Kalbin çarparak gözlerini açıyorsun ve sanki bir yüzyılmışcasına geçen kısacık bir zaman diliminin sonunda pencerede beliriyor yüzü. Hayranlık duyduğun o doğal solgunluğu iyice maviye dönüşmüş bu konumda, onun gördüğü de senin maviliğin kuşkusuz. Çünkü doğal solgunluk ortak özelliği ikinizin de.
Çağdaş gençlerin nasıl konuşması gerektiğini öğren! Böyle düşünürseniz, gençler sizin arkanızdan nasıl gelmesin? Eskiden okuyup öğreniyordu gençler; çevrelerinde cahil tanınmak istemediklerinden ister istemez öğrenmeye çalışıyorlardı. Ama şimdi şöyle demek yeterli oluyor onlar için: “Dünyada her şey saçma!” Bu kadarla iş bitiyor! Tabii bundan keyif alıyor gençler. Eskiden de saçmalayanları vardı kuşkusuz, ama şimdi nihilist olup çıktılar.
B. de Jouvenel, siyaset biliminde hayli ün kazanmış olan bir kitabında otorite olgusunu tarif etmek için şu betimlemeyi yapıyor:
"Bize 'gel' deniliyor ve geliyoruz. 'Git' deniliyor ve gidiyoruz. Tahsildara, jandarmaya, subaya itaat ediyoruz. Kuşkusuz bu adamların bizatihi şahıslarına baş eğiyor değiliz.
Peki, ya onların amirlerine?
Oysa ki, onların karakterini hor gördüğümüz, niyetleri hakkında kuşku beslediğimiz de oluyor.
Peki, nasıl oluyor da bu adamlar bizi harekete geçirebiliyorlar?"
....
*
Kuşkusuz ahlaksızlaşmış, yozlaşmış, alçalmış, hatta iğrenç görünüyorlardı, ama yoksulluğun pençesine düşüp inandıkları değerleri yitirmeyen insanlara çok nadir rastlanırdı; zaten bir noktadan sonra, bahtsızlar ve alçaklar o aynı uğursuz sefiller sözcüğünde iç içe geçip birbirlerine karışıyorlardı, kabahat kimdeydi?
*
Dante, cehennemin kapısının üstüne, tüyler ürpertici bir açıksözlülükle "beni de sonsuz sevgi yarattı" yazısını koyduğunda vahim bir yanlış yaptı bana kalırsa; -Hıristiyan cennetinin ve onun "sonsuz mutluluğu"nun kapısı üzerinde şu yazının durması daha yerinde olurdu kuşkusuz: "beni de sonsuz nefret yarattı" bir yalana açılan kapının üzerinde bir hakikatin durabileceğini varsayarsak elbet.