Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Melike

"Neden böyle acayibim? Neden herkesle mücadele halindeyim? Neden hocalarımla aram açık ve diğer çocukların yanında yabancıyım? Bir de şu iyi ve alelâde vaziyetlerini sağlamca muhafaza eden orta talebelere bakınız, bunları hocaları gülünç bulmuyor, şiir yazmıyorlar, sadece herkesin düşündüğü ve yüksek sesle söyleyebileceği şeyleri düşünüyor ve söylüyorlar... Bunlar ne kadar müsterih, herkesle ve her şeyle arası iyi olarak yaşamaktalar! Bu iyi bir şey olsa gerek... Fakat neyim var benim? Sonu ne olacak bunun?"
Reklam
Anlayamadığım için çaresizdim. Gözlerimin sonsuzluktan süzülüp beni bulduğu yer, neresi?
Bizi hatırlamayan bir mavilik uçar gibi verevine akıyor. Durmadan genişliyor dünyayla aramızdaki boşluk.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Gidelim, biraz dolaşalım! Nasıl olsa uyumuyoruz. Oblonskiy hadi gidelim! - Keşke hem yatabilse hem de gidebilse insan.
Sayfa 767Kitabı okudu
İsteğinin gerçekleşmesi, insanların mutluluk duygusunu isteklerin gerçekleşmesi olarak tasavvur etmekle yaptıkları ezeli bir hatayı göstermişti ona.
Sayfa 606Kitabı okudu
Reklam
Keşke Tanrı bana sadece hissettiğim gibi konuşma olanağı verseydi.
Sayfa 560Kitabı okudu
Düşüncelerime ve çalışmalarıma müthiş bir değer veriyorum, ama aslında sen bunu, tüm dünyamızın ufacık bir gezegenin üzerine yapışmış küçük bir küf tanesinden başka bir şey olmadığı şeklinde düşün. Biz ise düşünceler, işler gibi çok yüce bir şeyimiz olabileceğini düşünüyoruz. Birer kum tanesi bunların hepsi.
Sayfa 492Kitabı okudu
"Bütün insanlar, hepimiz gibi günahkârdır, neden kızıp tartışmalı?"
Sayfa 490Kitabı okudu
Evindeydi, evinin duvarları insana yardım eder.
Sayfa 227Kitabı okudu
- Yağmur mu yağıyor? A, fakat isteyen var, istemeyen var. İsteyen ve istemeyen var, ne isteyen ne istemeyen var. Acaba var ne demek?
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
İnsan içinde bulunduğu umutsuz koşullarda bazen bir zinciri bir saç teliyle koparabileceğini sanır.
Ne yazık! Ölüm ruhumuzu ne hale getirecek? Onu nasıl şekillendirecek? Ondan ne alıp ne verecek? Onu nereye yerleştirecek? Bazen dünyaya bakıp ağlaması için etten gözler bahşedecek mi?
Dışarıdan, pencerelerin ardından yabancı büyük kentin hiddetli sesinden başka bir şey duyulmuyordu; kent, durmaksızın homurdanıyor, ne ölümle ne de yaşamla ilgileniyordu.
"Hakikat sandığımız şeylerin hakikatliği bizim fakir kafalarımıza göredir. Bizim beynimizin dışında onların hiçbir manaları yoktur."
Ah, mutluluk ışığı sever, biz de dünyayı şen sanırız; ama sefalet kendini vakurca saklar, biz de sefalet yok sanırız.
Reklam
...Belki de hastalığın tesirindendir. Acaba her hasta böyle mi düşünür? Bugün herkese gıpta ediyorum. Hatta bir sinek görecek olsam, yarının korkusunu düşündükçe, onun yerinde olmayı arzu ediyorum...