Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
782 syf.
10/10 puan verdi
Dışarıda devam eden bir hayat, içimde kalbi duran ufak bir kız çocuğu vardı. Göğsümde bir labirent kurmuş, çıkışa varan tüm yolların sonunu onun mağarasının girişine yerleştirmiştim. Islanmaya başlamış bir kelebeğin kanadını nefesinle kurutamazsın, parçalarsın. Ona bunu anlatamadım. Bana bunu anlatamadı. Üstüme yağmaya, beni ıslatıp nefesiyle parçalamaya yemin etmişti. Üstüme yağmasına, beni ıslatıp nefesiyle parçalamasına izin vermiştim. Sanki bir mezarım vardı, yerini ondan başka kimse bilmiyordu. Bir adam dizlerimin önüne oturdu, yara izlerimi öptü. Bana tıpkı bir mağarayı anımsatan siyah gözlerle baktı. Biliyordum. Kehf benim kanatlarımı ıslatan yağmurdu. Kanatlarımdan ruhuma akıyordu. “Küçücüğüm.”
Kehf
KehfBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20172,058 okunma
57 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Senin için masumiyet olan şey, benim için suç olabilir ya da tersi, sende hiçbir etki yaratmayan şey, benim mezarım olabilir…Kafka babası ile olan ilişkisini daha doğrusu olmayan ilişkisini anlatmış bu kitabında. Hüzünlenerek okuyacağınız kitapta, toplumdaki ya da en yakınınızdaki babaları sorgularken bulacaksınız kendinizi... Kafka nın kendisiyle ve babasıyla hesaplaşmasında korku adeta bir yaşam biçimi olmuştur. Babasına yazdığı mektupta da bu korku dolu yaşam biçiminin baş sorumlusu olarak da babasını sorumlu tutmuş ve suçlamıştır.Mektup öz yaşamsal belge niteliğinde olup yazarın kendisiyle hesaplaşmasıdır. Tavsiye ederim mutlaka okuyun.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,1bin okunma
Reklam
114 syf.
8/10 puan verdi
"Felaketzedeler Evi" sayfa sayısı az ama etkisi büyük olan bir kitap. Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı Guillermo Rosales’in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığı zamanlardakine benzeyen bir bakımevini anlattığı Felaketzedeler Evi’nin baş karakteri William Figuares, –yine tam da yazar gibi– Küba’dan Miami’ye gelmiş sürgün bir yazardır. Ama halası, onu göçmenlerin çoğunlukta olduğu “bakımevi”ne yerleştirince burada bambaşka bir dünya bulur: Tersine işleyen bir Amerikan rüyası. “Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben,” der William burası için. “Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi. Kaçıklar çoğunluktaydı. Yapayalnız ölsünler, kazananların başına bela olmasınlar diye aileleri tarafından bırakılan yaşlılar da vardı.” Açıkçası benzeyen bir bakımevini kaleme alması beni çok sarstı. Çünkü kelimelerin arasındaki acıyı ve kederi derinden hissettim. O yüzden bu kitap benim için yorumlanması en zor kitaplardan biri oldu. "Keşke yazarımızın daha çok eseri günümüze ulaşsaymış." diye düşünmekten kendimi alamadım. Ama yazarımız eserlerinin büyük bir bölümünü yok etmiş. Yaşarkende sadece kısa olan bu romanı yayımlandı. Bu roman şimdilerde Küba edebiyatının klasikleri arasında yer alıyor fakat çoğu insan hâlâ bilmiyor. Umarım daha çok kişi yazarın kalemi ile tanışır. Okumanızı tavsiye ederim.
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,419 okunma
345 syf.
·
Puan vermedi
Mezar taşıma, alttaki tarihten beridir seni bekliyorum, yazdıracağım. Ruhi Mücerret'ten öğrendim, bundan sonra mezarım için en havalı sözü bulmaya çalışacağım. Neyse bırakalım bunları bir kenara ve gerçekçi olalım. Aslında kitap güzel yazılabilse bayağı mükemmel olabilirmiş. Açık kapılar var. Bir yerlerde bir şeyler eksik. Benim tahminim için açık kapılar bıraksın elbette yazar ama bazı ipuçlarını da vermek zorundadır. Yoksa o kapı açık kalır hep cereyan yapar. Üşütürüz. Yazarın daha önceki okuduğum kitapları çok daha güzeldi sanırım. Çok uzun zaman oldu hatırlamıyorum ama bu kitap bana onu düşündürdü. Uzatmayalım. Komik cümleleri ve güzel düşünceler verdiği bölümleri var. Başlıklara aldığı alıntılar da bazen komik bazen mükemmel. Zaman zaman hafifçe dudağımın kenarı kıvrılmadı dersem yalan söylemiş olurum. İlgisili beğenir.
