"Tüzeci mistiğe karşı" ikiliği her zaman çok ciddi bir ayrım olmuyor, özellikle de en üst kademe devrimci tüzeci-mistik Ayetullah Humeyni'nin şiirlerindeki Mansur'a yapılan atıfları göz önünde bulundurursanız:"Kendi varlığımı unutup "Ben Hakk'ım" diyorum, ve Hallac-ı Mansur gibi idama gönüllü oluyorum.". Mansur'u yasaya karşı gelen ruh kahramanı olarak gördüğümde bunun örtülü bir Hristiyan düşüncesi olabileceğinin farkındayım; kendim gördüğümden Mansur'u yanlış okuyor olabilirim. Beyazlık, Batılı-lık ve Katolik olarak yetiştirilme geçmişim büyük bir sıkıntı yaratıyor olabilir. Louis Massignon'a göre Mansur'un esrik gnosis ve çarmıha gerilmesi sayesinde İslam'ın en gizli gerçeği gözler önüne serilir oldu -İslam'ın özünde bulunan, yine de ortodoks Müslümanlar tarafından korkulan, tiksinilen ve umarsızca reddedilen gerçek Hakk-, yani mistik bir Hristiyan deneyimi. Massignon İslam'dan bahsederken, diye yazıyor Edward Said, Hazreti Muhammed "ekarte edilip Hallac-ı Mansur öne çıktı, çünkü o kendini bir İsa-figürü olarak görüyordu.". Mansur'un tutkusu Avrupalı Hristiyanlar'ın İslam'a kendi spiritüel evrenlerini İslam'ın içsel anlamı olarak sunma şansını verdi -gerçek Müslümanlar bu içsel anlamı bilse de bilmese de. Normalde geleneklerin içiçe geçirilmesinden yakınacak biri değilimdir, ama kolonicilik yine de göz önünde tutulmalı.
Remzi (Akyürek) Dede idi. Feyzine mazhar olabilmek için Ahmet Remzi Dede’yi daha onun Üsküdar Mevlevîhânesi şeyhliği döneminden beri, yâni 1919 dan îtibâren, ziyâret edenlerin sayısı çokmuş. Pekçok da yabancı şarkiyâtçı gelirmiş. Bir kısmı da bu mübârek zattan intişar eden feyz ve nürâniyetin cezbesiyle müslüman olur gidermiş. Bunların en meşhurlanndan biri de Hallâc-ı Mansur hakkındaki tetkikiyle mâruf, müdekkik fransız papazı Louis Massignon’dur. İslâm’a hayran ve Remzi Dede’nin de irfânına âşık olan Massignon, Dede’ye müslüman olmak istediğini ifâde ettiğinde Dede’nin, kendisine: “Bâtınen, sen zâten müslümansın. Zâhiren, bu papaz cüppesini taşıyarak İslâm’a daha çok hizmet edersin” demiş olduğu rivâyet edilirdi.
ne güzel bir yolculuk! ne güzel bir dünya! neredesin? benim güzel gece yarıları yolculuklarımın yoldaşı! ey hatırası şevkimin refrefi olan ve her sabah beni allah'ın meleküt dergahına kadar ilginç miraca götüren? neredesin ey benim massignon'um? ey hikmetin kaynayan pınarı! ey irfanın yanan güneşi! ey ümidin şefkatli mehtabı! ey iman, ey aşk!
Hallac'ın tıp öğrenmiş ve el kimya deneyleri yapmış olduğunu ileri sürer. Evinde bulunduğu söylenen hayvan ve bitki örneği koleksiyonları tıp konusunda [Razi] ile ilişkileri ...
Toplumumun mizaç durumuna ortağım j.paul Sartre'ın felsefî alandaki en derin ve girift eseri olan Varlık ve Hiçlik kitabını tercüme etmişim. İspanyolcaya çevirenin itirafıyla "Bu kitaptaki ince anlamları ve düşünsel güzellikleri, vefalı bir şekilde ve aydınca Fransızcadan çevirip aktarmak mümkün
değildir." Diğer bir çevirim de
Hallaç hiç
çekinmeden şöyle demişti: “ Sufı, helâl ile haram arasından haramı seçmelidir”
. Hallac-ı Mansur’un Celaleddin Rûmî’deki yerini biliyoruz:
“ Ene’l-Hak diyen Hallac-ı Mansur kirpiklerinin ucuyla tüm yolların to zunu
süpürmüştü. (...) Ben, Ene’l-Hak diyenlerin hizmetkârıyım” . Ahmed
Gazâlî, Hallac’ın aldığı tavırları sık sık tefsir
Massignon, İslâm dünyası için "Onların her şeyini mahvettik; felsefelerini,dinlerini.. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. İçlerinde sonsuz bir boşluk açıldı. Anarşinin ya da intiharın eşiğindeler" der....."
Kitabın ismi herkesi biraz şaşırtmışsa da; En-el Hak düşüncesinin kurucusu Hallac-ı Mansur'un son günlerini ve son saatlerini yazar bize kendi dramatik kurgusu ile aktarmaktadır. Hakkında çok az şey bildiğimiz (Hallac-ı Mansur konusunda bildiklemizin büyük kısmı Louis Massignon isimli bir Fransız şarkiyatçısının çalışmalarına dayanmaktadır) bu düşünürün, böyle bir romanda karşımıza çıkması açıkcası şahsımı sevindirdi. Hallac-ı Mansur'un düşüncelerini, son günlerin de kendisinden dinlemekten (her ne kadar kurgu da olsa) keyif ve hüzün duydum. Son olarak; eseri beğendiğimi söyleyebilirim, tarihi roman ve konuya meraklılarının beğeneceğini düşünüyorum.
Allah BenimMehmet Coral · Doğan Kitap · 201144 okunma