Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

zeynep

zeynep
@lavantagazeli
'ben atlara ve uzaklara hayrandım'
155 syf.
3/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Türk olmaktan bu kadar utanç duyan bir insanın kitabını daha fazla okumak istemedim. Keşke hiç okumasaydım. Bütün sayfa boyunca ağzında Türk olmanın ne kadar kötü olduğunu vurgulamış. Ülkesini sevmeyen ve her fırsatta bunu dile getiren yazarları asla sevemem. Zaten umduğum gibi değildi saçma sapan aşk mevzuları çok fazla müstehcen ifade vardı.Genel olarak sevmedim ve büyük pişmanlık yaşadım satın alarak da. Tavsiye etmiyorum okumasanız da olur.
Kabuk Adam
Kabuk AdamAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20184,334 okunma
Reklam
341 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bu Ülke // #kitapyorumu Nerden başlasam ne söylesem bilemiyorum çünkü bu kitap için ne yazarsam yazayım az şey söylemiş olacağım. Cemil Meriç bir insanı, bir yazarı en iyi tanımanın yolu yazdığı eserlerdir diyor. Bu Ülke kitabıyla da Cemil Meriç'i yakından tanımak mümkün. Çünkü bu kitap sıradan bir roman ya da anı kitabı değil başlı başına
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,1bin okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Emma // #kitapyorumu İçinizde hala Jane Austen okumayanlarınız kaldı mıı? Gurur ve Önyargı ile başladığım serüvene Emma ile devam ettim ve iki eserden de inanılmaz tat aldım. Jane Austen bilindiği üzere eserlerinde güçlü kadınlar ve evlilik konusu üzerinde fazlasıyla yoğunlaşıyor. Sakin ve  durağan hayatları konu alması beni içine çeken bir diğer unsur. Sayfalarca anlattığı sakin hayatların bu kadar akıcı bir şekilde işlenmesi bence yazarın kaleminin ne kadar güçlü olduğunun bir diğer kanıtı. . Kitabımız, Emma ve küçük kasabasında yaşayan insanların hayatını konu alıyor. Zeki, becerikli ve güzel olan Emma annesini kaybettikten ve ablasını da evlendirdikten sonra babasıyla yaşamaya başlar. Hayatın sıkıcılığından kendine bir uğraş arar bulduğu şey ise çöpçatanlık. Kendisi evlenmeyi hiç istemez ama çevresinde herkese birilerini ayarlamaya çalışan sevimli bir kız. Kitap boyunca Emma'nın gelişimini, yaptığı hatalardan ders alışını görüyoruz. . Bir diğer olay ise kitap sadece bir kızın yaşamını konu almıyor başlıca bir İngiliz kültürünü gözler önüne seriyor. Yemek yeme şekillerinden, oturup kalkmalarına, balolarına, müziklerine, danslarına, aşklarına kadar bir milletin kültürü ve değerleri var. Bu anlamda kitaba yaklaştığımız zaman Emmayla birlikte tanıdığımız onlarca şey olduğunu görüyoruz. . Çok severek okudum, boşuna dünya klasikleri arasına girmemiş Jane Austen, yazdığı her şeyin hakkını veriyor. Rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Emma
EmmaJane Austen · Can Yayınları · 202010,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
408 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Madam Bovary // #kitapyorumu İsminin güzelliği ve bir klasik eser oluşu ne kadar beni bu kitabı okumaya itmiş olsa da elime aldığım zaman hiçte hissettiğim gibi olmadığını gördüm. Uzun uzun birbirinden saçma betimlemeler aklımın karışmasına sebep oldu, sayfanın başından sonuna gelinceye kadar ne okuduğumu anlayamadığım cümleler vardı. İlk 200 sayfa boyunca inanılmaz yoruldum ve sürekli yarım bırakmak istedim. . Kitapta Madam Bovary'i yani Emma karakteri çıkıyor karşımıza. Kendisi doyumsuz bir kadın hep daha iyisini hep daha fazlasını istiyor, ilgiye ve sevgiye aç. Evli olmasına rağmen onu seven herhangi bir adamı gördüğünde zaafı yüzünden karşılık veriyor ve aşk yaşamaya başlıyor. Evinin, giysilerinin, arabasının, her şeyin lüx içinde olmasını istiyor ve bunu karşılayamayan kocasına kin ve