Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutlu ve özgür olmamıza mâni olan tüm o önemsiz ve aldatıcı şeylerden kaçıp kurtulmak; işte hayatımızın hedefi ve anlamı bu... Orada, uzakta yanan o parlak ışığa doğru pes etmek nedir bilmeden ilerleyeceğiz.
Müslüman kuvvetli olmak borcundadır. Hem kendi inanç ve medeniyetini korumak, hem zulmün insanlığa el koymasına mâni olmak için.
Reklam
Ah sultanım..!
Bazı Arapça öğrenmekle meşgul olanlar tarikat derslerini ihmal etmeye başladılar. Kur'an-ı Kerim tarikata mani olsun için inmedi, bilakis o, zikretmeyi emrediyor. Siz zikretmedikten sonra Arapça öğrenseniz, hafızlık yapsanız neye yarar?
Harf Devrimi-I
İslam harflerinin terakkimize mani olduğunu ileri sürenler, Avrupa'nın bizi yok etmeye karar vermiş yazarlarıydı. ... Başlıca hedefleri bizi tarihimizden, irfanımızdan, bir kelimeyle İslamiyet'ten koparmaktı.
Sayfa 58 - İstanbul: Ketebe, 2018.Kitabı okuyor
“Kontrol itimada mani değildir.”
Sayfa 73 - İNSAN VE HAYAT KİTAPLIĞIKitabı okudu
Ah seviyorum dedim, seviyorum ama ne yapayım? O beni sevmiyor! Vazgeçsem... Ah, vazgeçemeyeceğim. Nasıl vazgeçebilirim? Ama vazgeçmeyip de ne yapacağım? O beni sevmiyor. Ben onun hürriyetine nasıl mani olayım? Ben onunla nasıl yaşayabilirim? Of Rabbim, bu nasıl dert! Bu ne felaket! Ah, nasıl yapayım? Çıldıracağım! " der.
Sayfa 91 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okudu
Reklam
Burada bir vaka zikredeceğim: Umumi harp [Dünya Savaşı] başlamıştı, cepheye sevk olunmazdan evvel ihtiyat-ı zabit namzetleri talimgahının son devresinde muallim takım zabiti idim. Devre nihayetinde takımında bulunan efendilerin derece-i ehliyetlerine [yeterlilik derecelerine] nazaran rütbelerini gösterir listeyi tanzim ederek, bölük kumandanına vermiştim. Hararetli bir Türk Ocağı mensubu olan bölük kumandanı listeye bir göz gezdirdikten sonra hiddetle listeyi masanın üzerine attı ve bana "Bu nasıl liste! Arabı, Çorabı, Kürdü A sınıfına yazmışsın" dedi. A sınıfı aliyyülala [en yüksek] derecede zabit namzedi [adayı] demekti. Bugün millet meclisinizde aza olan bölük kumandanının nokta-i nazarınca [görüşüne göre] bir adamın künyesinde Halep, Şam veya Harput, Diyarbekir'in bulunması iyi numara almasına bile mani teşkil eylemeliydi.
İnançsız toplumların merhameti yoktur. Hem, müslüman toplum, neden inançsız toplumların merhametine muhtaç olsun? Asıl inançsızlardır ki, müslümanın merhametine muhtaçtırlar. Müslüman kuvvetli olmak borcundadır. Hem kendi inanç ve medeniyetini korumak, hem zulmün insan- lığa el koymasına mâni olmak için.
Şüphesiz gecede hayır ve bereket vardır.Sabahta da nur.Bakma sen aklı ermezlerin "sabahın körü" dediklerine.Sabahın nuru diyerek hayır ve bereketin kapısını açacaklarına sabahın körü diyerek rızıklarına mani ,günaha gark oluyorlar. "O gece melekler ,Rabblerinin izniyle her bir iş için,yeryüzüne iner de iner.O gece esenliktir.Ta ki tan yeri ağarıncaya ,fecr doğuncaya kadar." İşlerini tamamlayan melekler,sessizce çekilir arzı ilahiye.Yarenim bizce de vakit artık O'na gitme vakti.Haydi uyan,sabah namazı vakti...Şimdi namaz vakti...
Sayfa 144 - Hayat YayınlarıKitabı okuyor
"Sinizm ekolünün kurucusu Yunan filozof Diyojen bir fıçıda yaşardı. Büyük İskender güneş altında dinlenmekte olan Diyojen'i ziyarete gidip ona yapabileceği bir şey olup olmadığını sorduğunda Diyojen o hiçbir şekilde itiraz edilemeyen cevabını vermişti: 'Sizden istediğim tek şey kenara çekilmenizdir. Bunu yaparsanız güneşime mani olmazsınız ve bana vermeniz mümkün olmayanı benden almamış olursunuz.'"
Kolektif Kitap, İnceleme, Türkçesi: Ertuğrul GençKitabı okuyor
Reklam
Bunu anlaman için kadın kılığına girmen gerekiyormuş Talat bey :)
- Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz , kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz. Ve bir taraftan da kendimizi onlara güldürüyoruz. Çünkü bazı kurnaz kadınlar var "Bu ne budala şeymiş, dur bununla biraz eğlenelim" diyerek bizi maymun gibi oynatırlar.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okudu
Haftalık Türkçü Dergi: Orkun: 06 Ekim 1950'de Atsız ve arkadaşları Orhun dergisini yeniden çıkardılar. Yalnız derginin adında küçük bir değişiklik vardı. Orhun değil Orkun idi. “Orkun'un tarihçesi” başlıklı ilk yazıda derginin, 1933-34'te dokuz sayı, 1944'te yedi sayı çıkan Orhun'un devamı olduğu belirtiliyor; “Şimdi
Biz orta mektebte anladık ki, bizim dilimiz "Türk dili"dir. "Şah bunu niye yasak etmiştir?" diye düşündüğümüzde anladık ki, bizim en büyük düşmanımız, budur. Bizim edebiyatımızın, kültürümüzün gelişmesine mâni olmuşlardı. Bunun sebeplerini ortadan kaldırmayı düşünüyorduk. Bunun için de gizli bir teşkilât kurduk. Bu teşkilatın adı "Ulduz" idi. Şah'a karşı mücadele edebilmek için askeri mekteblere girmek kararı aldık. Ne yazık ki, bizi bir "serheng" (çavuş, kawas) ele verdi. Çünki kendisi sosyalist düşünceliydi. Onlar da Şah'a karşı ayrı bir teşkilât kurmuşlardı. Bunlar da daha sonra yakalandılar, bizi yakalatan "serheng" de idam edildi.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.