Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Furkan

Furkan
@lockamora
Düşünüyorum o halde varsın..
Bazı adamlar vardır, o adamlar... öbür dünyayla o kadar meşguldürler ki bu dünyada yaşamayı hiç bilmezler...
Reklam
Bir şehre yağmur yağdı Ben ağladım Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında Hangisi talandı demli öpücüklerin Ve buğularda yitirilen kimin adıydı Bir aşktan diğerine kaç saatte gidiliyordu Soyulur muydu kabuğu hayatın Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?
"....başkaları ile yaşayabilmeden önce kendimle yaşamayı bilmeliyim. Çoğunluğun sesi doğrudur kuralının dışında yalnızca vicdan kalır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Niceleri geldi neler istediler Sonunda dünyayı bırakıp gittiler Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenlerde hep senin gibiydiler Bu dünya kimseye kalmaz bilesin Er geç kuyusunu kazar herkesin Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela Sonunda yok olacak sen değil misin ??
Şimdi kendinize garip bir soru sormanızı istiyorum. Kendinize, inandığınız şeylere neden inandığınızı sorun. Bir şeye neden inanırım.
Reklam
Eğer gerçekler birbiriyle çelişiyorsa, bu bazılarının gerçek olmadığını gösterir.
Masum çocukların ölümleri dokunaklı bir hadise olarak kabul edilebilir belki. Ama onların masum olduklarını kim söylüyor ki?
Hayatlarımızdaki en büyük acı, kabul etmediğimiz hatalarımızdan gelendir -bizim asıl kimliğimizle uyuşmayan hatalardır. Bize öyle zıtlardır ki, onlara bakmaya katlanamayız. Bir vücutta iki insan oluruz, birbirine katlanamayan iki insan. Yalancı ve yalancılardan nefret eden. Hırsız ve hırsızlardan nefret eden. Bu savaşın verdiği acıya benzer başka bir acı yoktur. Bu acı, bilinç seviyemizin üzerine çıkar. Ondan kaçarız ama bizimle koşar. Nereye kaçarsak kaçalım, savaşı beraberimizde götürürüz.
Belki kelimesi beni rahatsız etmeye başlamıştı çünkü hayatımda sabit olan tek şey belkilerin sonsuza dek benimle kalacak olmasıydı
Reklam
Kaç kitaba dokunmuştu? Kaç kitabı hissetmişti? Raflara doğru ilerleyip bu kez daha yavaşça ve elinin içiyle tekrar kitaplara dokundu; avuçlarının içinde her kitabın sırtının oluşturduğu engebeyi hissediyordu. Işıklı bir avizeden yayılan parlak huzmeler gibi büyülü bir histi, kusursuz bir güzellik karşısında duyulan his gibi. Birçok kere neredeyse yerinden çekip çıkaracaktı kitaplardan birini ama düzeni bozmaya cesaret edemedi. Fazla mükemmeldiler.
İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, içleri doldukça eğilirler.
Ben Ernesto’ydum sadece Ernesto, sizde sadece bir şey oIarak var oIursunuz. Che olmayı kendim istedim, sizde inanırsanız oIursunuz.
Ne kadar sık yelken açtınız rüyalarımda Ve şimdi uyanıklığımda geldiniz, daha derin rüyamda.
Geri121
329 öğeden 316 ile 329 arasındakiler gösteriliyor.