“işte orada! işte orada!” diye bağırdı halk. “çıkıyor! hele şükür!” bana yakın
olanlar ellerini çırpıyorlardı. bir kral ne kadar sevilirse sevilsin, böyle bir şenlikle
karşılanmazdı.
etimizi kesince bizim de kanımız akmaz mı?
gıdıklanınca gülmez miyiz? zehirlenirsek ölmez miyiz? peki ya bize haksızlık ederseniz öcümüzü almaz mıyız?
her şeyde size benzediğimize göre, bunda da benzeyeceğiz tabii.
"şu dünyanın adaletine bak!" dedi adam. "dünyada fakirlerden daha hakir görülen kimse yok ama hiçbir şey zenginlik peşinde koşmak kadar şiddetle kınanmıyor."
biz olsak çözüm çok daha önce aklımıza gelirdi çünkü zor durumda kalmayanlar her zaman ne yapılması gerektiğini bilir ve kendileri aynı durumda kalsa hiç şüphesiz bunu yapacaklarını iddia eder.