Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
576 syf.
10/10 puan verdi
·
60 günde okudu
Burada gömülüdür.  i.resimyukle.xyz/7cfPay.jpg işte tam burada. Şair
Ahmed Arif
Ahmed Arif
 'in oğlu Filinta Arif'in yaptığı bu mezarda. Akdeniz'in oğlu gemisine binip sonsuz bir diyara yelken açmış ve keşke mezardan çıkartıp ona bir sürü şiir yazdırtabilsem diyen bir ben bırakmıştır geride. Sevgili Ahmet Erhan 'daşım
Burada Gömülüdür 1. Cilt
Burada Gömülüdür 1. CiltAhmet Erhan · Kırmızı Kedi Yayınları · 20222,240 okunma
114 syf.
9/10 puan verdi
Kitap, benim için en iyi kitaba giriş cümleleri listeme de eklenen şöyle bir paragrafla başlıyor: "Dışarıdan bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben. Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi. Kaçıklar çoğunluktaydı. Yapayalnız ölsünler, kazananların başına bela
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,447 okunma
Reklam
345 syf.
·
Puan vermedi
Mezar taşıma, alttaki tarihten beridir seni bekliyorum, yazdıracağım. Ruhi Mücerret'ten öğrendim, bundan sonra mezarım için en havalı sözü bulmaya çalışacağım. Neyse bırakalım bunları bir kenara ve gerçekçi olalım. Aslında kitap güzel yazılabilse bayağı mükemmel olabilirmiş. Açık kapılar var. Bir yerlerde bir şeyler eksik. Benim tahminim için açık kapılar bıraksın elbette yazar ama bazı ipuçlarını da vermek zorundadır. Yoksa o kapı açık kalır hep cereyan yapar. Üşütürüz. Yazarın daha önceki okuduğum kitapları çok daha güzeldi sanırım. Çok uzun zaman oldu hatırlamıyorum ama bu kitap bana onu düşündürdü. Uzatmayalım. Komik cümleleri ve güzel düşünceler verdiği bölümleri var. Başlıklara aldığı alıntılar da bazen komik bazen mükemmel. Zaman zaman hafifçe dudağımın kenarı kıvrılmadı dersem yalan söylemiş olurum. İlgisili beğenir.
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · Alfa Yayınları · 202015,4bin okunma
782 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dışarıda devam eden bir hayat, içimde kalbi duran ufak bir kız çocuğu vardı. Göğsümde bir labirent kurmuş, çıkışa varan tüm yolların sonunu onun mağarasının girişine yerleştirmiştim. Islanmaya başlamış bir kelebeğin kanadını nefesinle kurutamazsın, parçalarsın. Ona bunu anlatamadım. Bana bunu anlatamadı. Üstüme yağmaya, beni ıslatıp nefesiyle parçalamaya yemin etmişti. Üstüme yağmasına, beni ıslatıp nefesiyle parçalamasına izin vermiştim. Sanki bir mezarım vardı, yerini ondan başka kimse bilmiyordu. Bir adam dizlerimin önüne oturdu, yara izlerimi öptü. Bana tıpkı bir mağarayı anımsatan siyah gözlerle baktı. Biliyordum. Kehf benim kanatlarımı ıslatan yağmurdu. Kanatlarımdan ruhuma akıyordu. “Küçücüğüm.”
Kehf
KehfBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20172,067 okunma
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Yorum spoiler içerir. Kitap 2 kısımdan oluşuyor. Birinci kısımda Sâra'nın, bencilliği ve hırsı sebebiyle yaptıklarını ve Homongolos'un hislerine hiç önem vermeden başlattığı oyundan aldığı keyfi okurken ikinci kısımda bu oyunun, zaten derin yaraları olan Homongolos'un hayatına ne denli vurucu bir etki bıraktığını okuyoruz. Tıpkı Kafka'nın ”Sende hiçbir etki yaratmayan şey, benim mezarım olabilir.” dediği gibi, aynı olay Sâra'nın kılını kıpırdatmazken Homongolos'a büyük bir darbe indiriyor. İşin daha da üzücü yanı ise şu: Sâra, ne bu oyunun sonuçlarını görüp pişman oluyor ne de yaptıklarının bedelini ödüyor; Homongolos en korktuğu şeyi yaşıyor ve bunun ağırlığını kaldıramadığı için çok yanlış bir karar alıyor. Hayatı boyunca yaşadığı zorluklar sebebiyle beni kırık dökük hissettiren Homongolos'un üzüntüsünü de, senelerce aldığı darbelerin üstüne bu kadar ağır bir darbe daha alınca yıkılmasını da eleştiremem. Ama mezarında bile onun için değil, oyununu bitiremediği için üzülen ve “bin bahar görse de taş yeşermez” sözünün vücut bulmuş hâli olan bir kadın için kendisini harcamasına ne kadar üzüldüğümü söyleyebilirim. En son Boyalı Peçe kitabındaki Walter için böyle hissetmiş ve keşke her şey onun için daha farklı olsaydı demiştim. Aynı şekilde Homongolos için de her şeyin daha farklı olmasını canı gönülden isterdim.
