Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
243 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
"İnsan isyankâr bir varlıktır"
Aslen Erzurumlu olan Nurettin Topçu, 1909 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İstanbul Lisesinden mezun olduktan sonra 1928 yılında Fransa'ya gitmiş ve Strazburg Üniversitesinde felsefe eğitimi almıştır.Topçu, 1934 yılında Sorbonne Üniversitesinde felsefe doktorasını tamamlamış ve böylece Fransa'da Türkler arasında ahlak
İsyan Ahlakı
İsyan AhlakıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20161,248 okunma
Açıklamadaki karizmayı kes
Pers hanedanı buna bir örnektir. Hanedanın yerleşim merkezi Ctesiphon (el-Madâiri) idi. Müslümanlar bunu ele geçirdiklerinde bü­tün Pers İmparatorluğu çöktü. Yezdecered için dış eyaletlerinin efendi­si olarak kalmanın hiçbir anlamı, hiçbir yararı yoktu. Tersine, Suriye'ye egemen olan Bizans İmparatorluğunun merkezi Constantinople (İstanbul) idi. Müslümanlar Suriye'yi Bizanslılardan aldıklarında Bizanslılar merkezlerinde tutundular. Suriye'nin kaybı onları zorlamadı, onlara boyun eğdirmedi. Constantinople üzerinde hüküm sürmeye devam ettiler, ta ki Tanrı kentin düşmesine izin ve­rinceye kadar.14 14 (Constantine (İstanbul) kentinin Türkler tarafından alınışı 1453 yılındadır. Oysa İbni Haldun yarım yüzyıldan uzun bir zaman önce, sanki geçmişteki bir olaymış gibi bundan söz ediyor! Louis Massignon (Oriens, VI, 1953, s. 10-17), altı yüzyıldan beri, yani Müslim'in, 9. yüzyılda Hadis'i aktarmasından bu yana, aslına uygun sahici metinlerin bunu önceden söylemiş olduklarını göstermiştir.)
Reklam
Anlamlandırma yetisini kaybeden Milletler de bir süre sonra kendilerini imha eder. Yani birbirlerine düşer; neticede tarihten silinir giderler. Bir kültürün kendini imha etmesi de o kültüre organik bütünlüğünü veren anlam-değer dünyasının yani maneviyâtın ortadan kalkmasıyla başlar; vicdansızlaşan kültürün bireyleri de birbirlerini yemeye, soymaya, öldürmeye, yok etmeye kalkışırlarlar. Bu durumu en iyi XIX. yüzyıl ve XX. Yüzyılın şarkiyatçıları (oryantalistler) tespit etmiştir. Massignon, İslam dünyası için "Onların her şeyini mahvettik; felsefelerini, dinlerini... Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. İçlerinde sonsuz bir boşluk açıldı. Anarşinin ya da intiharın eşiğindeler" derken bu durumu kasteder.
Louis Massignon..
Işte Massignon öldü ve ben Doğuda bir mezarlığın bir köşesinde yapayalnız kaldım. Tam olarak insana bile benzemeyen yaratıklar arasında yaşıyorum. Ne tuhaf bir duygu! .
Sayfa 297
Ne Kadar Öğrendim Bilmiyorum?
Ve nihayet Massignon! "Bana , bayağılıktan uzaklaşma sanatını, iyilik derecesinde güzel, güzellik derecesinde iyi olma sanatını öğretti. Ne kadar öğrendim, bilmiyorum.?" Massignon .
Sayfa 300
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
-''İstikbal İslamındır! Denenmemiş bir tek o var!''
İstikbal İslamındır
İstikbal İslamındır
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
Kitap Üstad
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'in isteği üzerine yazılmıştır, üstadın Dünya Bir İnkılap Bekliyor adlı kitabının bir devamı gibi olduğunu düşünüyorum zaten kitabın önsöz mahiyetinde olan girizgah bölümünü de Üstad Necip Fazıl Kısakürek bizzat kendi yazmıştır. Kitap Armstrong, Kusto,
Roger Garaudy
Roger Garaudy
gibi isimlerin müslüman oluşu üzerinden İslam'ı ve İslam inkılabını anlatıyor Toynbee'nin dediği "denenmemiş tek nizam İslam" sözünün tüm muhtevasını açıklıyor... Batının kendi kendisini muhasebe ve murakebe ederken sorduğu sorular, tesbitler ve teşhisler... Mütefekkir Massignon: - ''Kalabalık bir orkestramız, zengin bir paletimiz veya çeşitli kaynaklarımız var. Kurnazlık ve ustalıkta o kadar çok şey biliyoruz ki, belki şimdiye kadar hiç kimse bunları bilmedi. Hayır! Bir şeyimiz eksik: DEĞİŞMEYEN PRENSİBİ BİLMİYORUZ, EŞYANIN RUHUNU TANIMIYORUZ, MEVZU HAKKINDA FİKRİMİZ DAHİ YOK... Notlar alıyoruz, geziler tertipliyoruz... Yazık, yazık... Bilgin oluyoruz, arkeolog oluyoruz, tarihçi, doktor, işçi veya zevk insanı oluyoruz; neden yapıyoruz bütün bunları ? İyi güzel de, KALB NEREDE? İLHAM NEREDE? AĞACIN SUYU NEREDE? NE YAPMALI VE NEREYE GİTMELİ?.. Biz bir yana, bu suallerin cevabını ünlü İngiliz tarihçi Toynbee veriyor: -''İstikbal İslamındır! Denenmemiş bir tek o var!''
