Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bizim görüşümüze göre, küreselleşme kimsenin kaprisi yahut icadı değildir. küreselleşme, tarihin bir yasasıdır.
Sayfa 16
bir devrim ancak kültürden ve fikirlerden doğabilir. zorla kimseyi devrimci yapamazsınız.
Sayfa 11
Reklam
"Günümüzde yeni sömürgecilik, bütün toplumlara küreselleşme yo­luyla ideolojik gündem ve içerik ihraç ediyor. Küreselleşmenin taşı­dığı kültürel kargo, hiçbir şekilde bir denetime tabi tutulamıyor."
Her düşmanın hedefi; diğer toplumu tarihten silme amacıyla şekillenmiştir. Bugün bile evrenselleşme, küreselleşme, globalleşme sloganı altında toplumları,tarihten silme çabası vardır.
Modernite bizi yüzeysel kalmaya mahkûm ediyor. Yani bizi besleyen ana damarları kendisine göre tıkıyor, kesiyor, bizi yüzeysel bırakıyor. içsel manada derinleşmediğimiz zaman diplomalı cahiller olarak kalıyoruz; çünkü hepimiz modernitenin tüketim akımına göre eğitiliyoruz. O çerçeveden çıkıp da içinde bulunduğumuz nimete, hikmete, mirasa baktığımızda, modernitenin tüketim amaçlı akımının anlamsızlığı, çaresizliği ve illüzyonu çok net bir şekilde görünüyor. Bu eğitim sürecini küreselleşme olabildiğince tıkıyor. İlmin ve hikmetin zevkini tadan biri artık dünyalığa ve modern dünyanın illüzyonuna kendini kaptırmıyor. Bizim dünyamızda ilim ve hikmet birbirinden ayrılmaz. Modernite ilmi hikmetten kopardı, onun için geriye sığ bir eğitim anlayışiı kaldı. Hikmetten kopan ilim teknolojinin emrine girer. Halbuki ilim bizatihi hakikat sevgisidir. Teknolojinin hakikat sevgisiyle alakası yoktur, teknoloji güç sevgisidir. İlmi hikmete bağlarsanız teknolojiyi frenlemiş olursunuz. ilim aklî, teknoloji ise nefsi bir hadisedir.
Sayfa 143Kitabı okudu
Ne kadar doğru!
Bizi biz kılan hususiyetleri daha titizlikle koruyabilmemiz la­zım. Oysa globelleşme dedikleri dünyanın tek bir renge bulanması demek. Küreselleşmenin tariflerinden biri şu: Nereye giderseniz gidin, hiçbir zaman bir yeri arkada bırakmış olmazsınız. Her yer­de Amerikan markalarını görürsünüz. Her şey birbirinin aynıdır. Herhangi yeni bir şeyle karşılaşamazsınız. Küreselleşme gittiği her yere bu küresel markaları taşır. Hayat aynılaşır. Çay içerek eğlenen Türkler birden Brezilya kahvesiyle sohbet etmeye başlar.
Reklam
Hiçbir Yer? Neresiyse...
Farklı yerlerde ve birbirinden çok farklı konumlardaki insanlar kendilerine “Neredeyiz?” diye soruyorlar. Soru coğrafyaya değil, tarihe yönelik. Bu yaşadığımız nedir? Nereye sürükleniyoruz? Yitirdiğimiz nedir? Gerçekleşebilir bir gelecek vizyonu olmadan yaşam nasıl sürdürülür? Tek bir insan ömrünü aşan tüm perspektifleri neden yitirdik? Bankada kabarık hesapları bulunan uzmanlar, yanıt veriyorlar: küreselleşme, postmodernizm, iletişim devrimi, ekonomik liberalizm. Bu totolojik terimlerle, sorunun içinden ustalıkla sıyrılıyorlar. “Neredeyiz?” kaygısına karşılık, uzmanlar mırıldanıyorlar: “Hiçbir yerde.”
Sayfa 18 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okudu
Küreselleşme çağının ortasında, çocuklar artık hiçbir yere ait değil, ama en az yeri olanlar en çok şeye sahip olanlar: Onlar köksüz büyüyor, kültürel kimlikleri ellerinden alınmış ve gerçekliğin bir tehlike olduğu yargısı dışında herhangi bir sosyal duygudan yoksunlar. Onların vatanı giysilerinin markaları, dilleri ise modern Mors alfabesi. Dünyanın çok farklı ve en uzak şehirlerinde ayrıcalıklı çocuklar alışkanlıklarında ve eğilimlerinde birbirlerine çok benziyor; tıpkı zamandan ve mekândan bağımsız havaalanlarının ve alışveriş merkezleri'nin kendi aralarında benzeşmesi gibi. Sanal gerçeklikte eğitiliyor ve yalnızca korkmak ya da satın alınmak için var olan asıl gerçekliğe dair hiçbir şey bilmiyorlar.
Sayfa 20
Küreselleşme denilen ve aslında Amerikan kapitalizminin dünyaya yayılması anlamına gelen olgu, 2000'lere kadar kör topal yuvarlanarak gelen ekonomik sistemi köklü biçimde değiştirdi. Bu değişiklikler genellikle kötü yönde oldu.
Sayfa 60
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.