Tanpınar kitapları bende çok yavaş ilerliyor. Biraz yoruyor da diyebilirim, araya kitaplar alarak ara vererek okuyorum. Külliyatını tamamlamak istediğim yazarlar arasında olduğu için 'nehir' üçlemesiyle başlamak istedim. Serinin ikinci kitabını da bitirmiş oldum biraz ara verdikten sonra sıradaki eseri 'Huzur' ile devam etmeyi düşünüyorum. Sahnenin Dışındakiler, Mahur Beste'den sayfa olarak daha uzun olmasına rağmen daha kolay okuyabildim. Daha akıcı bir olay örgüsüne sahip.
Tanpınar'ın bu eserinde karakterlerin hepsi belirgin özellikler taşıyor. Cemal, Sabiha, İhsan hepsinden ayrı ayrı bir şeyler öğreniyorsunuz.
Tanpınar kendisine özgü mizahıyla bambaşka hayatlara dokunduruyor. Dönemin sosyal yaşantısını farklı bakış açılarıyla görebiliyoruz.
1920'li yıllarda Cemal'in gözünden, Milli Mücadele döneminde İstanbul'u okuyoruz. Aynı zamanda sevdiği kadın olan Sabiha'yı arayışına da tanık oluyoruz. Cemal karakteri şimdiki zaman ve geçmiş zaman hatıraları arasında yolculuk yaptırıyor.
Tanpınar okunması zor ama alışınca alıp götürüyor. Tanpınar'ı daha iyi tanıyabilmek, anlayabilmek için okumalara devam..
*Dünyada başka mesut milletler de vardı. Onların bizim yaşlardaki gençleri, hiç de bizim bu anda olduğumuz gibi bir “olmak ve olmamak” meselesiyle meşgul değildiler. Onlar aşkı, sporu düşünüyorlar, yaşlarınınn tabii iştiyakları ve meseleleriyle meşgul oluyorlar, kurulmuş bir hayatın imkanlarından istifade ederek çalışıyorlardı. Biz ise el parçası kadar bırakılmış, çok harap bir vatanda yaşamak imkanlarını düşünüyorduk.
*Biz evvela kelimeleri öğreniriz; sonra yaşadıkça teker teker manalarını..