İstikbal İslamındır
İstikbal İslamındırSalih Mirzabeyoğlu · İbda Yayınları · 2023165 okunma
Mansûr: " Biz Allah mahpusuyuz, kurtulmak istemeyiz."
« Hallâc idama giderken "... Senin kulların, sana olan yakınlıklarından ve dinlerine duydukları aşırı bağlılıktan dolayı beni öldürmek için toplandılar. Onları affet! Çünkü Sen, bana gösterdiğin bu esrârı, onlara da göstermiş olsaydın, hakkımda bu tarz düşünmeyeceklerdi. Şâyet onlardan gizlemiş olduğun sırları, benden de gizlemiş olsaydın, bu duruma düşmezdim." » (Lois Massignon, Kitab-ı Ahbâru'l- Hallac, Paris, 1922, s. 7-8)
Sayfa 32 - Yort Savul YayınlarıKitabı okudu
Massignon, İslâm dünyası için "Onların her şeyini mahvettik; felsefelerini, dinlerini... Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. İçlerinde sonsuz bir boşluk açıldı. Anarşinin ya da intiharın eşiğindeler." der.
Sayfa 17 - Papersense YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hallac'ın yaşadığı dönem, İslam Aleminde büyük olaylar­dan sonraki yıllardı. Bu olaylardan birincisi Hz. Muham­med'in ölümünden 25 yıl sonra cereyan eden Sıffın savaşıydı. İkincisi ondan 100 yıl sonra birliği sağlamak için İslam alimlerinin gösterdiği çabalar ve onun sonunda ortaya çıkan Ehli Sünnet'in dört kolu (maliki, hanefi , şafi, hanbeli) olgusuydu. Üçüncüsü ise tüm, politik kaygılardan uzak, ahlaksal saflaşmaya yönelen, Allah'ın Birliği içinde bütünleşmeyi amaçlayan sufi eğilimlerdi..
bir itiraf (2005)
“Müslümanların her şeyini bozduk, yok ettik.Dinleri, inançları, dine bağlılıkları ve insani duyguları yok oldu.Onların milli ve manevi değerlerini, Batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik.İslamiyeti öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık.Artık çoğu hiçbir şeye inanmıyorlar.Ondört asırlık dinlerini, itikadlarını, ibadetlerini tartışılır hale getirdik.Derin bir boşluğa düşürdük.Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha da kolaylaştı.Maaş bağlayarak, vize vaadi, yurt dışında iş imkanı, hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yapınız!..” Luis Massignon (Su Dergisi, Yıl:1, Sayı:3, Mayıs-Haziran 2005)
Siyaset içinde faal kadın Müslümanlar da unutulmamalı­dır; halifelerin zevceleri ve anaları, L. Massignon'un 900 sene­si civarı için gösterdiği gibi, siyasette, bilhassa dinî siyaset içinde -pek alenî olmasa dahi- faal idiler; kadınlar, bilhassa İslâm dünyâsının mücavir sahalarında karşımıza Melike sıfa­tı ile çıkmaktadırlar: İbn-i Battuta, Maldivler'de Müslüman bir Melike'ye rastgelmiştir; biraz yadırgar bir tarzda değindi­ği üzere, Kuzey Afrika'daki TuaregTerde kadınların hayret uyandıran bir hürriyeti hakim idi. Türk geleneğinde kadınlar hiçbir mania olmadan hükümranlık icra ederlerdi: Bu sebep­le Türk soyundan gelme Delhi Meliki îltutmış, 1236 senesin­ de kızı Raziye'yi halefi tayin edebilmişti -bu tasarruf, Mı­ sır'da vaktiyle köle "olan Şadşarat adlı bir câriyenin, birkaç se­ne müddetince hüküm sürmesinin az evveline rastgeliyordu.
De ki: Ben kendim için bile Allah dilemedikçe hiçbir şeye kadir değilim. Ne fayda sağlayabilirim, ne de gelecek bir zararı uzaklaştırabilirim. Şayet gaybı bilseydim, elbette çok mal mülk elde ederdim, bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ama ben iman edecek kimseler için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeleyiciyim. ARAF SURESİ
269 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.