Evet bu roman yaralı dille yazılmalıydı. Gidiş yolculuğuna hazırlanırken bu umudu diri tutuyordum içimde. Bir filozofun dediği gibi acı, hayatın öğretmeni, umut ise, hayata yol gösteren bir yıldızdı. Her ne kadar başka şeylere ait umudumu yitirdiysem de, günün birinde bu romanın yazılacağına dair umudumu hala koruyordum. Kılıç, çelik sayesinde keser, eser de ilk adımı atmakla biter. Nasıl ki, ben, benden öncekilerin izlerinin ardına düştüysem, belki birileri de, günün birinde, Kader Kuyusu'nun izinin peşine düşebilirdi. Öyle değil mi?