nefret kusuyor. Kendi zevki ve sefası yüzünden dünyaya getirdiği çocuğuna bile bakmayacak duruma geliyor. Kitabın başından sonuna kadar Emma'dan nefret ettim onu çok seven bir kocasının olmasına rağmen yapmış olduğu ihanetler affedilir gibi değildi. . Kitapta bir diğer dikkatimi çeken şey ise çar'ın tapınaklara ve papalara olan düşmanlığıydı. Dönemi az biraz araştırdığımız zaman gerçekten de halkın bir düşmanlığı oluşmuş dine karşı, başlarına gelen her felakette din adamlarının yetersizliğini suçluyorlar. . Çok sevmedim açıkcası kitabı, hiç beklediğim gibi değildi ve büyük hayal kırıklığına uğrattı beni ama yine de edebiyatın mihenk taşlarından sayılıyor kitabımız o yüzden okunması gerektiğini düşünüyorum. İyi okumalar.
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233,1bin okunma
78 syf.
·
Puan vermedi
İçerisinde günlük hayatımızda rastgeleceğimiz basit hikayeler var hatta o kadar basit ki okurken neden bunu da belirtmiş ki diyorsunuz. Çok sevdiğim söylenemez ama kısa bir kitap arayanlar için ideal olabilir.
Kırmızı Defter
Kırmızı DefterPaul Auster · Can Yayınları · 20181,240 okunma
Reklam
131 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Bir İdam Mahkumunun Son Günü  // #kitapyorumu Victor Hugo öyle bir önsözü yazmış ki okuduktan sonra hikayeye geçmek istemiyorsunuz. Tüm düşüncelerini ne kralın vereceği tepkiden ne de halkın gözünde kaybedeceği itibarından asla çekinmeden idam cezasının ne kadar korkunç bir şey olduğunu korkusuzca dile getirmiştir. Yazıldığı dönemde çok büyük bir tepkiyle karşılaşmış kitabımız, herkes idam cezasının gerekli olduğunu savunurken Victor Hugo böyle bir şeyin ne kadar korkunç olduğunu, yalnızca bir insanın ölmesi değil geri de kalanalrının da aynı şekilde bitip gitmesinden bahseder. İntikamı yalnızca Tanrı'nın alacağını bize düşenin ise suçluyu iyiye yöneltmek için çabalamamız gerektiğini söyler. . Kitabın konusu adından belli olduğu üzere idama mahkum edilmiş bir adamın fiziksel ve ruhsal acısından bahseder. Ve bunu kendi kendine kağıda dökerek 2 yaşındaki kızına bırakır. En büyük acısı ise onun öksüz kalacağıdır. . Döneme bakıldığı zaman adaleti temsil eden insanların ne kadar zalim ve katı yürekli olduklarını görüyoruz. Vicdan eksikliği yaşayan insanların bir başka insanın hayatı hakkında bu denli söz sahibi olması korkunç sonuçlar doğurmakta ve en acısı ise halkın bu durumu desteklemesi. İdama götürülen mahkumun yüzüne bakıp kahkahalar atacak kadar, iki üç gün öncesinden yer kapıp giyotinin o kelleyi nasıl kestiğini ağızları açık mutlulukla izleyecek kadar zalim bir halk. Victor Hugo yaşadığı dönemde anlaşılmamış, bu eseri okuyanlar bunun bir Amerika ve İngilizler'in oyunu olduğunu düşünür oysa Hugo sadece yanlış olan bir şeyin izahını yapmak ister.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,2bin okunma
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Katre-i Matem // #kitapyorumu Osmanlı imparatorluğunun Lale Devri döneminin esintilerini, merak uyandıran olay örgüsüyle bütünleştiren İskender Pala, yine bir devrin hikayesini o muhteşem diliyle anlatmış. Romanda sadece gizemli ve dehşet verici bir cinayeti okumuyorsunuz, devletler arası kavga sebebi olan lale'nin hikayesi var, aşk var, parça parça hikayelerin o güçlü karakterleri var. Her bir karakter o dönemde yaşamış bir insanı temsil ediyor, tarih okurken aslında tarih okumadığınızı sadece büyülenmiş bir hikayenin içinde olduğunuzu anlıyorsunuz. . İskender Pala'nın okuduğum kaçıncı eseri saymadım bile ama her defasında beni nasıl bu kadar kendine bağlıyor anlamış değilim. Okurken klasik edebiyatımıza olan özlemimi hatırlıyorum, eğer hiç İskender Pala okumadıysanız bence kaçırdığınız çok şey vardır.
