Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
279 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kültür Bilimleri - Doğan Özlem
Bu kitabın ilk kısmında tarihselcilik ve bilim arasındaki ilişki inceleniyor. İkinci bölümde kültür-felsefesi kavramı irdeleniyor. Eh işte fena değil, gereken notları aldım. Puan olarak, 7/10 veriyorum. Sosyal bilimlerle ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.
Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi
Kültür Bilimleri ve Kültür FelsefesiDoğan Özlem · Notos · 201227 okunma
Julian Huxley aynı zamanda , Birleşmiş Milletler Terbiye , İlim ve Kültür Teşkilâtı'nın ( United Nations Educational , Scientific and Cultural Organization - UNESCO ) ilk müdürüydü . Julian , UNESCO'nun kuruluş maksadını , " kendi felsefesi ve fikir zemini ve kendi büyük maksadı olan tek bir dünya kültürünün ortaya çıkmasına yardım etmek " şeklinde tarif ediyordu . " Evrimci bakış cihetinden , insanın kaderi çok basit bir şekilde hülasa edilebilir : Minimum zamanda maksimum ilerlemeyi gerçekleştirmek . Bu yüzden UNESCO , evrimci bir arka plana sahip olmalı ve ilerleme fikri bu felse fede merkezî bir pozisyonda olmalı " diyen Julian'a göre , UNESCO , tüm kültürleri yeni ve tek bir kültürde eriterek tek dünya hükûmetine giden yolu hızlandıracaktı : " "İnsan evriminde daha büyük bir ilerleme için [ dünyadaki ] gelenekleri tek bir tecrübe , teyakkuz ve maksat müşterek havuzunda birleştirmek şarttır . Binaenaleyh , bu safhaya kesin bir şekilde ulaşmak için bir çeşit dünya hükûmetinde siyasî birlikteliğe ihtiyaç duyulacaktır . Fakat zihindeki şeylerin birleşmesi , sadece elzem değildir , aynı zamanda diğer birleşmelerin de yolunu açacaktır . "
Sayfa 99
Reklam
Hume, mevcut dinlere çok itibar etmemektedir. Onun din anlayışı, çok net olmamakla birlikte akılcı deizm gibi görünmektedir. Dinin, insanlar tarafından uydurulmadığını ancak insanın yapısı gereği zorunlulukla ortaya çıktığını savunmaktadır. Hatta dinlerin kademeli olarak primitif dönemlerden Politeist döneme, oradan da monoteizme ulaştığını, psikoloji ve kültür tarihi ilkelerine göre kiliseyi ziyaret etmiş, bunun birlikte ateistlere ve agnostiklere de hoşgörüyle yaklaşılması gerektiğini ifade etmiştir. Hume dinin gerçekliğini ispat etmek için mucizelerin kullanılmasını da anlamsız bulmaktadır. Çünkü o, mucizeyi kabul etmediği gibi, mucizenin dini bir gerçekliği de kanıtlayamayacağı kanaatindedir. Çünkü mucize yoluyla dini, sınava tabi tutmak daha çok dine zarar verecektir. Mucizenin ilkel toplumlara özgü olduğunu, gelişmiş toplumlarda görülen mucize inancının ise onlara ilkel atalarından yadigâr kaldığını söyleyen Hume, mucizeye inanmamaktadır. Mucizeye inanılmasının nedenini ise insanın şaşırtıcı ve hayret verici olgulara inanmaya eğilimli olmasına bağlamaktadır Ataaof, Toplum ve İnsan Felsefesi
Kemalist Devrime "Aydınlanma Devrimi" adını vermek ciddî bir yanlıştır. Çünkü "Aydınlanma Devrimi" kavramı, Kemalist Devrimi bir kültür devrimi düzeyine indirmekte, devrimin sultanlığa son veren siyasal, toplumsal ve tarihsel değerini gözardı etmektedir.
Sayfa 33 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
1788'de doğmuş ve 1860'ta ölmüş olan Schopenhauer pek çok bakımdan filozoflar arasında özel bir yere sahiptir. Hemen hemen tüm filozoflar bir bakıma iyimser olduğu halde o kötümserdir. Kant ve Hegel gibi bütünüyle akademik değildir Schopenhauer. Yine de bütünüyle akademik gelenek dışında kalmaz. Hıristiyanlıktan hoşlanmayan Schopenhauer Hinduluk ve Budizm gibi Hint dinlerini yeğ tutar. Geniş kültür sahibidir. Estetikle olduğu ölçüde sanatla da ilgilidir. Ulusçuluktan olağanüstü ölçüde sıyrılmıştır. Kendi ülkesinin yazarları denli, İngiliz ve Fransız yazarlarını da tanımaktadır.
Sayfa 395Kitabı okudu
Ne yazık ki bu has ve hâlis Türk anası, en az bin yıldır beslendiği târihî ve millî kültürünü eskisi gibi gür ve bol bulamamakta, böylece de mânevî nafakadan mahrum kalmış olmaktadır. Onun için de dîni-hamâsi heyecânı eski tâzeliğini ve cilâsını kaybetmiş, inançlarını aşındıran tesirler, topla tüfekle yıkılmayan sâfiyeti kalesinde gedikler açmıştır. Onun için de ne yazık ki bugün, “köylü" deyince eskisi gibi, dini dînâra değişmeyen kütleler değil, çok defa kaypak, hatta hîlekâr ve menfaatçi bir zümre hatıra gelmektedir. Bütün bu dertlerin çâresi nedir, dersek memleket irfânının ip uçlarını elinde tutan maârif merkezinden, vatan sathına yayılacak bir millî ve mânevî eğitim felsefesi ile, yeniden işe başlamaktır dememiz îcap eder.
