Peki ya izleyiciler? “İyi kalpli, sevecen yaklaşımla hayvanlara olağanüstü şeyler yaptırılabilir,” dedi izleyicilerden bir banker, aynı zamanda diyakoz. “Hayvanlara, tatlı dille, sevecenlikle insan sevgisi bile öğretilebilir. Kediyle fare, dünya kuruldu kurulalı birbirine düşmandır. Bununla birlikte, bu gece, öğrendikleri bir oyunu elbirliğiyle sergilediklerini görüyoruz. Ve ne kedi fareye karşı ters bir davranışta, ne de fare kediden korktuğunu gösteren bir davranışta bulundu. Ah, tatlı dil! İnsanların tatlı dili, güleryüzü neler neler yapabilir!”
“Kurtla kuzu yan yana,” dedi bir başkası. “Kıyamet gününe bin yıl kala, kurtla kuzu yan yana yatacak, derler ya ama bu kadarı olmaz. Gözlerime inanamıyorum, şekerim, gözlerime inanamıyorum. Kıyamet alameti bu olay. İnsanoğlu kendi sonunun yaklaştığı günü seziyor, düşün bir kez! İnanılmaz şey. İyiliğin gücüne bak sen! Güler yüzlü, iyi yürekli insanlar bunu da başardılar demek! Kediyle fare! Düşünsene! Kendi çocuklarımız, küçücük fidanlarımız için birkaç ev hayvanı alalım, sevgilim. Daha küçükken iyilikseverliği, güleryüzlü, tatlı dilli davranmayı, sevmeyi öğrensinler. Köpeğe, kediye, fareye evet fareye bile iyi davranmayı, kafesteki güzel kuşa iyilik etmeyi, besleyip büyütmeyi öğrensinler, değil mi hayatım?”