Katre - i Matem (Cep boy)
Katre - i Matem (Cep boy)İskender Pala · Kapı Yayınları · 201722,2bin okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Samipaşazade'nin eserleri içerisinde sanırım en güzel olanı Sergüzeşt. Konunun ilerleyişi, üslubun zarifliği derken bi bakmışsınız kitap bitivermiş. Küçük yaşta kaçırılıp Türkiye'ye getirilen esir bir kız çocuğunun yaşadıklarını anlatıyor. O masum yüreği anne hasretiyle yanıp tutuşurken zalim ev sahiplerinin ona yaptığı zulümler içinde günden güne yara olur. Ve serpilip genç kız olduğunda ise imkansız sayılabilecek bir aşk için yüreği atmaya başlar. Elimden düşürmeden zevkle okudum diyebilirim, bu sıcacık öyküyü kesinlikle sizler de okumalısınız.
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İş Bankası Kültür Yayınları · 201945,9bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
2016 Ruhi Su ödüllü bir şiir kitabı. Ödül almış olması beni bu kitabı okumaya iten en büyük etken oldu. Şair kitapta farklı imgeler ve kendince oluşturduğu noktalama tarzını kullanmış. Bazen çok derin anlamları olan cümlelerle karşılaştım, bazen de bu ne ya yazmaya utanırım dediğim basit sığ cümleler gördüm. Sevip sevmeme konusunda arafta kaldım. Yine de tavsiye edebilirim ödüllü bir kitap olduğu için sizlerin görüp okuması güzel olabilir.
Kemik İnadı
Kemik İnadıAsuman Susam · Can Yayınları · 2017304 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Sorunlu ebeveynlerin yaralı çocukları konulu kitap, konusu itibariyle beni derinden etkiledi. Dünya üzerinde milyonlarca çocuğun, çocukluk yaşamadan, hiç sevilmeden, çevresi tarafından dışlanılarak nasıl büyüdüğünü  bunlardan birisinin de Maya olduğunu çarpıcı bir dille anlatıyor Leyla İpekçi. Konusuna bakınca dünyanın kanayan yarasını görüyorum, çocuklar ki bizim en kıymetli varlıklarımız. Bunun için dahi okunmaya değer, bir bakın derim.
Maya
MayaLeyla İpekçi · Timaş Yayınları · 2011212 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
Dili ve üslubuyla edebiyata farklı bir giriş yapmış Cemil Kavukçu. Okurken satırlar su gibi akıp gitmesine rağmen yazmış olduğu öykülerinde bir eksiklik hissettim ya da beni tatmin etmeyen bazı şeyler. Dini değerlere hafif atıfta bulunması açıkcası beni rahatsız etti ve kullanmış olduğu argo kelimeler de cabası. Önermiyorum demek yerine benim gibi bazı konularda hassas olanlar okumayabilir. Onun dışında kesinlikle bakabilirsiniz edebi dili kuvvetli bir yazara benziyor.
