Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer Shakespeare hiç yaşamasaydı, dünya şu an olduğundan çok farklı olur muydu diye sordu kendi kendine. Medeniyetin gelişimi, büyük adamlara mı bağlıydı? Bugün ortalama bir insan, Firavun zamanında yaşayanlardan daha mı iyiydi? Peki, ortalama insanı, ne kadar medeni olunduğunu ölçmek için bir kriter olarak mı kullandık? Bu, muhtemelen mümkün değildi. Köle sınıfının olması en önemli gereklilikti. Metrodaki asansörcü her daim bir ihtiyaç olacaktı. Bu düşünce hiç hoşuna gitmedi. Başını kaldırdı. Bundan kaçınmak için sanatın üstünlüğüne haddini bildirmenin bir yolunu bulmalıydı. Dünyanın, ortalama insanlar için var olduğuna inanıyordu; sanatın, insan hayatında sadece bir dekor olduğunu, bunu tam olarak anlatamadıklarını düşünüyordu.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
İsveçliler bu insanlara bir şey yapmıyor, hiçbir kötü davranışta bulunmuyor ama içlerine de almıyorlar. Bu insanlar ''kara kafalı'', kavgacı, kirli yabancılar olarak algılanıyor. İsveçli kızların bakışlarından okuyorlar bunu, otobüste karşılarında oturan yaşlı kadının, metrodaki gencin tavrından anlıyorlar. Hiç- bir ilişki kurmuyorlardı.
Sayfa 124 - iyKitabı okudu
Reklam
Amor Fati
artık amor fati diyorum ben ya. üzgünüm bir parçası kuşların ve kuşlara kader gibi görünen şey, yukardan görme uzvuyla üzüyor tek başına insanı kasaba da bitti yaz yaz. zaten 1 caddesi vardı. beyhude şimdi buraya güzel gider kışın geldiği gün kışın geldiğini anladım o eksi alevler içinde ne kadar iddialıydı kader. bazen iyi ki öldüğümü teslim
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
İsveçliler bu insanlara bir şey yapmıyor, hiçbir kötü davranışta bulunmuyor ama içlerine de almıyorlar. Bu insanlar "kara kafalı", kavgacı, kirli yabancılar olarak algılanıyor. İsveçli kızların bakışlarından okuyorlar bunu, otobüste karşılarında oturan yaşlı kadının, metrodaki gencin tavrından anlıyorlar. Yoklar sanki. Gözler onları geçip uzaklara bakıyor, hiçbir ilişki kurulmuyor.
Sayfa 116Kitabı okudu
Hərdən mən metrodakı danışıqlara qulaq asıram. Və yaxud da bağdakı fontanların ətrafındakı danışıqları dinləyirəm. Və bilirsiniz nə müşahidə etmişəm?" "Nə?" "İnsanlar heç nə barədə danışmırlar." "Yox, bu ola bilməz!" "Hə, hə, onlar doğrudan da heç nə barədə danışmırlar. Bir çox avtomobillərin və ya geyimlərin, ya da hovuzların adını çəkirlər və onların necə möhtəşəm olduğunu deyirlər. Lakin onlar hamısı eyni şeyləri təkrarlayır və heç bir yeni söz demirlər. Vaxtlarının çoxunu öz mağaralarmdakı zarafat qutusundakı təkrar zarafatlara dəfələrlə qulaq asmaqla və ya musiqili divann rəngli naxışlarının yuxarıaşağı qaçışlarına baxmaqla keçirirlər. Axı bütün bunlar sadəcə rənglərdir və abstraktdır. Bəs rəsm qalereyaları? Siz nə vaxtsa belə qalereyalara getmisiniz? Orda da hər şey məzmunsuzdur. İndi başqa cür olmur. Amma dayımın dediyinə görə, nə vaxtsa bütün bunlar başqa cür olub. Bir zamanlar rəsmlər nə barədəsə danışıblar, hətta insanları da göstəriblər."
