Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Önsöz
Ziya Gökalp, yazdığı kitaplarda ve makalelerde hep, kendisinin ortaya attığı bir kelime olan "mefkûre"yi aramıştı. Onun için en büyük mefkûre, yani ideal, ülkü; tarih boyunca büyük medeniyetler kurmuş olan o dönemde(Ziya Gökalp'in döneminde) farklı ülkelerin içinde yer alan Türkleri birleştirmek ve Türk birliğini oluşturmaktı. O, yakın mefkûre için "Türkçülük", uzak mefkûre için ise "Turancılık" tabirini kullanmıştır. Yakın mefkûre olarak çeşitli ülkelerde yaşayan Oğuz Türklerinin; uzak mefkûre olarak da Tatarlar, Özbekler, Kırgızlar, Kazaklar vb. Türk topluluklarının bir Türk birliği kurmasını kafasına yerleştirmiş bu, onun "Kızıl Elma"sı olmuştu.
Sayfa 11 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Türkçülerin uzak mefkûresi Turan ismi altında birleşen Oğuzları, Tatarları, Kırgızları, Özbekleri, Yakutları; dilde, edebiyatta,harsta birleştirmektir. Mefkûre: Düşünce, hedef, ülkü, ideal Hars: Ekin, Kültür
Sayfa 62 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Fakat yeni bir ülkü (mefkûre) savaşı, bu durgun suyu harekete getirdiği, ruhlara ve yığınlara yeni istikametler verdiği zaman, yüzyılların biriktirdiği çamurların temizlenip gideceğine inanıyordum. Cemaat; millet haline gelecek ve millet, özbenliğini bulacak, öz bir vatan anlamını benimseyecekti."
Sayfa 151 - Remzi
İçimde şahsî menfaatlerimi aşan bir mefkûre ufku ağarmaya başladı. (Mefkure: gaye, amaç, ülkü v.s.)
Sayfa 48 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Ortak Vicdan - Mefkûre - Atatürk
Ortak vicdanlar büyük krizler esnasında gayet şiddetli vecdlerle yayılarak son derece büyük bir kudret ve kuvvet kazanırlar. Ortak vicdanların bu haline mefkûre(ülkü) ismi verilir. Ortak vicdanlar, toplumsal kanaatler asıl mefkûre hâlini aldıktan sonradır ki gerçek devrimlerin sebebi olurlar. Meselâ, Türkçülerin ortaya attıkları Türkçülük fikri; gençliğe özgü, gruba ait bir kabulden, kanaatten ibaretti. Bu gruba ait kabulü, kanaati bütün Türk milletine yayarak onu bir mefkûre haline getiren Trablusgarp, Balkan savaşlarıyla, I. Dünya Savaşı’ndaki felâketler olmakla beraber bu mefkûreye resmîlik veren ve onu fiilen uygulayan ancak Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’dir.
Sayfa 118
Mefkure
Ülküye hayal, gaye, emel, dilek diyenler var. Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığı üzere ülkü, bir millet tarafında mazide büyük bir buhran zamanında gerçekten yaşanmış ruhî bir hal, zihnî bir mevcudiyettir; ne yaşanmamış bir hayal, ne de gelecekte yaşanacak bir gayedir. Ülkü hâlin terbiyecisi ve geleceğin yaratıcısı olmakla beraber geçmişin bir hakikatidir. Milletin geçmişinden gelip, onu geleceğine doğru iten fikrî bir hamlesidir. O halde "idêe"den türeyen "ideal" gibi, "fikir"den türeyen "mefkûre"yi (ülkü) bu manada kullanmak daha yerindedir.