Yalnız Uyuyanlar İçin
Yalnız Uyuyanlar İçinCemil Kavukçu · Can Yayınları · 2016512 okunma
134 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Aynı hikayeyi mi anlatıyor yoksa her biri farklı hikayeler mi diye asla ayrım yapamayacağınız, kesik kesik anlatım tarzıyla hiç sevemediğim, birçok yazarın, yönetmenin, sanatkarın içinde olduğu ama asla bütün olmayan bir Mehmet Gürel'i kitabı oldu benim için. Sevemedim gibi
Hayaller ve Sokaklar
Hayaller ve SokaklarMehmet Güreli · Sel Yayınları · 201071 okunma
274 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Altın Köşk Tapınağını // #kitapyorumu Kitaba başlarken bu kadar seveceğimi hiç düşünmedim çünkü tamamen edebi bir kitap beklemiştim ama beklentimi en farklı olarak bambaşka yerden daha fazlasını sundu bana. Yazarımız çok ilginç bir kişiliğe sahip, tiyatrolar, filmler, romanlar... her sanat eserinde parmağı var diyebilirim ayrıca son samuray. Hayatına intihar ederek son verdiği zaman annesi ölümünden haberdar olduğu vakit "onun için üzülmeyin hayatı boyunca arzuladığını yaptı" demiş. Bu yüzdendir eserlerinde hep, ölümü yaşamı kıyaslayıp, iyiyle kötüyü düşünüp, intihar etmenin güzelliğinden bahseder. Birçoğumuzun hayatında yaşadığı ama bir türlü anlamlandıramadığı bazı olguları Mişimo'nun hayatında görünce daha çekici hale gelmeye başlar. . Kitabın konusu 1950 lerde geçen yaşanmış bir hikayeyi baz alıyor. Hayatında her şeyden vazgeçen, mutlak kötülüğün var olduğunu araştıran ve takıntılı halde Altın Köşk Tapınağına aşık olan bir keşişin yaşamından bahseder. Çevresinde ailesiyle, arkadaşlarıyla hatta kekeme olduğu için kendisiyle bile barışık olmayan Mizoguçi, güzellik kavramını bir tapınağa taparcasına bağlar. Öyle ki yapacağı her kötülükte Altın Köşk Tapınağını'nın onu engellediğini düşünür böylece tapınağa dair ciddi bir karar alır. . Kitabın birçok bölümünde içsel yolculuklar, felsefi düşünceler, güzellik olgusunun temaşaları mevcut. Edebi bir zevk beklemek bence pek doğru olmaz ama yazarla tanışma kitabı için gayet doğru bir seçim olacaktır.
Altın Köşk Tapınağı
Altın Köşk TapınağıYukio Mişima · Can Yayınları · 2017315 okunma
272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dorian Gray'in Portresi // #kitapyorumu Oscar Wilde'ın tüm dünyada ün kazandığı ilk ve tek romanı özelliği taşıyan Dorian Gray'in Portresi yazıldığı dönemde fazlasıyla ses getirmiştir. Dönemin katı ahlak anlayışının sonucu olarak cinsel yönelimi nedeniyle yargılanıp iki yıl boyunca hapse mahkum edilen Oscar Wilde, yazmış olduğu bu eserindede eş cinselliği, haz ve zevki ön plana çıkarmıştır. Durum böyle olunca kendi aleyhinde kullanılmıştır bu kitabı. Yazarın 'sanat sanat içindir' manifestosu olarak okunabilecek ön sözünde de belirttiği gibi, kötülük ve erdemin sanatsal bir malzeme olarak kullanıldığı edebi eserlerin şahikasıdır. • Kitap üç karakter üzerinden işlenmektedir. Dorian, Basil ve Lord Henry. Yazar Oscar Wilde bu üç karakteri şöyle değerlendirmekte: Basil benim olduğum, Lord Henry benim olmamı istediğiniz, Dorian ise hayatım boyunca olmak istediğim adam. Kitap, Ressam Basil'in Dorian'ın portresini çizmesi sonucu gerçekleşen olaylar üzerinden işlenmekte. • Daha önce Oscar Wilde okumayanlarınız için tanışma kitabı olarak doğru bir tercih olacağını belirtmek isterim. Başından sonuna zevkle okuduğumu söylemek istiyorum, özellikle sonu muhteşemdi diyebilirim. Rahatlıkla tavsiye edebilirim, kitaplığınızda bulunması gereken mükemmel bir klasik eser. . . Edebiyatla kalın . . #book #books #bookstagram #coffe #kitap #vsco #edebiyat #hikaye #roman #booklover #vintage #sahaf #kitapçı