Bir Kadın Düşmanı
Bir Kadın DüşmanıReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20104,039 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
GECE GECE YÜREĞİNİ DAĞLAMAK İSTEYENLERİ BURAYA ALALIM!
Kerem: Ah Şule! Bir tanem! Bin tanem! Gitme! Kal! Benimkisi yalnızca kafesteki yalnız aslanın çürük cesareti! Şule: Durma! Çek tetiği! Ben kendi kendimi gömerim gerekirse... Mezarım! Taştan! Yüreğim! Mermer! Gölgelerin içinden sıyrılıp da gelen ruhumdur, icarus'tur... Vur beni! Durma yoksa
Gözlerim Sığmıyor Yüzüme
Gözlerim Sığmıyor YüzümeKüçük İskender · Can Yayınları · 2021852 okunma
Reklam
114 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kısacık ama çarpıcı eseri sizlere tanıtmadan önce galiba yazarı Guillermo Rosales'in yaşamından bahsetmem gerek. Neden derseniz, çünkü ; Felaketzedeler Evi yazarından izler taşıyan bir otobiyografik roman niteliğinde. . Küba'nın 47 yaşında intihar eden dahi yazarı Rosales'in ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu dönemde kaldığı yere benzeyen bir bakımevini konu alıyor kitabımız. Küba devrimi sonrası Castro rejiminden kaçan ve Amerika'ya sığınan Rosales burada hayal ettiğinin tersine tam bir sürgün hayatı yaşar. Ve kendisine konulan şizofreni tanısı sayesinde hayatının büyük bir bölümünü hastanelerde ve bakımevlerinde geçirmek zorunda kalır. Kitaptaki baş karakter William halası tarafından kapatıldığı bakımevi için "Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben." derken aslında bu karakter üzerinden yazar kendini dışa vurmuştur. . Dediğim gibi Felaketzedeler Evi kısacık ama çarpıcı bir kitap. Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan birisi. Yapayalnız ölsünler yada kazananların başına bela olmasınlar diye aileleri tarafından bırakılan yaşlıların durağı. Okurken beni öyle derinden etkiledi ki, çünkü son derece sade ve açıklayıcı bir biçimde yazılmış. Kısa, net, öz, vurucu ve nefes kesici.
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,447 okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
Anlatacak söz yok, herkes okumalı.
Başından sonuna kadar hiç sıkılmadan çok anlamlı satırlar bulduğum mükemmel bir şiir kitabı. Furuğ Ferruhzad'ın tüm şiirleri burada toplanmış. Her dizesinde daha çok aşık oldum bu kadına... Kitaba başlanmadan önce mutlaka Furuğ Ferruhzad'ın hayatından haberimiz olmalı, böylece okurken bize daha anlamlı gelecektir. Neredeyse çoğu satırın altını çizmişim, altını çizdiklerimden birkaç alıntı paylaşarak incelememi sonlandıracağım. • bana düşen bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzüdür bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek ve yalnızlık içinde çürüyen bir şeye ulaşmaktır bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır ve "ellerini seviyorum" diyen sesin kederinde ölmektir • benden sonra adımı yağmur ve rüzgâr taşın yüzünden yıkayıp silecek yavaşça adın sanın efsanesinden arınıp mezarım adsız kalacak yol kenarında • vefa gösterdim bir adama ayakları altına aldı aşkımı da umudumu da ne verdiysem helali hoş olsun bedavaya sunduğum o kalpten başka
