36. Allah'ın mesajını görmezden gelen kimseye bir şeytan tahsis ederiz; artık bu onun arkadaşıdır.
37. Kendilerini doğru yolda zannederken
bu şeytanlar onları yoldan saptırıp dururlar.
38. Sonunda o kişi bize gelince -şeytana hitaben- "Keşke seninle aramız doğu ile batı kadar uzak olsaydı!" der. Ne kötü arkadaş!
[insanın iç dünyasında daima bir ikilik, çelişkili eğilim ve çekim vardır. Bunların iyi olan, yani Allah rizâsına çeken kısmı, insan fıtratına yüklenmiş bulunan din duygusundan, ezeli sözleşmeden, ilâhî ruhtan ve melekten gelir. İnsan gördüğü eğitimin de yardımıyla iradesini kullanarak kendini bu çekime bıraktığı (İslâm'ın anlamı da budur), resulün mesajını rehber edindiği sürece nefsin ilâhî ruha dönük yönü gelişir, bunun rengi bütünü kaplar. Kötüye, aşağı varlık tabakalarına çeken güce teslim olduğu, ilâhî mesaja kulaklarını tıkadığı sürece de artık onun danışmanı kendine mahsus şeytandır. Şeytanın işi, meleğinkinin aksine insanı Allah'tan uzaklaştırmak, beşeri arzuların tutsağı haline getirmektir.]
Bir meleği tanımlarken şeytana hiç değinmeyecek olan var mı? Şeytanı tarif ederken melek hiç akla gelmez.Çünkü şeytan tek başına bir paragrafı doldurur. Melekten bahsetmek bir tekrardır, can sıkar. Ben eminim, ruhban sınıfının vaazlarına bir baksalar görürler ki, şeytan başköşeye oturmuştur. Taşlanan daima en yüksekte tutulur. Onu oraya kendileri çıkarmışlardır. Ne komik. Demek ki, günahtan ne kadar çok söz edilirse o kadar günahsız olunuyor.
Ruhen insan, melekten ziyade şeytana yakındır. Adamı adam etmek için her asırda değişen ahlak ve terbiye sistemleriyle uğraştılar. Ve daha nihayetsiz asırlar uğraşacaklar. Maksat ne oldu? Ne oluyor? Ne olacak? Galiba hiç...İnsan daima insan kalacaktır.
Şeytana üstün gelmek için melekten medet umduğu gibi insanı bozan bir güzelliğin etkilerini olsa olsa namus rengi ile süslenmiş tatlı bir yüz mahveder.
"İnsanın melekten bir şeytana, şeytandan bir meleğe dönüşmesi an meselesi olur bazen. 'Asla bu kötülüğü yapamaz' dediklerimiz yapar, 'Asla bu iyiliği beklemeyiz' dediklerimizden o iyiliği görebiliriz.
Sonunda o kişi bize gelince -şeytana hitaben- "Keşke seninle aramız doğu ile batı kadar uzak olsaydı!" der. Ne kötü arkadaş!
[İnsanın iç dünyasında daima bir ikilik, çelişkili eğilim ve çekim vardır. Bunların iyi olan, yani Allah rızâsına çeken kısmı, insan fıtratına yüklenmiş bulunan din duygusundan, ezelî sözleşmeden, ilâhî ruhtan ve melekten gelir. İnsan gördüğü eğitimin de yardımıyla iradesini kullanarak kendini bu çekime bıraktığı (İslâm'ın anlamı da budur), resulün mesajını rehber edindiği sürece nefsin ilâhî ruha dönük yönü gelişir, bunun rengi bütünü kaplar. Kötüye, aşağı varlık tabakalarına çeken güce teslim olduğu, ilâhî mesaja kulaklarını tıkadığı sürece de artık onun danışmanı kendine mahsus şeytandır. Şeytanın işi, meleğinkinin aksine insanı Allah'tan uzaklaştırmak, beşerî arzuların tutsağı haline getirmektir.]
"Şeytana üstün gelmek için melekten yardım istemek gerektiği gibi kötü yola düşüren bir güzelliğin tesirlerini olsa olsa masumiyet rengiyle süslenmiş bir güzellik etkisiz hale getirebilir."
İnsanın melekten bir şeytana, şeytandan bir meleğe dönüşmesi an meselesi olur bazen. 'Asla bu kötülüğü yapamaz' dediklerimiz yapar, Asla bu iyiliği beklemeyiz' dediklerimizden o iyiliği görebiliriz. İyilik yapanın kötülük yapmayacağının, kötülük yapanın ise iyilik yapmayacağının bir garantisi de yoktur."
Şeytana üstün gelmek için, melekten yardım istemek gerektiği gibi, kötü yola düşüren güzelliğin tesirlerini olsa olsa masumiyet rengiyle süslenmiş bir güzellik etkisiz hale getirebilir.
Şeytana üstün gelmek için melekten yardım istemek gerekliliği gibi kötü yola düşüren bir güzelliğin tesirlerini olsa olsa masumiyet rengiyle süslenmiş bir güzellik etkisiz hale getirebilir.
Yani kısaca bir SKB birey için ya siyah olmalısınız ya da beyaz.Aradaki tüm gri tonlar yoktur.
Bu nedenle bu bozukluğu olan bir bireyin ilişki içindeki tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmak neredeyse imkansızdır.
İhtiyaç değişikliğini fark etmediğiniz için melekten şeytana dönüşebilirsiniz.
Şeytana üstün gelmek için melekten medet umduğu gibi, insanı bozan bir güzelliğin etkilerini olsa olsa namus rengiyle süslenmiş tatlı bir yüz mahveder.
HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Kimsen, bir bildiğin, tanıdığın, sana sahip çıkacak biri yok mu?
REİS BEY - Kimsem yok...
HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Eğer bu kadar sert, dikenli, ısırgan gibi el yakan bir insan olmasaydın, çoktan evlenmiş olurdun; yetişmiş çocukların da olurdu şimdi...
REİS BEY - Çok doğru!..
HAPİSHANE MÜDÜRÜ - (Alaylı) Eğer salâhiyet