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202372,8bin okunma
448 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Milena'ya Mektuplar #kitapyorumu 23 yaşında genç ve körpe bir öğretmen olan Milena Viyana'ya taşınır. Franz Kafka'nın eserlerini çevirmek için basit bir mektup yazar ve acılı ızdırap dolu aşkın tohumları atılmış olur. . 20. yüzyıl edebiyatını derinden sarsan Franz Kafka'nın bilinmeyen dehasını, içindeki korkularını, çocukluktan gelen travmalarını, mutluluklarını ilk fark eden Milena olmuştur. O zamanlar 37 yaşındadır Kafka. Sadece iki üç kez gördüğü kadına içini kalbini tüm çıplaklığıyla hiç korkmadan açar. . Okurken keyif aldım çünkü Kafka'nın bilinmeyen yönlerini okumak onu bir kez daha sevmeme sebep oldu diyebilirim. Sımsıcacık öykü tadında samimi itiraflardan oluşan mektuplar yer alıyor. Keyifle okuyunuz. . Edebiyatla kalın
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Koridor Yayıncılık · 202354,6bin okunma
314 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Denemeler #kitapyorumu Ne zamandır kütüphanemde duran okumaya bir türlü elimin gitmediği bu kitabı bitirdikten sonra neden daha önce okumadım diye sızlanmaya başladım. Gerçek bir şaheser, okurunda muazzam bir tat bırakıyor. Yaşamdan ölüme, varlıktan yokluğa, insandan hayvana, iyiden kötüye, güzelden çirkine her konuya değindiği yaşamdan kesitler sunduğu ünlü bilginlerin sözleriyle desteklediği harika bir deneme yazı dizgesi oluşturmuş. . En sevdiğim yerlerden biri de Türk padişahlarını ve ordusunu överek anlatmış olmasıydı. Montaıgne yaşamı boyunca o kadar çok kitap okumuş ki tüm birikimini yazmış olduğu denemeler kitabında gözler önüne sermiş. Sadece bir kez okumakla yetineceğimi düşünmüyorum defalarca kez açıp okunması gereken bir kitap. Ben keyifle okudum eğer siz de klasik okumayı seviyorsanız mutlaka önceliğiniz olsun.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,6bin okunma
Reklam
508 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İki Şehrin Hikayesi  #kitapyorumu Dünya da tüm zamanların en çok satan kitabı (200 milyon üzerinde) olduğu için açıkcası çok ilgimi çekmişti. Acaba bu kadar okunmasının sebebi ne diye düşünürken okuma grubumla  ocak ayında mutlaka okuyalım diye karar aldık. Kitap 1700'lü yılların Fransız İhtilali'ni ve öncesini konu alıyor. İhtilal öncesi ezilmiş, sömürülmüş, aç bırakılmış insanların başlarındaki asilzadelere ve adaletsizliğe baş kaldırmalarıyla devam ediyor. Her şeyden mahrum bırakılan halk, içlerinde çok büyük kin ve öfke beslemeye başlarlar ve kim haklı kim haksız demeden herkesi giyotinle idam ettirirler. Haksız yere yıllarca hapis yatan Dr Manette'in, kızı Lucie'nin, damadı  Charles Darnay ve aile dostları banka müdürü Lorry'nin baş karakterler olduğu harika bir roman. Ama benim için en keyifli olan karakter şüphesiz Lucie'ye platonik aşık olan Sydney Carton'dur. Kitap boyunca ismi kıyı da köşe de kalıp finalin seyrini muazzam bir şekilde değiştirmiştir. Yazar onca zulme maruz kalan insanların dili olmuş adeta. O durumu ve şartlarını harika kalemiyle gözler önüne sermiş. Beğenmeyenlerin hiç akıcı değildi diyenlerin aksine ben çok severek okudum. En sevdiğim klasikler arasında yerini aldı çoktan. Bence fırsat bulup sizler de okumalısınız...