Rüzgâr Bizi Götürecek
Rüzgâr Bizi GötürecekFuruğ Ferruhzad · Yapı Kredi Yayınları · 20231,658 okunma
183 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ahmet Hamdi Tanpınar ve Şiirleri
Ahmet Hamdi Tanpınar'ı genelde romanlarıyla biliriz fakat asıl bilinmesi gereken yanı şiirleridir. Kendisi usta bir şairdir. Şairliği bir tık üst seviyeye taşımış olması insanda hayranlık uyandırıyor. Rüyalara anlam yükleyen şairimiz onları imgeler halinde şiir haline getirmiş. Şaire göre şiir tek bir duyguyu ya da olayı anlatmaktan çok sanatın ta kendisidir. Bundan dolayıdır ki bazı şiirlerini bitirmek için çok çaba sarf etmiştir. Şiirlerini tek bir zaman üzerinde yazmaktansa geniş bir zamanı içine sığdırabilmiş. Şiirlerini okurken sanat tablosu izleyiş tadı veriyor. Diğer şairlerden farklılığı korumuş. Dili başka bir kalıpta yoğurmuş. Okurken biraz gerçeküstücü tadı alabiliyorsunuz. Bence resim sanatında Salvador Dali neyse bizim Türk şiirinde de Ahmet Hamdi Tanpınar odur. Farklılığı ve kendi dil üslubuyla oluşturduğu şiir tarzı bambaşka. Hayatımın ilerleyen dönemlerinde tekrar tekrar okuyacağım değerli bir şiir kitabı. Şiir sevenlere tavsiyemdir. "Bir çoban rüyası kadar güzeldin, Bir sabah vaktiydi gülerek geldin." "Bir elimde, asâm, birinde keşkülüm Ben şimdi, ufuklardan esen bir serseri eylülüm... Aradım seni: Diyar, diyar... Şehriyar, şehriyar!.. Bir efsane oldu maceram, yâdım! Şarkın seni andığım her beldesinde!.. Taşında 'meçhul...' diye yazılır adım: Açılınca mezarım, yokluğun sinesinde!.. Şehriyar, Şehriyar!.. Sevginle mesut: Eski bahtiyar, Bak şimdi, ak saçlı bir ihtiyar; Arıyor seni: Diyar, diyar... Şehriyar, Şehriyar!.."
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20203,444 okunma
114 syf.
·
Puan vermedi
Kısa bir zamanda oxunulacaq amma yaddaşınızda uzun müddət qalacaq bir romandır. Əsər axıcı idi. Kitabda Bakımevinde olan insanların hallerini anlatıyordu. Yazar əsərdə her bir ayrıntını incəliklərinə qədər yazmışdı. Kitabı oxuduqda ilk öncə fərqli bir məqamala qarşılaşırsız kitab haqqında yaxşı və pis fikirləriniz ola biler, amma Bas karakter
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,447 okunma
Reklam
448 syf.
10/10 puan verdi
#asi_cakiltasi³
Sanki bir mezarım vardı, yerini ondan başka kimse bilmiyordu. Karan, Asi’nin yaralarını yavaş yavaş iyileştirirken, Asi artık hayatını usulca yoluna koymaya başladığını hisseder. Kelebeğin parçalanan kanatları yavaşça birleşiyordur ve karşısındaki adama gitgide daha da bağlanarak kördüğüm olan Asi, hislerinin bu denli büyük bir şiddetle büyüyerek onu ele geçirmesinden korkmaya başlar. Durdurulamaz bir şekilde birbirlerine karışan kelebek ve sığınağı için aşağı sarkan idam ipi, ucunda yeni acıları taşımaktadır. Asi, ruhunun bel kemiğini kıran bir olayla karşılaşır ve artık her şey daha karanlıktır. “Şimdi sana nasıl dokunsam zamanı delerim ben?” Durdu, anlayamamıştım, zaman da bizimle birlikte durdu. “Şimdi sana nasıl dokunsam,” dedi tekrardan, sesi artık daha kısıktı, sanki bana bir sırrını fısıldıyordu. “Zaman dokunmaz bize?”
