Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mecnun’u aramaya çıkan Leyla onu çölde bulur. İlâhi aşka ermiş olan Mecnun ise Leyla’sını tanımaz. Leyla kendini tanıtır ve artık vuslat vaktinin geldiğini söyler. Fakat Mecnun, rüsva olduğunu, aşk ile mecnuna döndüğünü söyler ve “sakın sen rüsva ve mecnun olma” diye cevap verir. Mecnun, Leyla’nın aşık olduğu gence benzememektedir. Aşk deryasında boğulan Leyla ruhunu teslim eder. Leyla’nın ölümünü duyan Mecnun buna dayanamaz ve Leyla’nın mezarı başında hayata gözlerini yumar.
Sayfa 120Kitabı okudu
-Eski bir kitapta yazılıdır; Mecnun’un kabilesi bir araya gelmiş ve Leyla’nın obasına bir haber göndermişler: ” Bu delikanlı aşktan helak olacak; azıcık merhamet gösterseniz de bir kere olsun Leyla’yı görmesine izin verseniz ne ziyanı olur?” Leyla’nın obasından cevap gelmiş: ” Onun Leyla’yı görmesini engellememiz Leyla için değil, onun içindir. Zira o Leyla’yı görmeye dayanamaz diye korkuyoruz.” Bunun üzerine Mecnun’u getirmişler. Daha Leyla’nın kapısını araladıkları vakit Mecnun, Leyla’nın gölgesini görmüş ve yere yığılıvermiş.
Reklam
Aşk..
Hani anlatırlar ya, padişahın biri Mecnun’u çağırdı ve “Ne olmuş sana dedi, neyin var? Kendini rezil rüsva etmişsin, evinden barkından, soyundan sopundan olmuşsun, yıkılmış, yok olmuş gitmişsin? Leyla dediğin de kim oluyor, ne güzelliği var ki? Gel de sana güzeller, alımlı dilberler seyrettireyim, onları sana feda edeyim, hepsini de sana bağışlayayım.” Güzelleri çağırdılar, Mecnun’un yanına getirdiler. Güzeller cilvelenmeye başladı. Mecnun, başını önüne eğmişti, önüne bakıp durmadaydı. Padişah; “başını kaldır da bir bak” dedi. Mecnun dedi ki: “Leyla’nın aşkı kılıcını çekmiş, başımı kaldırırsam korkuyorum, başımı uçuruverir.” Mecnun, Leyla’nın aşkında o kadar müstağrak olmuş idi ki Leyla’nın gayrisine bakması öldürücü bir kılıç idi. Nihayet başkalarında da göz vardı, yüz vardı, dudak vardı, burun vardı. Onda ne görmüştü de bu hâle gelmişti? (Fasıl 12)
Her Leylanın bir Mecnunu varda Çalı kuşunun bir Kamuranı yok mu? 😢
İnsaf edin Leylâ’nın ilk mecnunu ben miyim Aşktan anlamayana bilmem ki ben ne deyim
Sayfa 280Kitabı okudu
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmiyor artık. Kimsenin kimseye ayıracak vakti yok...Hayatımıza absürt bir dizi olarak girmişti Leyla ile Mecnun. Kendine has karakterleri, sıcak, samimi havası ile izleyiciyi kendine bağlamayı başarmıştı. Dizi yayından kalkınca bir şeyler eksik kaldı hep. En sonunda Burak Aksak bu isteklere kayıtsız kalmayarak yazdı Leyla ile Mecnun’u. Her sahnesini tekrar tekrar izleyen, her repliği ezbere bilen seyirci artık bir okurdu. “Tüm kendi çölünde kaybolanlara.” Cümlesiyle başlıyor yazar. Her bir sayfada karakterlerin kendi seslerinden aklınızda canlandırabiliyorsunuz yazılanları. Birkaç olay farklılığı dışında şu ana kadar izlediğimizden farklı değil kitap. Karakterler tekrardan tanıtılıyor, birçok bildiğimiz şeyi tekrar görüyoruz ama bu sefer satırlarda. Daha çok Mecnun ve Leyla arasında, Mecnun’un Leyla’nın kalbini kazanmak için uğraşısını okuyoruz. Ayrıca Mecnun’un olaylara karşı kendi iç dünyasındaki konuşmalar güzel bir yer edinmiş. Bazı şeyleri düşünmemizi sağlıyor. Arada dizide çalan Ferdi Tayfur şarkılarının kitapta olayların arasına sıkıştırılarak dörtlük şeklinde verilmesi de güzel olmuş. Yani yazarın da dediği gibi “bir yanımız çöl bir yanımız deniz." (Alıntı) Aşk için bir kum tanesi olmak lazım ya da sevdiğin için uçurumun kenarından kendini rüzgara bırakmak lazım. Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap. Keyifli okumalar... #Huzur#Kitap#Kahve#
Leyla ile Mecnun
Leyla ile MecnunBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 201815,6bin okunma
Reklam