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202258,6bin okunma
146 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Cam Kapının Ardı #kitapyorumu Cam kapının ardında nahif, ince yürekli bir adamın ölümü bekleyişi söz konusu. Zihninin derinliklerinden kopup gelen bir yaşanmışlık. Kedisinden, köpeğinden, arkadaşlarından, ailesinden geçip giden ömrün ve gelen ölümün bir gün kendisine de geleceğini bilerek yaşayan, doğumundan ölümüne kadar hastalıklarla boğuşan adamın kendi kaleminden kısa kısa öykü tadında anılarından oluşmakta. . Japon edebiyatına bir anı kitabıyla giriş yapmış bulunmaktayım. Çok minnoş bir eser okurken yer yer çok üzüldüm yer yer de kahkaha attım. Yazarla doğru zamanda tanıştığıma inanıyorum ve diğer eserlerini okumak için heyecanla bekliyorum.
Cam Kapının Ardı
Cam Kapının ArdıNatsume Soseki · Africano Kitap · 2020415 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
İlk kez Ayfer Tunç kitabı okudum ve iyi ki okumuşum çünkü yazarla tanışmak için şahane bir kitap seçtiğimi gördüm. Elime aldığım gibi bitmesi bir oldu. O kadar akıcı ve insanı içine çeken türdendi. . Aziz Bey, ömrü yanılgılarla dolu bir şekilde geçen, yanlış insanları sevip geri de kalanlara fazlasıyla haksızlık yapan bir insan. Fazla egonun gözünü kör ettiği, daha erkek daha delikanlı olmanın kendine bir şey kazandırmadığını bir türlü anlamayan Aziz Bey, hep yanlış zamanlarda yanlış işler yapmıştır. İş işten geçtikten sonra fark etmiş olsa da en çok annesine sonra da eşi Vuslat'a hatalar yapar. Aziz Bey'in hayatını okurken bir tarafım ona çok kızarken diğer tarafım acımaya başlar. Yardım mı ederdim yoksa bir tekme de ben mi vururdum diye bocalamaya başlıyor insan. . Kitapta silik ve baskın karakterleri Ayfer Tunç çarpıcı bir dille aktarmaya çalışmış. Vuslat gibi silik kadınların dünya da var olduğunu ve her görmezden gelişimizde onların yok olup gittiğine dikkat çekmek istemiş. Kitap başlı başına birçok şeyi gösteriyor bizlere İstanbul var, sanat dünyasının değişimi var, şöhretin insan üzerinde ki sarhoşluğu var, yalan ilişkilerin, yalancı dostları var... . İyi ki okudum dediğim kitaplardan oldu seve seve sizlere tavsiye ediyorum. Okuduğunuza pişman olmayacaksınız.