Sayfa 293Kitabı okudu
Reklam
Duvarların arasında hapsolmuş, sandalyelerine çakılıp kalmış yazarların kitapları hazmedilemeyecek kadar ağırdır. Masada duran diğer kitapların derlemelerinden doğarlar. Bu kitaplar semiz kazlara benzer: alıntılarla beslenmiş, referanslarla doldurulmuş, dipnotlarla oldukları yere çökmüşlerdir. Gülle gibidirler, obezdirler, sıkıcıdırlar ve güçlükle, yavaş yavaş okunurlar. Satırların başka satırlarla karşılaştırılması ve başkalarının zaten etraflıca anlattıkları hakkında yazanların söylediği şeylerin tekrar edilmesiyle ortaya çıkan, başka kitaplardan oluşan kitaplardır bunlar. Doğrular, açıklığa kavuşturur ve düzeltirler; bir cümle bir paragrafa tek bir cümle üzerine yazılmış yüz kitabın yorumu olmuştur. Oysa eserini yürürken yaratan yazarın böyle prangaları yoktur; düşüncesi başka ciltlerin kölesi değildir, doğrulamalarla hantallaşmamış, başkalarının düşünceleriyle ağırlaşmamıştır. Başkalarının açıklamalarını ihtiva etmez; sadece düşünce, muhakeme ve karardan ibarettir. Hareketten, dürtüden doğan bir düşüncedir. Onda bedenin esnekliğini, enerjisini, dansın ritmini duyumsarız. Düşünce, kültür ve geleneğin yarattığı karmaşalardan, belirsizliklerden, engellerden ve kalıplardan azadedir, sadece şeyin kendisi hakkındadır. Ortaya uzun, kılı kırk yaran eleştirel bir yorum değil, hafif ama derin düşünceler çıkacaktır. Asıl zorluk işte budur: düşünce ne kadar hafifse o kadar çok yükselir ve kanaatin, takdirin, yerleşik düşüncenin dipsiz bataklığından hızla uzaklaşarak derinleşir.
Sayfa 25 - Kolektif KitapKitabı okudu
Kültür Endüstrisinin Bir Taşeronu Olarak “Dr. House” Dizisi
".Everybody lies”, Yani “-Herkes yalan söyler” mottosuyla hareket eden asosyal, dahi derecede başarılı bir doktordur House. En iyi niyetli, safiyane insani eylemleri bile bu mottosuyla yargılar. Saf iyiliğin olmadığına inanıp bu eylemlerin arka planındaki çıkar ve hesapların peşine düşer. Genellikle de haklı çıkar, Bu mottonun, tüketim toplumunun olmazsa olmazı olan birbirlerine karşı güvensizliği pekiştirmesi, kapitalist rekabetçi ve bireyselci (bencil) bir toplumun inşası için gerekli bir harç vazifesi gördüğü de düşünülebilir. Dizinin bir bölümünde, Afrika'da hasta, fakir insanların sağlığına ve beslenmesine kendisini adamış ve binlerce Afrikalıya sağlık hizmeti yapan dünyaca tanınmış bir yardım gönüllüsü hastasının, hiç kimse tarafından en ufak bir şüphe ile karşılanmayan davranışlarının arka planındaki hesapların ve çıkarların peşine bile düşecek denli, takıntı derecesinde bir paranoyaklık sergiliyordu. Bu bölümdeki, söz konusu yardım gönüllüsüyle derin ahlak felsefesi içerikli tartışmaları ise tam bir ders niteliğindedir. Dr. House, yerleşik tüm kalıplara karşı sıra dışı bir karşı koyuşu var. Yalandan nefret ediyor ve bunun yaşadıkları ile ilgili birçok psikanalitik nedeni var. Bu yüzden Dr. House, ne görse ne düşünse ne hissetse kime ve nerede olduğuna bakmaksızın hesapsızca söylenmesi gerekeni söylüyor.
Aydın AktayKitabı okudu
Tragedya Doğuşu
Bir Grek, kendi varoluşunun korkuları ve dehşetlerini biliyor ve hissediyordu. Yaşamını en asgari biçimde sürdürebilmek için kendisi ile Olimpos dünyası arasında onların parlak kutlu doğumlarını koymak zorundaydı. Tabiatın devasa güçlerine karşı beslediği yoğun güvensizlik, bütün bilgilerin üzerine acımasızca çöken Maja, büyük iyilik sever Prometheus'un akbabası, bilge Oedipus'un korkunç kaderi, Oretes'i annesini öldürmeye iten, Atreus ailesinin üzerindeki lanet; kısaca melankolik Etrüsklerin haberleri üzerine şekillenmiş mitik numuneleri ile Orman tanrısının bütün felsefesi - Olimposluların sanatsal orta dünyası vasıtasıyla Grekler tarafından tekrar tekrar yeni olanın üstünden yükselir veya en azından üzerleri örtülür ve gözlerden saklanırlar.
Sayfa 44 - Oda Yayınları
Geri184
1.272 öğeden 1.261 ile 1.272 arasındakiler gösteriliyor.