“Sevginin sebebi güzelliktir. Çünkü güzellik, bizatihi sevilen şeydir. Sevgi üç mertebe üzeredir: 1- Tabii sevgi: Bu avamın sevgisidir. Gâyesi hayvani ruh konusunda ittihad, bir araya gelmedir. Eserleri, tezahürleri şehvet ve aksiyon bakımından sonunda nikâhtır. Zira sevgi şehveti insanın bütün mizacına ve bünyesine yayılır. Tıpkı renkli bir şeyde rengin yayılması gibi. Tabii sevgi kendi cismani maksatlarına nail olunan sevgidir. Mahbub, sevgili buna ister sevinsin isterse sevinmesin, hiç fark etmez. Günümüzde insanların çoğunun sevgisi böyledir. Tabiî sevgi iki nevidir: Tabiî ve unsurî sevgi. Tabiî sevgi kendi zatındandır. Egoist bir sevgidir. Burada seven sevileni ancak onun malı olarak ve lezzet, zevk için sever; sevilenin kendisi için değil. 2- Ruhani sevgi: Bunun gayesi, mahbuba, yani sevilene benzemektir. Sevilenin rızasını, gönlünü kazanmak için gayret sarf etmektir. Sevdiğini, sevdiği için, onun şahsı için sevmesidir. Çünkü tabii sevgide seven sevileni ancak kendi nefsi için sever. Leylâ‘nın Mecnun‘u ruhanî aşk makamındaydı. Çünkü konuştuğu her şeyde "Leylâ! Leylâ!..." diye haykırıyordu. Zira kendisinin Leylâ için kaybolmuş olduğunu sanıyordu. 3- İlâhî sevgi: Bu sevgi ise, Allah‘ın kullara olan, kulların da Allah‘a olan sevgisidir. Bu sevgi Allah‘ın bizlere olan sevgisidir." _____ AŞK ANLAYIŞI VE AŞKLARI
Sayfa 43 - insan yayınları
Mecnun’un kabilesi bir araya gelmiş ve Leyla’nın obasına bir haber göndermişler: “Bu delikanlı aşktan helak olacak; azıcık merhamet gösterseniz de bir kere olsun Leyla’yı görmesine izin verseniz ne ziyanı olur?” Leyla’nın obasından cevap gelmiş: “Onun Leyla’yı görmesini engellememiz Leyla için değil, onun içindir. Zira o Leyla’yı görmeye dayanamaz diye korkuyoruz.” Bunun üzerine Mecnun’u getirmişler. Daha Leyla’nın kapısını araladıkları vakit Mecnun, Leyla’nın gölgesini görmüş ve yere yığılıvermiş.
Ne Köroğlu donuna girip, beni isteyen, benimle bir ömür geçirmek için canını vereceğimi söyleyem bu kızı atımın terkisine vurup kaçırabilmiş; ne de Leyla’nın Mecnun’u gibi boynumu bükerek çöllere açılabilmiştim.
Sayfa 116 - DergâhKitabı okudu
100 syf.
·
Puan vermedi
Kays o hale gelmişti ki, çörekotundan ödağacına kadar her şeyin adı Leyla idi onun için. Leyla´nın adını başka adlara gizlemişti. Her şeyde Leyla´dan bir iz vardı. Kutup ve mıknatıs, Leyla; dersi okuyan da, okutan da, hatta kitap da Leyla idi. Leyla gece´ye mensup demekti, gece kara(n)lığında demekti. Ah Leyla! Kaşı kara, gözü kara, saçı kara, bahtı kara çöl kızı!... Ve üç bahar geçmişti Mecnun´un sevdası üstünden... Leyla ile Mecnunu okuyacaksanız, İskender Pala'dan okuyun. Eğer Fuzili'den okursanız çok büyük ihtimalle anlayamayacaksanız, Çünkü Divan Edebiyatı'nın dili siz de biliyorsunuz ki çok ağır. Ama İskender Pala Divan Edebiyatı'nın o denli ağır diline rağmen harika bir sade anlatımıyla sadeleştirerek çok rahat bir şekilde hikâyesini anlamanıza vesile oluyor. Devrik cümlelerle İskender Pala'dan çok güzel hoş bir anlatım göreceksiniz.
Leyla ile Mecnun
Leyla ile Mecnunİskender Pala · Kapı Yayınları · 20204,646 okunma
Reklam
100 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Leyla ile Mecnun
Kays o hale gelmişti ki, çörekotundan ödağacına kadar her şeyin adı Leyla idi onun için. Leyla´nın adını başka adlara gizlemişti. Her şeyde Leyla´dan bir iz vardı. Kutup ve mıknatıs, Leyla; dersi okuyan da, okutan da, hatta kitap da Leyla idi. Leyla gece´ye mensup demekti, gece kara(n)lığında demekti. Ah Leyla! Kaşı kara, gözü kara, saçı kara, bahtı kara çöl kızı!... Ve üç bahar geçmişti Mecnun´un sevdası üstünden... Leyla ile Mecnunu okuyacaksanız, İskender Pala'dan okuyun. Eğer Fuzili'den okursanız çok büyük ihtimalle anlayamayacaksanız, Çünkü Divan Edebiyatı'nın dili siz de biliyorsunuz ki çok ağır. Ama İskender Pala Divan Edebiyatı'nın o denli ağır diline rağmen harika bir sade anlatımıyla sadeleştirerek çok rahat bir şekilde hikâyesini anlamanıza vesile oluyor. Devrik cümlelerle İskender Pala'dan çok güzel hoş bir anlatım göreceksiniz. Keyifli okumalar dilerim.
Leyla ile Mecnun
Leyla ile Mecnunİskender Pala · Kapı Yayınları · 20204,646 okunma
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.