Doğrusu ilk Metestazı okurken daha çok heyecanlanmış, daha çok şaşırmıştım. Bu sefer o kadar da değildi. Bunun anlamı bu kitapta anlatılanların daha az ilginç olması değil tabii ki. Ben alıştım, biz alıştık artık. Yolsuzluğa, arsızlığa, hırsızlığa, talana, hukuksuzluğa, zulme, vahşete, ayrımcılığa, cinayetlere alıştırdılar hepimizi. Vurdumduymaz olduk bir bakıma.
Formül çok basit aslında: kendinden olanı rantla, ihaleyle besle, destekçilerini dinle, medyayla, yalan dolanla kandır. Geri kalanı da baskıyla, şiddetle, korkuyla sindir.
Marx diyor ya "din toplumların afyonudur". Ne doğru söylemiş. Birebir yaşıyor bu ülke. Yıllardır hem de. Bir kısım uyuşmuş, bütün ülkeyi de peşine takıp bataklıklara sürüklemiş. Ve kendine dindar diyen bu insanlar yukarıda saydığım bütün haksızlıklara, hukuksuzluklara sesini bile çıkarmıyor.
Neyse sizler de biliyorsunuz zaten olanları.
Güzel günlerde buluşma dileğiyle...
İyi okumalar herkese.