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,3bin okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Sis  #kitapyorumu    . Yazardan okuduğum ilk kitap olduğu için öncesinde birkaç bilgi öğrenmek istedim. Yazar hayatında biraz enteresan bir kişiliğe sahipmiş. Dik duruşu, hiçbir totoliter sistem karşısında boyun eğmeyişi, hayatı boyunca doğru bildiğini savunması, birçok yabancı dil bilmesi hatta sevdiği bir yazarı okumak için o yazarın dilini öğrenmesi beni kendine hayran etti. Yazar kitapta hiç sınır tanımadan düşüncelerini özgürce ifade etmiş. Adeta bilinen düşünce kalıplarını yıkıp, en bilindik filozoflar bile tezleriyle çürütmiştür. Yeni akımlardan sayılan postmodernizmi çok eskilerde bile teknikleriyle kullanmayı becermiştir Unamuno. Felseye dair çok güzel eleştiriler getirmiş, içinizde merakı olanlar varsa okumaları gayet yerinde olacaktır. Kitap, aylak bir adamın yolda yürürken gördüğü bir kadına aşık olması ve artık hayata dünyaya karşı bakış açısının değişmesini anlatmakta. Fazla iyi niyetli olması onun kötü bir oyuna gelmesine sebep olur. Daha fazla spoiler vermeden yorumu burda bitiriyorum. Ben severek okudum sizler de okuyabilirsiniz.
Sis
SisMiguel de Unamuno · Can Yayınları · 20194,840 okunma
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
TehlikeliOyunlar   #kitapyorumu . Anladım ki Oğuz Atay okumak çok meşakkatli bir işmiş. Tutunamayanlar'ı üçüncü kez okuduğumda eğer anlamazsam yine, bu sefer Oğuz Atay asla okumayacağım demiştim. Ama işin aslı anlayıp anlamamakta değil. Çünkü Oğuz Atay'ı anlamak bir yaşanmışlık, bir görmüş geçirmişlik, bir sevgili geçmişi, bir dost kazığı, bir aile iç çatışması işin özü bir yaşanmışlık gerektirir. Oğuz Atay'ı okumaya başlayınca kelimelerin arasında kayboluyorum. Adeta edebiyatla birleşiyor ruhum ve bitinceye kadar hiç nefes almadan an'ı yaşıyorum. Keşke aynı dönem de yaşasaydık da Atay'ın o muhteşem dünyasına girebilseydik. Kelimelerine sığınıp dünyaya karşı dik bir duruş sergileyebilseydik... Peki kitap bize ne anlatmaya çalışıyor: İç dünyasıyla dış dünyasının birbirinden farklı olduğu, maske takmış bir adam olan Hikmet Benol'un hayatını anlatmaktadır. Hep arada kalmıştır Hikmet. Üç katlı bir binanın orta katında kalmış adamı, para uzatan yolcu ile şoför arasında kalmış adamı, iki kadın arasında kalmış adamı, kendi insanına kızarken bile reçetesini ihmal etmeyen o adamı anlatır. Oğuz Atay hayata, bireye, topluma karşı o kadar güzel yorumlar saptamalar yapıyor ki hayran olmamak elde değil. Tutunamayanlar'dan sonra Tehlikeli Oyunlar'ı da çok büyük zevkle okudum. Bence hiç geç kalmayın Oğuz Atay'la tanışmak için... • •
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
Devlet #kitapyorumu . İlk kez bu kadar yoğun felsefi konular içeren bir kitap okudum. Dilinin ağır olduğunu düşündüğüm için okumaktan hep kaçmıştım ama o kadar sade ve akıcı bir dili vardı ki roman olsa su gibi giderdi. Önemli konular içerdiği için ben yavaştan almayı tercih ettim. Platon'un en önemli felsefi kitabı denilebilir. Sokrates'in çevresindekilerle yaptığı sohbetli diyaloglardan oluşmakta. Dünyanın kurulduğu zamandan bu zamana kadar var olan sorunları ele almışlar. Bu yüzden başucu kitabı olmaya en büyük adaylardan. Atina döneminin politik, sosyal ve kültürel gereksinimlerine yanıt ve çözüm aramaktadırlar. Doğruluk, adalet, iyi insan, iyi toplum, iyi yönetim ve yönetici nedir nasıl olmalıdır? sorularına Sokrates tek tek cevap vermiş. Çevresindekiler tezini çürütmeye çalıştıkça Sokrates daha üzerine çıkmaya çalışmış. Bir kez okunup kenara bırakılacak kitap olduğunu düşünmüyorum. Çünkü içeriği her sayfasına varıncaya dek çok önemli şeyler içermekte. Okumanızı tavsiye ederim...
