Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimseye küskün değilim. Kişi ancak kendine küsebilir.
Vakitsiz şimşek
Sevme, aah sevme beni Ayrılığın okşadığı kalbime Yağmurlar küskün şimdi Sakın girme rüyalarıma
Reklam
Aradaki fark, insanlığın bu arayış senfonisini, orkestra şef (mecazi anlamda Yaratıcı) eşliğinde veya şefsiz icra etmesinde gizliydi. "Şefe küskün" Avrupa insanı, kendi bildiği gibi çalmak isterken, her müzisyen emprovizasyon yapmak niyetindeydi. Kısacası her müzisyen kendi başına bir şefti!
Sayfa 19 - Kaknüs YayınlarıKitabı okuyor
“..canını acıtan sessiz ve küskün bir inatla bekledi. O günleri yapayalnız geçirdi. Yanına kimse gelmedi, o da kimsenin onu istemediği, sevmediği ve ona ihtiyaç duymadığı gibi alçaltıcı duyguları gitgide daha şiddetli duyumsadı.”
Yürümek nasıl da ağır Yürümek nasıl da tenhâ Ama kuşlar uçuyor göğünde düşlerimin Ama bahçeler yeşil Dağ çılgın, ova sarhoş Ben bu illerde meczup Ben bu yolculuğun son elçisiyim Can toprakta tohum, Can denizde kum.. Başarmak istiyorum... Ufukta bir rüya var, ufukta bir bekleyiş.. Ufukta bir dünya var, dünyanın görmediği..imrendiği... Hangi yıldız arıyor beni karanlıklarda.. Ay, neden böyle küskün... Yağmur gri zaman dar Benimse gök burcuna kalbimi dikmek için gece gündüz arayan sevdalı düşlerim var.. Ben yaprakta sükûn, gölgede kan.. Ben su kaynağıyım, çeşmeden mahrum...
Reklam
Okunmamış, kütüphanenin raflarında unutulmuşluğa terk edilmiş, tozlu bir kitap kadar şanssız ve yalnızım... Hırpalanmış, itilmiş, hayata küskün, ilgi bekleyen bir yüreğim var...
“ Oysa insan yaşamına hiçbir değer biçilmemiştir. Bize bedava verilir, geri alındığında da bir şey ödenmez. Peki nedir değeri? Çevrenize şöyle bir bakarsanız, bazen çok düşük bir değer biçildiğini, bazen de hiçbir değer biçilmediğini görürsünüz. Çoğu zaman çalışıp ter döktükten sonra düze çıkmazsanız, ruhunuzun derinliklerinde pek bir değer taşımadığınız duygusu doğar.”
Yaşam bazen yalnızca sağ kalmak için gerekli şeyleri elde etmek uğruna girişilen uzun ve bun­altıcı bir didinme olur çıkar.
Reklam
Tek bir göz yuvasında fırıl fırıl dönecek.Kalın, ince, pembe, beyaz, mor tekdudak aralanıp yerleretütsülenmiş, küflenmiş, küskün, titrek, kelimeler dökecek. Onları yerden topla. Derin bir kuyu kaz. İçine at. Ne varsa... ne varsa... ne varsa... Hepsini içine at.
Anımsamanın tuzaklarına karşı bir çeşit savunma kurabilirsin belki. Ama insana dosdoğru karşıdan saldırmıyor ki... Kenardan köşeden çıkıveriyor. Gördüğüm ya da işittiğim şeylerin insafına kalmıştım.
Sayfa 154
Ben onu bulmak için ülkeyi baştan başa dolaşırken, o beni ruhumun içinde kovalamaya başladı birdenbire. O beni kovalamaya başladı, anlıyor musun? Ruhumda.
Sayfa 154
Bu kadın ruhumu derleyip toparladı. Benliğimin ona ulaşan parçacıkları birleşip bir bütün oldu.
Sayfa 152
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.