Reklam
206 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ateşi yeniden yakmak..Bu kitabın cisminden-ağırlığından,saman yaprağından,sayfa sayısından,kapağından-evvel ismine dikkat çekeceğim.Somut olanın fikir dünyama yansıyan yanlarından söz edeceğim. Yanan ateşi yeniden yakmak ,fiziğe aykırı olsada mânen mümkündür. Türk milliyetçisi ve hikâyecisi olan Ömer Seyfettin'in hayatı etrafında şekillenen bu roman, bana büyük bir ders verdi. Ömer Seyfettin benim çocuk yaşımda kalmış,yazık ki onu gençliğime taşıyamamışım.Bunun üzüntüsü içinde kıvranırken ne desemde içimdeki büyük pişmalığı ifade edemem.Son pişmanlık fayda etmez diyerek bu duygumu şimdilik bir kenara bırakıyor asıl anlatmak istediğim meseleye geliyorum: Okumayı yeni söken bir çocukken daha ,okul kütüphanesinden aldığım ''ilk namaz'' hikayesini,köy evimizde ,yanan kuzinenin yanındaki mindere oturmuş, 3 gün sonra iade edeceğim ivediliği ile oracıkta okuyup bitirmiştim. Ömer seyfettin'in tabii olarak o yaşlarda dedemin yaşlarında olduğunu düşünürdüm.Şimdi okuduğumda ise , gencecik bir adamın neler başardığına tüm hücrelerimle şahit oldum,şahit oldum da utandım. Kendimi şu söze muhatap görerek güzel adımlar atmaya and içtim : Ey Türk çocukları ! Siz hem kuvvet,hem bilgi ve hemde mefkûre (ülkü) sahibi olunuz.Büyük muvaffâkiyetleriniz nâmınızı tarihe geçirecek ve sizi bu fâni hayatın üstündeki o ebedi ve ölümsüz hayata ulaştıracaktır. Yıllar, belki asırlar önce , Milliyetçi ve Vatanperver bir gencin yaktığı ateşi bugün biz,yeniden yakıyoruz,bizden sonrakilerde yeniden yakacaktır. Ülkü Bolat
Ateşi Yeniden Yakmak
Ateşi Yeniden YakmakMehmet Hayati Özkaya · Çoban Yayınları · 201930 okunma
Mefkûre (Ülkü)
Bir millette tehlike olduğu zaman onu fertler kurtarmaz , millet kendi kendinin kurtarıcısı olur .O dakikada , fertlerin insanüstü bir ruhla büyülenmiş olduğu, insanların isteklerinin ortadan kalktığını, genel irâdenin 《nefislerin birliği 》olup çıktığını görürüz.
Mefkûre 《Ülkü 》
Millet, fertlere kutsal ve toplamsal bir mefkûre şeklinde görünerek onları vaad edilmiş bir zafere, müjdelenmiş bir cennete çağırır. Bencillerden ,canını milleti uğruna fedâ eden mücahidler, korkaklardan tehlikeden yılmayan kahramanlar yapar . Salaklara zekâ, tembellere çalışkanlık, aldırmazlara çalışma gayreti verir .
Mefkûre (Ülkü)
Bir millet yaratıcı ülküsüne sahip olduktan sonra artık belirsiz bir geleceğe doğru gitmez ,var olan var olan, sevinçli bir 《irem 》(cennet bahçesi) hergün daha açık, saha canlı bir şekilde görünerek onu kendisine çağırır. Ülküleri bulunmayan devletler her an kopacak bir kıyameti beklerler. Halbuki ülküleri olan milletler siyasal bakımdan âhirete gitmiş göçmüş olsalar bile mutlaka bir 《ölümden sonra diriliş 》●basü badelmevt● ile müjdelemişlenmişlerdir.
Reklam
Birincisi, bizim "Niçin yaşamalı?" sualimize "mefkûre (ülkü) için" cevabını verir.
millet" ile "vatan"ı Namık Kemal Arapçadan uydurmuştu. "İdeal" karşılığı olarak "mefkûre"yi Ziya Gökalp uydurmuştu. Bugün biz "mefkûre" karşılığı olarak "ülkü" diyoruz. "Dikkat" sözcüğünü "attention" karşılığı olarak bilim terimi yapan da Ziya Gökalp'tir.
Ancak elele verdikçe yükseliyor ve büyüyoruz. Bir fikir,bir irade veya mefkûre herkesin hareketiyle ancak hakikat değerini kazanabiliyor. Şu halde iki yoldan birini seçmek lazım geliyor :Ya kurtarışa gönül verip mesuliyeti mefkûre edinmek; ya da başkalarını kendi yaşayışı uğruna kullanmak,kendi yaşayışı için vasıta haline koymak . Gayri yaşatmak için yaşayan,kurtarışı Ülkü edinen insana mesuliyet adamı , kendinin ve gayrın iradi kuvvetlerini hep kendi varlığına tüketen insana siyaset adamı diyoruz.
Sayfa 205Kitabı okudu
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.