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Antik Kitap · 201726,6bin okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
1984 | #kitapyorumu . George Orwell ile Hayvan Çiftliği kitabında tanışmıştım. Yazarın adeta dünyaya haykırıyormuşçasına bazı gerçekleri gözler önüne seriyor olması çok ilgimi çekti. Politikayı üstü kapalı şekilde hayvanlar üzerinden örneklendirip anlatması, hem keyif verici hem bilgilendiriciydi. Yazarın üslubunu bu kadar çok beğenmişken 1984
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,7bin okunma
187 syf.
·
Puan vermedi
\\KUMARBAZ// ** Kitap hakkında düşüncelerime geçmeden önce birkaç bilgi vermek istiyorum: Eğer Dostoyevski kumarbaz romanını 25 gün içerisinde yazıp bitirmezse ilerde yazacağı romanlardan herhangi bir hak talep edeyemeyecekmiş. Romanını yetiştirebilmek için Stenograf Anna Grigoryevna'nın yardımıyla hızlıca yazabilmiş ve bu kadınla da daha sonradan evlenmiş. Roman 25 günde tamamlanmış. Stenografi, alfabenin harfleri, noktalama işaretleri, kelimeler yerine semboller ve kısaltmalar kullanan çabuk yazma sistemi. Yazıların makinayla yazılması stenograf denilen steno daktilosuyla mümkündür. Steno daktilo makinası genellikle iş yerlerinde, mahkeme salonlarında, konferanslarda sessiz olarak çalışması ve dakikada 250 kelime yazılabilmesi sebebiyle tercih edilir. Dostoyevski'nin diğer kitaplarına nazaran daha az beğensem de bir klasik kitabını  bitirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Realist bir roman örneği olan Kumarbaz tüm umutlarını büyükannlerinden kalacak olan mirasa bağlayan bir ailenin yanında öğretmen olarak çalışan bir genç ile ailenin üvey kızı olan güzel ama bir o kadar kaprisli olan genç kız arasında geçen aşkı anlatıyor.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,5bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
\\ KORKU // Spoiler içerir Zweig'ın okuduğum 6.kitabı olmasına rağmen kurguda pek de bir değişiklik olmamış yine klasik Zweig öyküleri ölüm, intihar, aldatmak, yasak aşk bir sürü şey. Kitap çok kısa olduğu için hemen okuyup bitirdim. Biraz konusundan bahsedecek olursam: evli iki çocuk annesi olan bir İrene'nin çingene diye nitelendirdiği bir adamla yaşadığı yasak aşktan bahsediliyor. Adamın eski sevgilisi olduğunu iddia eden kadının İrene'ye şantaj yaparak para almaya başlar. Bu durumdan çok fazla korkan İrene dayanılmaz derecede kabuslar görmeye başlar. Evinde çok tedirgin hallerinin olması eşinin ve çocuklarının gözünden kaçmaz. Ne yapacağını bilemeyen İrene çareyi intihar etmekte bulur. Kocası artık dayanamaz ve her şeyi itiraf eder. Kadını kendi tuttuğunu, ona dönmesi için yaptığını söyler. Kendini çok rahatlamış hisseder İrene ve yuvaları huzur içinde devam eder. * * Kitaplarının kurgusundan çok sıkılmış da olsam bir türlü Zweig'dan vazgeçemiyorum. Her defasında kendimi Zweig okurken buluyorum. Bu kitapta da olmadı sevgim dilerim diğer kitaplarda bulabilirim o sevgiyi. * *
Korku
KorkuStefan Zweig · Parodi Yayınları · 2018102,8bin okunma