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fransız istihbarat örgütünden General Bourgeaud, Kuzey Kore ile ilgili bir takım menfaatleri için, üst düzey bir Kuzey Kore devlet görevlisini kendi safına çekmek istemektedir. Bu doğrultuda da bir bayan istihbarat çalışanını görevlendirmek ister. Bu noktada Constance adlı bir bayan casus olarak seçilerek, evli, sıradan bir hayat süren bir kadın
Casus
CasusJean Echenoz · Helikopter Yayınları · 201720 okunma
Bütün bunları ne için, neden yapıyordu? Metroda Hayatın devam etmesi için mi? Evet. VDNH'de yine mantar ve domuz yetistirebilsinler diye, üvey babasıyla Şenya'nın ailesi orada huzur içinde yaşayabilsinler diye, insanlar Alekseyevskaya ve Rijskaya'ya yeniden yerleşsinler diye, Belorusskaya'daki ticaret hayatı durmasın diye. Brahmanlar kendi özel giysileriyle Polis içinde rahatça dolaşsınlar ve kitap sayfalarını karıştırsınlar diye, eski bilgileri araştırıp gelecek kuşaklara aktarsınlar diye. Faşistler kendi devletlerini kursunlar, düşmanlarını yakalasınlar ve onlara işkence etsinler diye. Solucan'a inanan insanlar, yine çocukları kaçırsınlar ve yetişkinleri yesinler diye. Mayakovskaya'daki kadın geçimini sağlayabilmek için küçük oğlunu yine başkalarına satabilsin diye. Paveletskaya'daki sıçan yarışları sona ermesin diye ve Tugay Savaşçıları faşistlere saldırılarını ve diyalektik tartışmalarını sürdürebilsinler diye. Metroda yaşayan binlerce insan soluk alsın, yemek yesin, birbirini sevsin, çocuklarını doğursun, içlerini boşaltıp rahatlasın, felsefe yapsın, nefret etsin, herkes kendi cennetine ve cehennemine inansın diye. Metrodaki hayat, bu anlamsız, yararsız hayat, ışıklı ve erdemli, kirli ve içten içe kanayan, alabildiğine çok yönlü ve bu nedenle böylesine büyüleyici ve harika yaşam devam etsin diye.
Hərdən mən metrodakı danışıqlara qulaq asıram. Və bilirsiz nə müşahidə etmişəm? -Nə? -İnsanlar heç nə barəsində danışmırlar. -Yox, bu ola bilməz. -Hə, hə onlar doğrudan da heç nə barəsində danışmırlar. Bir çox avtomobillərin və ya geyimlərin, ya da hovuzların adını çəkirlər və onların necə möhtəşəm olduğunu deyirlər. Lakin onların hamısı eyni şeyləri təkrarlayır və heç bir yeni söz demirlər. Vaxtlarının çoxunu öz mağaralarındakı zarafat qutusundakı təkrar zarafatlara qulaq asmaqla və ya musiqili divarın rəngli naxışlarının yuxarı - aşağı qaçışlarına baxmaqla keçirirlər.
David Graeber Kemer sıkma mantığı neden herkes tarafından kabullenildi? Çünkü dayanışma fikri musibet gibi görülmeye başladı.* Para ve mevki sahibi ailelerden gelen kişilerin “İnsanların neden ayaklanıp sokaklara inmediğini aklım almıyor!” gibi sözler ettiklerine zaman zaman tanık oluyorum. Bir tür inanmazlık seziliyor bu sözlerinde. Bunları
Reklam
İnsanlar neden zengin olmak ister
Yargıdan kaçmak zor olduğundan, doğasını hem sevdirmek, hem bağışlatmak nazik iş olduğundan, hepsi de zengin olmaya çalışırlar. Niçin? Bunu merak ettiniz mi hiç? Güç kazanmak için elbette. Ama özellikle şunun için: Zenginlik insanı hemen verilecek yargıdan bağışık tutar, sizi metrodaki kalabalıktan ayırıp nikel kaplanmış bir arabaya kapatır, korunaklı geniş park yerlerinde, yataklı vagonlarda, lüks kamaralarda tecrit eder. Zenginlik, aziz dostum, henüz aklanma değildir, ama her zaman hoş karşılanması gereken ertelemedir.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.