Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sultan Veled İptidaname'sinde babasının vefatından bahsederken diyor ki: Mesihîler onu mabut diye almışlardı. Yahudiler onu Hut gibi latif görüyorlardı. Müminler ona peygamberin nuru ve sırrı gözüyle bakmaktaydılar. Mevlâna'nın vefatı bütün Anadolu'da büyük bir matem havası yaptı. Dostları, taraftarları, müritleri onun açtığı büyük çığırın etrafına toplandılar.
Sayfa 267Kitabı okudu
Mevlâna diğer bir yerde diyor ki: "Ben bir pergelim ki, bir ayağı şeriatın üzerinde durmakta diğer ayağı bütün dinleri devretmektedir." Bu ifade onun tasavvufu İslâmiyete hasretmeyerek tamamıyla insani ve külli bir fikir haline getirdiğini gösterir.
Sayfa 279Kitabı okudu
Reklam
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
·
Puan vermedi
Duygular, enerji , ışık….
Yine, yeni, yeniden…. Aynı, temelden yazılan , aynı felsefeden dünyaya yayılan bi ışık. Rezonans halinde , ne olur…??? Kapasitif ve endüktif sistem elemanlarına ait gerilimler yükselir. Yanii..; Bizler, aralıksız olarak yayın halindeyiz. Olumlu ve olumsuz düşüncelerimizle sürekli olarak rezonans alanımızı programlıyoruz .Rezonans alanımız
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20194,140 okunma
Sen niçin beni mazur saymıyorsun?"
Bir zamanlar hırsızın biri zabıta tarafından yakalanır, birbiri ardınca tokat yemeye başlayınca mazeretlerini sıralamaya başlar. Hz. Mevlânâ, bu olayı da şöyle anlatır: گفت دزدی شحنه را ای پادشاه آنجه کردم بود آن حکم اله گفت شحنه آنجه من هم می کنم حکم حقست ای دو چشم روشنم Diyor ki: Bir hırsız zabıtaya, "Efendim! Benim yaptığım şey, Allah'ın hükmü, takdiri idi. Beni niçin dövüyorsun? Niçin mazur görmüyorsun?" dedi. Zabıta da dedi ki: "Ey iki gözüm! Benim yaptığım şey de Allah'ın hükmüdür. Sen niçin beni mazur saymıyorsun?"
Sayfa 175
280 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bu kitapla Zülfü Livaneli'nin beşinci kitabını okumuş oldum. İlk kitabını okumaya başlarken bütün kitapları ile tanışma isteği duyacağımı tahmin etmezdim. Kitaplarında işlediği insanların kişilik özellikleri, sevgiyi yaşayış şekilleri bu romanda da beni etkiledi. Diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da bir an batılı filozoflardan, sonra derken Doğu dünyasından bir dize çıkıyor karşınıza. Daha önce dinlemediğiniz bir şarkı ismi duyup merak edip dinliyorsunuz mesela. Kitap boyunca öğreniyorsunuz, düşünüyorsunuz. An'da kalmak çok güncel bir konu. Kitapta 160. sayfada bununla ilgili güzel bir bölüm var. O kısmı paylaşarak bitirmek istiyorum: Nietzshe'den yaklaşık altı yüzyıl önce Mevlânâ diyor ki: Geçmişi unut Koy bir kenara Yeni bir sayfa aç Kurtar benliğini dünden Bugünün çocuğu ol Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin Şu anı hiç terk etme ne olur Sonsuza uzanan şu günü, terk etme.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 2021105,3bin okunma
Reklam
"Sidretü'l-münteha" diye bir kavram var. Mevlana sık sık aşkla aklı atıştırır. Bu atışmalardan bir tanesinde akıl der ki :" Ben sidretü'l-müntehaya kadar gittim, Allah'ı göğe yazdım, o kadar yaklaştım, görmedim ama gökyüzüne defalarca gittim geldim." Aşk da ona, "Senin giremediğin yollardan ben yüzlerce defa gittim geldim. Sen bir yere kadar gelip duruyorsun, ben o sınırdan sonrasına gidip geldim," diyor. Bazı şeyler sadece aşkla anlaşılabiliyor, sevmeden inanamıyoruz.
Sayfa 103
"Çıkarsa kalbinde yara. Yaradan dönüştürür bunu bir gün hayra, sen sabretmesini bilirsen; Yaradan düşürmez seni dara. Kaldır başını semaya, aç ellerini Mevla'ya. Sen istemesini bilirsen, mevla cevap verir duaya..." Mevlana diyor ki; Dua edecek güzel bir gönlün yoksa, güzel yürekli insanlardan dua iste...
Bu çağda bizi hayata bağlayan ve hayatı çok mühim kılan büyük bir teknoloji var. Ve biz bu teknolojinin sağladığı imkânlar neticesinde kendimizi küçük birer Tanrı gibi görmekteyiz. Her şeyi yapabileceğimizi, her zorluğun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz. Bize bunu yüklüyorlar ve bu çok ağır bir yük. Biz bu yükün altında eziliyoruz. O zaman da yaşam koçları, bizi tedavi edecek insanlar ortaya çıkiyor. Halbuki herkesin bir kaderi ve şahsına münhasır bir kabiliyeti var. Allahu Teâlâ, ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattim. ( Zariyât/56) Bu ayet hayatın gayesidir. İslam medeniyeti bu cihetten bakiyor, hayataböyle bir gaye tanımlıyor insana. Burada geçen "ibadet"kelimesi çok geniş manaları ihtiva eder. Bir defa hiç unutmamayı kapsıyor. Kalbin derinliklerine Allah'ı yerleştirmeyi, O'nu daima hatırlamayı , O'nun gösterdiği istikamette O'na kul olmayı ihtiva ediyor. Hazreti Mevlâna diyor ki: "Dünya nedir? Dünya, Allah’tan gafil olmaktır. Yoksa kumaş, para, ölçüp tartmak (ticaret) dünya değildir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Farabi diyor ki : Sana atar yapana sen gider yap !!
Altına Farabi yazılan ama Farabiye ait olmayan sözler , altına Mevlana yazılan ama Mevlana ile alakası olmayan nasihatler , altına Freud yazılan ama uyduruk analizler ! Müthiş bir bilgi kirliliği var.
Reklam
Hazreti Mevlana akılla gönlü konuşturuyor. Akıl diyor ki, ben buraya kadar gelebiliyorum, buradan ötesine gidemiyorum. Gönül de diyor ki, biz o yolları defalarca gittik geldik. Akla biraz yukarıdan bakıyor. Senin gidemediğin yerler var ama senin gidemedığın o yolları biz defalarca gittik geldik.
Hazreti Mevlânâ diyor ki: Ey gâfil insan, sen gerek Allah'ın, gerek ehlullahın işlerini kendi işlerine kıyasen anlamaya ve ona göre hüküm vermeye kalkışıyorsun. Fakat böyle yapmakla, hakikattan fersah fersah uzaklaşıyorsun. Gözünü aç ve dikkatle bak ki, mesele senin bildiğin gibi değildir.
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.