Sabitlenmiş gönderi
Bugün attığın her adım, senin yarınki yaşamındır.
Sayfa 92
Şu anda okuyor
%50 (126/251)
Zaten bizi artık hayvanlardan ayıran da bir tek bu değil miydi? Zeka değil kesinlikle. Yunusların, fillerin bizim kadar, hatta belki ölçebilmek mümkün olsaydı bizden zeki çıkabileceklerini öğrendik artık. Zaten mukayese mümkün değil; her türün zekası kendine göre. Bizi hayvanlardan ayıran en önemli ayrıcalık, iki milyon yıllık geçmişimizden sonra, cinsel ilişkiyi sırf keyif için yapma aşamasına gelmişken, bizden eski türlerin bile bunu hala, yaşayabilmek için yapmaya mahkum olması.
Sayfa 116
Okur Takip Önerileri
"ben kimim" diye soran insanlar, edebiyattan tutun da psikiyatrist koltuklarında, kır gezintilerinde, yeni dalga dinlerinde, Sartre'ın özgürlük bunalımlarında ya da birbirlerinde kimliklerini, kendilerini, bireyselliklerini arayadurdular. Oysa artık şirketlerin güleryüzlü, güven verici görüntüleri sayesinde yalnızlığımızı giderek terk edip, severek kucaklıyoruz tükettiklerimizi. Yıllardır sırtımızda milli giysiler, gönlümüzde milli duygularla iki dünya ve yüzlerce ulusal kurtuluş savaşında birbirimizi katlettikten sonra geçmişimizden soyunup modernliğimizde değersiz ve kimsesiz kalmak doğal elbette. Ama kurtulmuş olanlarımız, 21. yüzyıla istediğini benimsemenin özgürlüğü, tükettiklerini her an değiştirebilmenin hafifliğiyle giriyor. Kalıpların kalebentlerini yaptık asırlarca, görüntü beyleriyiz şimdi.
Sayfa 37
" İnsan, tarihi kendisinin sevmediği koşullarda yaratır."
Sayfa 67
Koopmans: Çubuk almak istiyorum.
Son usta: Olur.
Koopmans: Kaça?
Son usta: Tanesi 50 dolar
Koopmans: Üç yüz tane alırsam tanesini kaçtan bırakırsın?
Son usta: 500 dolar
Koopmans: Anlamadım!
Son usta: Istediğim gibi yaşayabilmem için ayda beş-on çubuk yapmam yetiyor bana. Siparişin için sana hayatımı kiralamış olacağım.
Sayfa 74
Önemli olan husus, inananlar ve inanmayanlar arasındaki fark değil, umursayanlar ve umursamayanlar arasındaki farktır."
Sayfa 99
Bir kitap okudu
85 syf.
·
Puan vermedi
insanlar korkuyorlar ve eski dünya gözden kaybolurken yeni dünyanın doğmakta olduğu gerçeğiyle yüzleşmeyi göze alamıyorlar. Paniğe kapılıyorlar ve bu panik içinde, köhnemiş siyasal düşüncelere ve yöntemlere daha da sıkı sıkıya sarılıyorlar, sanki yaratıcı ve yürekli bir şekilde belirsizlikle yüzleşmektense yok olup gitmeyi yeğliyorlar.
Sayfa 89
özünde insancıl olan bir felsefenin temel oluşturduğu ve kamçıladığı Fransız devriminin kesinlikle yeni milliyetçiliği yaratan devrim olması, onun da yeni put olarak milli devleti yaratmaya başlaması ise tarihin cilvelerinden biridir.
Sayfa 76
Bir kitap okudu
275 syf.
·
Puan vermedi
Zayıf düştüğümü hissedersen hatırlat bana: ' Güneşi uyandıralım. '
Sayfa 170
İnsanları hatırlamak için önce unutmak gerek. Ben bunu asla yapamam.
Sayfa 101
Ahlaki değerler kendini farklılaştırma belirtisi olarak tüketiliyor, egonun hesabına yazılıyor, bu da kişinin kendilik-değerini yükseltmeye hizmet ediyor. Narsistik özsaygıyı artırıyor. İnsanlar değerleri topluluğa değil, aksine kendi egosuna atfediyor.
Heyecanlar şeylerden daha uçucudur. Dolayısıyla yaşamı istikrarlı hale getirmezler. Ayrıca heyecan tüketiminde kişi bizzat şeylere yönelmez, aksine kendi kendisine yöneliktir. Duygusal otantikliktir aranan şey. Dolayısıyla heyecan tüketimi narsistik kendilik-ilişkisini* güçlendirir.
Bir yandan okuryazarlık artarken, televizyon, tüketicinin görüntülerle beslendiği, beynini değil de gözlerini ve kulaklarını kullandığı yeni bir tür cehalet yaratıyor. Özetle verimliliği gitgide artıran makineler ürettiğimiz halde, insanın kendisi en önemli niteliklerinden bazılarını yitiriyor. Hep daha çok büyümekten, daha verimli olmaktan ve daha hızlı büyümekten başka hiçbir amacı ve vizyonu bulunmayan büyük örgütlenmenin yönettiği edilgin bir tüketici olup çıkıyor.
Sayfa 50