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · Alfa Yayınları · 202015,4bin okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir garip Orhan VELİ ....
Bu topraktan biriydi Adı Orhan Veli’ydi Elleri dost omuzunda Yaşamak kaderiydi Kendi gitti ismi kaldı yadigâr. Çiçek verdi, gülesiye Şiir verdi, kıyasıya Yaşaması ölesiye Kendi gitti ismi kaldı yadigâr...
Cahit Irgat
Cahit Irgat
36 yaşında öldü Orhan VELİ. Türk şiirini kökünden sarsmış,yüzlerce şairi tesiri altında bırakmış genç yaşta pek az kimseye nasip
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriOrhan Veli Kanık · Doğan Kitap · 023,9bin okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
''karanlıkta yürürken ayağım kaymış ve bir boşluğun içinde yuvarlanmaya başlamışım gibi. kalbim mezarım olmuştu. kafamı uyuşturmaya başladım. kendimle aramdaki mesafe gitgide artmaya başladı. bir süre sonra tam ortadan ikiye bölündü hayatım. bir yanım diğer insanları oyalarken, diğer yanım yavaş yavaş ölüyordu.'' Kitabın içerisinde Tarık Tufan birçok başlık altında, İstanbul'un kaybolmaya yüz tutmuş mahallelerinden birinde yaşayan, dünyaya kırgın, umuda dargın; yaralı ruhların eksik ve acı dolu yaşamını bizlere sunuyor. Her yaşam çok tanıdık, her sokak onca kalabalığın içerisinde kimsesiz. Sayfaları okurken kendimde bir pencere açmayı sağlayan; kitap içerisinde karakterlere büründüğüm hikaye başlıklarını bırakıyorum buraya 'karanlık', 'yarım', 'inşirah' , 'fark etmez', 'yeraltı sayıklamaları'. Keyifli Okumalar Dilerim ''İnsan ayrılıktan yaratıldı. insanın hakikati ayrılıktan ibaret; insanın hayatı. var olmak, ayrılıkla başlayıp ayrılıkla biten bir sancıdır.'' ''O karanlık sokaklarda, güneşi az gören evlerde, duvarları rutubetli odalarda, kadınların ve çocukların apartman önlerinde oturdukları mahallelerde, birbirimize baka baka ömrümüzü ve henüz doğmamış çocuklarımızın ömrünü tüketiyorduk.'' ''kırgınım. dünya kırgınlığımın da farkında değil. '' ''... sen olmayınca bu kalp, kalp değil yara oluyor bana, insanın kalbinde yara olmaz mı, olur elbette ama bu öyle değil, kalpte yara değil, kalbim yaranın kendisi oluyor.''
Beni Onlara Verme
Beni Onlara VermeTarık Tufan · Doğan Kitap Yayınları · 20214,743 okunma
Reklam
312 syf.
10/10 puan verdi
Anlatacak söz yok, herkes okumalı.
