Fakat buna da cesareti yoktu ve ne olduklarını bilmediği bir alay meçhul ve yüzleri örtülü maniler, ümidinin önünü kesiyorlardı. Bu maniler dışarıdan mı geliyorlar, yoksa Neriman’ın içinde mi doğuyorlardı? Zaten, bu garip ruhî sersemlik içinde, Neriman dışarıdaki hadiselerle kendi ruhundaki mütemadi oluşların nereden başlayıp, nerede bittiğini ve nasıl kaynaştığını anlayamıyordu.