Dördüncüsü: İnsan-ı mü'mine nur-u iman ile gösterir ki mevt, idam değil; tebdil-i mekândır. Kabir ise zulümatlı bir kuyu ağzı değil, nuraniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise bütün şaşaasıyla âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. Elbette zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana çıkmak ve müz'iç dağdağa-i hayat-ı cismaniyeden âlem-i rahata ve meydan-ı tayeran-ı ervaha geçmek ve mahlukatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzur-u Rahman'a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir.
Sözler
"Yerinde ölmek için bu hayat lâzımdır."
fikrine karşı:
Âşinâyız, bize bîgânedir endişe-i mevt.
Adl ü Hak uğruna nezreylemişiz cânımızı.
Ol bize âb-ı hayat, ateş-i seyyâl-i memat.
Divan-ı Harb-i Örfî
"Mevt ehl-i dalâlet için idam-ı ebedîdir ve o dehşetli darağacından kurtaran ve mevti mübarek bir terhis tezkeresine çeviren yalnız Kur'ân ve imandır."
Şualar
Yâdında mı doğduğun zamanlar?
Sen ağlar idin, gülerdi âlem
Bir öyle ömür geçir ki, olsun
Mevtin sana hande, halka matem.
(mevt, ölüm; hande, gülüş)
#FreePalestine
Mevt ile dest-i kudret kâinatı çalkalar. Kâinat tasaffi ile ayrılmaya başlar. Cehennem, aşireti ve maddesiyle bir tarafa çekilir. Cennet, anâsırı ve letâifiyle başka yerde tecelli eder.