Asi Çakıltaşı - 3. Perde
Asi Çakıltaşı - 3. PerdeBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2022525 okunma
114 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Siyasi sürgün değilim. Topyekûn sürgünüm. (S: 7) kitabın başında böyle seslenıyo okuruna
Marguerite Duras
Marguerite Duras
Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı Guillermo Rosales’in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığı zamanlardakine benzeyen bir bakımevini anlattığı Felaketzedeler Evi’nin baş karakteri William Figuares, –yine tam da yazar gibi– Küba’dan Miami’ye gelmiş sürgün bir yazardır. Ama halası, onu göçmenlerin çoğunlukta olduğu “bakımevi”ne yerleştirince burada bambaşka bir dünya bulur: Tersine işleyen bir Amerikan rüyası. “Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben,” der William burası için. “Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi... Diye fısıldıyor arka kapak bize.. Kitaptan bır kaç alıntı ile incelemeye devam edelim.. Mi? İçimde müthiş bir boşunalık duygusu... (S:52) Kitaptan neden yarı yarıya delirdiğini açıkça söyleyeyim sana. Okuduğun için. (S: 88) Kitaptan Okuduğum en hüzünlü roman, bu Dili acık net acı var bolca.. hüzün kokuyor okudukça... Sizde okumk isterseniz Buyurun
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,447 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Kendi olarak sana gelen, sana gereksinimi olmadan seni isteyen; sensiz de olabilecekken seninle olmayı seçen; kendi olmasını seninle olmaya bağlayan. O işte.." Oruç Aruoba. Türk Edebiyatının en iyi felsefe yazarı benim için. Hani okuduğum ilk kitabıydı ve diğer kitaplarını da alıp okumalıyım diye düşündüm daha ilk sayfalarındayken. Kitap ilk başta şiirlerle, dizelerle başlıyor. Sonra bir anda düz yazı bölümüne geçiyorsunuz. Oruç Aruoba'nın kendine özgü gerçekten başka hiçbir yazarda görmediğim bir tarzı var. Kendisiyle de kitaplarıyla da ilgili diyecek çok bir şey yok aslında. Sözcükleri büyülenmeniz için yeterli. "Bindiğimiz vapurlar iptal oldu, bakma sen. Hava şartlarından diyorlar. Yok canım! Ben pek inanmam haberlere. "Hani" iki kişilik bir haber kanalıydı bizimkisi, kimsenin izlemediği. İnsanların kendi ruhlarını iskelelerde bıraktığı ve kimsenin binmediği vapurların seferleri hakkında konuşurduk senle. Fakat bu sefer neden oldu böyle?" "Herkes isterdi manzaralı mezarım olsun, sen benim manzarasız mezarımdın. Çünkü seni en derinime gömdüm. En derini, en yükseğidir hayatın, bunu unutma. "Hani" nerede gömüleceğim yer, göstersene bana? Ben kederlerimle kazarım orayı, sevinçlerime bir kuyu oluşturmak için. Bu sevinç kuyusuna giden merdivenim ise ikimizin bulunduğu fotoğraflardır." "Güvendiğim tek şey sensin, bir de kapının kilidi. Fakat ben anahtarı çoktan kaybettim."
Hani
HaniOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,343 okunma
319 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Geldim, buradayım. Hissediyor musun? Seninle aynı arafta nefes alıyoruz. Zevahirine değilse bile ruhunun surlarına çok yakınım. Duyabiliyorum nefesinin sesini, kokusunu anımsayabiliyorum. Ortasına atıldığım enkaz, darmaduman olmuş belleğimle kardeş ve ruhumun pürüzlü duvarları sensizlikle sıvanmış ,çok acı var. Adımlarımdan geriye kalan kanlı emarelere dönüp bakamıyorum, biliyorum. Hissediyorum. Çok yakınındayım, ateş mavisi..." "Seni seviyorum cehennem çiçeği... "Mezarım neresiydi bilmiyordum, ancak doğduğum yer onun atmayan kalbiydi... "Seni seviyorum ateş mavisi..." Selaaam, yine çoşkuyla yorum yapmaya geldim. Serinin ikinci kitabı efsaneydi. Ama ilk kitap kesinlikle favorim. Üçüncü ve dördüncü kitapları okuduktan sonra bile bu değişmeyecek eminim. Hare'nin Arafta sıkışan ruhu ve bedeni bu defa ilk gelişi kadar yalnız değildi. Abisi Hakan ve Yasemin de arafa geldiler. Bilinmezin içinde verilen çaba, masum ve sessiz Hare için inananılmaz bir güce kapısını açtı. Hafızaların boşluğu hissettirilenlerle dolarken, düğümlenmiş ruhlar aşklarının çekimi sayesinde bir bütün oldu. Ateş'in Hare'ye karşı tavırları ilk tanıştıkları kadar sert değildi. İlk kitaba göre Ateş Mavisi daha eğlenceliydi. Hakan ve Sezgin diyaloglarına çok güldüm. Ruhda olsalar olmayan kalplerinde yansıtılan aşkı, kıskançlığı, arzuyu birebir hissettim ve yine beni betimlemeleriyle alıp götüren bir solukta okuduğum eşsiz bir kitaptı. Fantastik-aşk türündeki seri, altın harflerle yerini aldı kalbimde.
His 2: Ateş Mavisi
His 2: Ateş MavisiDuruMavii · Epsilon Yayınevi · 2018524 okunma
544 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Vebalı Yaşamlar
“Yaşanacak asıl hayat hapsolduğu asıl odada değil, gemiye binip gideceği bir başka âlemdeydi.” Bundan 5 sene önce Sakız’a indiğim zaman şöyle demiştim; “Mezarım herhangi bir adada olmalı”. Denizin kokusu toprağıma düşmeli. Romanlar ikinci hayatlardır der Ferit Orhan Pamuk. Yarattığım ve yaratacağım birden fazla hayat olduğunu bile bile her
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
75 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.