlarındaki piyonların ipleri başkalarının elindeydi. Makam koltukları onlar için davalarından daha kıymetliydi.
Sayfa 132
Filistin'e yetim/öksüz bebek muamelesi yapan Arap yöneticilerin bir diğer endişesi, Kudüs gibi sembolik bir şehrin yönetimi konusunda İslâm dünyası içinde çkabilecek çatışma ve bölünmeler... İsrail bugün Kudüs'e yönelik işgali sona erdirse ve "Ben bırakıyorum, şehri artık siz yönetin" dese, şu anda Müslümanların bunu çatışmadan ve birbirini çiğnemeden yapabilme ihtimalleri yok. Araplar, İslâm dünyasına dair bu hazin gerçeğin de gayet farkında. Onun yerine Kudüs'ün ve Filistin topraklarının İsrail işgali altında kalmaya devam etmesi, tüm bu egemenlik kavgalarına bulaşmaktan daha pratik görülüyor. İşgal bir anlamda, Kudüs'ü İslâm dünyası içinde yeni bir gerilim konusu ve nesnesi olmaktan kurtarıyor. Herhalde bu, tarihin en yaman ironilerinden biridir.
Kudüs, işgal altındaki herhangi bir şehir ve mekân olarak görülemez. Kudüs'ün işgali, gerçekte bir hafızanın, dilin ve bilincin işgalidir.
Reklam
Kudüs, işgal altındaki herhangi bir şehir ve mekan olarak görülemez. Kudüs'ün işgali, gerçekte bir hafızanın, dilin ve bilincin işgalidir.
Sayfa 94 - Dursun Çiçek / Akif Emre ve Kudüs idrakiKitabı okudu
Kudüs'ün işgali içlerinde bir oyuk gibi iz bırakmayanlar kendi topraklarındaki sürgünü de idrak edemezler....
Sayfa 56
126 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.