Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tekrarlamak... Tekrarlamak, bir şeyi tam maluma irca ettikten, çepçevre sardıktan ve kavradıktan, yâni posalaştırdıktan ve cevhersizleştirdikten sonra ele almak demekse, sen hiçbir surette tekrarlanamazsın. Yine tekrarlamak, denizin en derin noktasında boyuna göre sulara gömülen bir veya bin Ölçü şeridinin, her defa beraber ve ayrı ayrı gösterdiği mikyas, yâni bir veya bin kişinin her defa beraber ve ayrı ayrı belirttiği duyuş ve anlayış seviyesi demekse, onlar seni değil, kendilerini tekrarlamış olurlar. Ve yine tekrarlamak, hiçbir sırrına erişilmeyeceğinden başka şuurumuz olmayan namütenahi derin ve girift bir hâdisenin, sadece vecd ve aşk aynasında, durmadan, üstüste aksettirdiği pırıltıları toplamak, yâni gerçek san'ata gerçek mevzuunu vermek demekse, seni tekrarlamaktan büyük vazife olmaz ve ona tekrarlamak denmez.
Reklam
Hayat ve zaman ;esasta bir nefes ,nefes ise esen bir rüzgardır .Her şeyi eskiten bu rüzgar akıp gitmektedir ömrümüzden. Kimine göre meçhule doğru, kimine göreyse ,hesabın görüleceği bir maluma doğru seyir halindedir. Bu Rüzgar ,en sert kayaları toz toprak yaparak yumuşatmakta .Bizler bu zaman çemberinde, zamanla kayıtlı /sayılı dünyaya geliyor ve vaktimiz nihayete erince," kayıttan düşüyoruz." dünyaya kaydımız /Kaygımız bitiyor ve yeni bir kayıt başlıyor.
Hakikatin açık ve kaba tecellisi hakkını araken, gözlerimizi gizlilikler ve incelikler âlemine çekmek bir mevhum uğrunda bir mâluma kıymaktır ki, en şeni bir fikir cinayetidir. mevhum; Gerçekte olmayıp var sanılan, var diye düşünülen, kuruntuya dayanan. şeni; Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
Sayfa 117 - Büyük Doğu Yayınları, 2. Basım, Kasım 1984Kitabı okudu
Bu, ilmin malum’a tabi olduğunu kanıtlar. Dolayısıyla, ayn’ının değişmezliğindeki [sübut] yokluk halinde mümin olan bir kimse, varlık halinde de aynı suret üzre zahir olur. Ve Allahu Teala, onun böyle olduğunu (yani, mümin olduğunu) ondan (yani, onun bu bilgiyi O’na vermesi yoluyla) bildi. Bundandır ki, “Allah hidayet olunanları bilir” [Kasas Suresi, 28/56] buyurdu. Ve yine Allahu Teala şöyle buyurdu: “Benim indimde söz değişmez..” [Kaf Suresi, 50/29] — çünkü Benim sözüm yaratmış olduklarıma ilişkin ilmimle sınırlıdır. “..Ve Ben kullarıma asla zulmedici değilim” [Kaf Suresi, 50/29] — yani, Ben onları şaki kılan küfrü kendi üzerlerine takdir edip de sonradan, onların güç yetiremeyecekleri bir şeyi kendilerinden istiyor değilim; Biz onlara ancak (değişmez aynlarındaki onlara ilişkin) ilmimiz kadarınca muamele ettik; eğer ortada bir zulüm sözkonusuysa, zalim olanlar ancak kendileridir.
“Peki efendim, siz bilirsiniz” diye homurdandı Ağulu Bey ve ardından ekledi: “Siz de bilirsiniz ki ilim maluma tabidir.” Banu Teyze köşeye sıkışmış hissetti kendini. Belli belirsiz mırıldandı: “İlmin zıddı cehalettir. Marifetin zıddı ise inkâr. Malumları bilmekle olur şuur ve fıtnat ve vicdan... Doğrudur, el Hak, ilim maluma tabidir.”
Reklam
Gökten kafana ne yağarsa yağsın asla küfretmeyeceksin. Buna yağmur da dahil. Yukarıdan üzerine ne düşerse düşsün,kabulün olmalı.Sağanak ne kadar şiddetli,tipi ne denli dondurucu olursa olsun,bulutların biz aşağıdakilere reva gördüklerine sövemezsin.Böyledir bu düzen.Bunu herkes bilir Yağmur da hüzün gibi bir şey galiba: İlk başta, aman bana
İlmin zıddı cehalettir. Marifetin zıddı ise inkâr. Malumları bilmekle olur şuur ve fıtnat ve vicdan... Doğrudur, el Hak, ilim maluma tabidir.”
Geri111
173 öğeden 166 ile 173 arasındakiler gösteriliyor.