Başından sonuna kadar hiç sıkılmadan çok anlamlı satırlar bulduğum mükemmel bir şiir kitabı. Furuğ Ferruhzad'ın tüm şiirleri burada toplanmış. Her dizesinde daha çok aşık oldum bu kadına... Kitaba başlanmadan önce mutlaka Furuğ Ferruhzad'ın hayatından haberimiz olmalı, böylece okurken bize daha anlamlı gelecektir. Neredeyse çoğu satırın altını çizmişim, altını çizdiklerimden birkaç alıntı paylaşarak incelememi sonlandıracağım. • bana düşen bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzüdür bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek ve yalnızlık içinde çürüyen bir şeye ulaşmaktır bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır ve "ellerini seviyorum" diyen sesin kederinde ölmektir • benden sonra adımı yağmur ve rüzgâr taşın yüzünden yıkayıp silecek yavaşça adın sanın efsanesinden arınıp mezarım adsız kalacak yol kenarında • vefa gösterdim bir adama ayakları altına aldı aşkımı da umudumu da ne verdiysem helali hoş olsun bedavaya sunduğum o kalpten başka
Rüzgâr Bizi Götürecek
Rüzgâr Bizi GötürecekFuruğ Ferruhzad · Yapı Kredi Yayınları · 20231,635 okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
#asi_cakiltasi³
Sanki bir mezarım vardı, yerini ondan başka kimse bilmiyordu. Karan, Asi’nin yaralarını yavaş yavaş iyileştirirken, Asi artık hayatını usulca yoluna koymaya başladığını hisseder. Kelebeğin parçalanan kanatları yavaşça birleşiyordur ve karşısındaki adama gitgide daha da bağlanarak kördüğüm olan Asi, hislerinin bu denli büyük bir şiddetle büyüyerek onu ele geçirmesinden korkmaya başlar. Durdurulamaz bir şekilde birbirlerine karışan kelebek ve sığınağı için aşağı sarkan idam ipi, ucunda yeni acıları taşımaktadır. Asi, ruhunun bel kemiğini kıran bir olayla karşılaşır ve artık her şey daha karanlıktır. “Şimdi sana nasıl dokunsam zamanı delerim ben?” Durdu, anlayamamıştım, zaman da bizimle birlikte durdu. “Şimdi sana nasıl dokunsam,” dedi tekrardan, sesi artık daha kısıktı, sanki bana bir sırrını fısıldıyordu. “Zaman dokunmaz bize?”
Asi Çakıltaşı - 3. Perde
Asi Çakıltaşı - 3. PerdeBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2022517 okunma
114 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Kısa ama sarsıcı bir hikaye #felaketzedelerevi . Kübalı dahi yazar #guillermorosales kendi hayatından esinlenerek yazmış bu kitabı. Yazar Küba'dan Miami'ye sürgün edilir ve şizofreni hastalığı nedeniyle bir süre bakımevinde kalır. Kitapta oluşturduğu karakter William'da, Rosales gibi bir yazardır ve Miami'ye sürgün edilmiştir. Ara ara duyduğu sesler ve gördüğü kabuslar yüzünden halası tarafından bir bakımevine yatırılır. On iki odalı bu bakımevinde şiddet, taciz, sömürü, açlık ve aklınıza gelecek tüm işkenceler vardı. "Dışarıdan bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben." William'ı burada ayakta tutan sığındığı bir şiir kitabı vardı. Birde arada bir gelen eski bir dost. Derken yeni gelen hasta Francis ile tanışır. Francis'e bir yandan cinsel tacizlerde ve şiddette bulunur , bir yandan da çok sever. Onunla buradan kurtulup bir yuva kurmak ister. Umuda tutunmak dedikleri şey tam olarakta buydu aslında.
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,419 okunma
590 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bülbülün Kırk Şarkısı /Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki!
Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek... Böyle bir umuda tuttundunuz mu? Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 201510,4bin okunma
Reklam
114 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Siyasi sürgün değilim. Topyekûn sürgünüm. (S: 7) kitabın başında böyle seslenıyo okuruna
Marguerite Duras
Marguerite Duras
Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı Guillermo Rosales’in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığı zamanlardakine benzeyen bir bakımevini anlattığı Felaketzedeler Evi’nin baş karakteri William Figuares, –yine tam da yazar gibi– Küba’dan Miami’ye gelmiş sürgün bir yazardır. Ama halası, onu göçmenlerin çoğunlukta olduğu “bakımevi”ne yerleştirince burada bambaşka bir dünya bulur: Tersine işleyen bir Amerikan rüyası. “Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben,” der William burası için. “Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi... Diye fısıldıyor arka kapak bize.. Kitaptan bır kaç alıntı ile incelemeye devam edelim.. Mi? İçimde müthiş bir boşunalık duygusu... (S:52) Kitaptan neden yarı yarıya delirdiğini açıkça söyleyeyim sana. Okuduğun için. (S: 88) Kitaptan Okuduğum en hüzünlü roman, bu Dili acık net acı var bolca.. hüzün kokuyor okudukça... Sizde okumk isterseniz Buyurun
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,419 okunma
75 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.