Mujikler isyan ederse ne olur? Ekim devrimi...
Çar, "Hristiyanlığın sancağını Ayasofya'nın kutsal kubbesinde dalgalandırmak" için mücadele ediyordu. Fakat ne Rus halkı ne de saraydaki gerici taraftarla­rı, Çar'ın coşkusunu paylaşıyordu. Asırlardır köle oldukları için edilgen bir şahsiyete bürünen mujikler, kaderlerine boyun eğip savaşmaya gidiyor ve nesillerdir yaptıkları gibi metanetle can ve­riyordu. Fakat bu defa durum farklıydı. Homurdanmaya başla­mışlardı. Mujikler arasında baş gösteren hoşnutsuzluk, git gide daha da yayılacak ve yarım yüzyıl sonda devrim olup gürleyecek­ti
Fakat Darwin'in beyni boş durmuyordu. Bu geziler sıra­ sında ve sayısız canlıyı gözlerken doğadaki var oluşa dair bazı temel unsurları fark etmeye başladı: Canlılar, gerçek­ ten de sadece hayatta kalmak ve üremek için varlar gibi gözüküyordu. Var oluşları, kutsal bir yaratılıştan ziyade, bulundukları ortamda uyumlu bir şekilde varlıklarını sür­ dürebilmekle ilgiliydi. Üstelik bazı canlılar, üremelerine ve çevresel koşullara göre, türden türe farklı özellikler kazana­ biliyordu. Ve işte bu bulgu, onu nihai soruya götürdü: Aynı kuş cinsinin birbirine çok benzer olan türleri bile, farklı iki adada, nesilden nesile, bu kadar farklı özellikler kazanabi­liyorsa... Günümüzde yaşayan bunca canlı da daha önceki türlerin birbirinden çevresel ve fiziksel etmenlerden ötü­rü farklılaşarak oluşmuş versiyonları olabilir miydi? Yani bütün canlılık, ortak ve tek bir kökene dayanıyor olabilir miydi? Bu ortak kökenden başlayan ama yolları ayrılan soy hatları, her nesilde beliren ufak ama bariz farklılıkların ne­ siller boyunca birikmesi sonucunda günümüzdeki türlere dönüşmüş olabilir miydi? Bu sorular ve bunların kaçınıl­maz olan cevabı, Darwin'in hayatını değiştirecekti.
Sayfa 33
Reklam
Öncelikle Berkes'in hatırlattığı gibi 1908 Devrimi'nde “Türk halk yığınları olaya ilk kez olarak din açısından değil, politik açıdan tepki” göstermiştir. İttihatçılar da her devrimde olduğu gibi, sistemin eski meşruiyet odaklarına meydan okumuş ve onları yerlerinden etmiş oldukları için, kendilerini ve iktidarlarını meşrulaştıracak yeni
Sayfa 171Kitabı okudu
Tekvin ve Darwin
Eski Ahit'in Tekvin kitabında söylendiği gibi bir defada Tanrı tarafından yaratıldığı görüşü karşısında onların birer evrim sonucu ortaya çıktığını söyleyen Darwin'in görüşü, bilimsel olarak kesin bir tarzda doğrulanmış değildir; olsa olsa bir büyük varsayım veya kuram niteliğindedir. Dolayısıyla Darvin'in görüşü lehine olarak kutsal kitaplardaki canlıların yaratılışı görüşünü reddetmek zorunlu değildir. Bu görüşte olanlar arasında uzlaştırıcı bir formül olarak en azından orta öğretimde Darwin'in evrim kuramı yanmda Tekvin kitabında anlatıldığı şekilde Yaratım Kuramına yer verilmesini ileri sürenler de vardır.
Sayfa 336
Din Olarak Komünizm.
Diğer dinler gibi komünizmin de kendi kutsal metinleri ve kitapları vardı. Örneğin Marx'ın yazdığı ve tarihin yakın bir zamanda proletaryanın kaçınılmaz zaferiyle sonuçlanacağını ileri süren Das Kapital. Komünizmin Bir Mayıs İşçi Bayramı ve Ekim Devrimi'nin yıldönümü gibi kutlamaları ve bayramları vardı. Marksist diyalektik uzmanı ilahiyatçıları ve her Sovyet ordusunun komiser adı verilen, askerlerin ve subayların bağlılığını denetleyen görevlileri de vardı. Komünizmin de şehitleri, kutsal savaşları, ayrıca Troçkizm gibi sapkın akımları vardı; Sovyet Komünizmi fanatik ve tebliğci bir dindi, inançlı bir komünist Müslüman veya Budist olamazdı, ve gerekirse hayatı pahasına, Marx ve Lenin'in öğretisini yayması beklenirdi.
Sayfa 231
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
188 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.