Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ADET KANAMASI İÇİN
Açıklama : Bu bölümde tavsiye edilen sifalı bitkilerden, aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çay gibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir, Damıtılmıs bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmıs bitki suyu, bal ile tatlandırılır çalkalanır
Timaş Yayınları
İnsan kendini kolayca unutabilen bir varlıktı, o yüzden kendime kim olduğumu hep hatırlatacaktım. Yeşil Küpeli Kız'dım ben. Çamurda doğmuş ve tertemiz kalmış, kendi kendine büyümüş bir bataklık çiçeğiydim. Bir lotus çiçeği... Milyonlarca hayranı olan Efe'nin hayranı olduğu tek isimdim ben, Mine.
Reklam
Unutma Beni Çiçeği
Fırtınalı havada çakan şimşeğin kurşuni ışığı , bir mine çiçe­ğine değerse, o çiçek rengini yitirirmiş.
Gözler iki büyük mavi mine çiçeği gibi...
Druidlerin kutsal ağacı olan meşenin (Quercus) gövdesine koruma amaçlı (yıkılmasın diye) dört eşit kısma ayrılan daire şeklindeki Kelt işareti kazınırmış. Bu gelenek Druid kültü unutulup gittikten uzun zaman sonra bile sürdürülmuş. Benzer şekilde, kimi eski moda bahçıvanlar bugün hâlâ bazı bitkileri "şans getirsin diye" bahçelerine dikiyorlar, ilgili büyünün nereden geldiğini çoktan unuttukları halde. Mesela, Saksonların fırtına ve doluya karşı garantili koruma olarak gördüğü mine çiçeği bunlardan biridir, dokuzuncu yüzyıldan Leechbook of Bald and Cild'da bu bilgiye atıf vardır.
Sayfa 76 - Alef YayıneviKitabı okudu
O, peygamberlik sarayının parlayan Ay'ı, yücelik eyvanının sultanı, nübüvettin son mührü, fütüvvet incisi, göz bebeğinin sönmeyen nuru, mine bahçesinin çiçeği, kainat defterinin ilk mısrası, varlık nüshasının önsözü, peygamberler ordusunun kumandanı ve evliyaların sultanı Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dır.
Reklam
“O gece rüyamda lale çiçekleri gördüm .Sıcaklıkla büyürmüş.Ve eğer bir lale çiçeğini çok fazla soğukta bırakırsanız ölürmüş.Ruyamda soğuk elleri olan bir adamın dokunuşundan ölen bir lale çiçeği gördüm."-mine
gece kitaplığıKitabı okudu
Lütfen okuyun. Herkes nasibi olanı alsın.
Hakim yaşlı çifte sormuş: “Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?”Yaşlı kadın cevaplamış: “Hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böle bir şey yoktu.Eşim bana mine çiçeği getirdi ,ben de çiçekleri çok severim çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulanmadığında öleceğini söyledi.Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım.Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde ,bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı.Bunun üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim.” Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye bir de adama sormuş: “Senin söyleyecek bir şeyin var mı?” Yaşlı adam cevaplamış: “Eşimin anlattığı her şey doğru ,tek bir şey dışında.Mine çiçeği çok sulandığında ölür.Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir ama eşim bunu yapmadığı için ben bu yalanı buldum .Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldı.O her uyanığında ben de uyanık olurdum,işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır,peçetelerle tprağını kuruturdum.Sonra da yatağa gelip ,bana hayatı bahşeden,canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya severdim...” Hakim çifti boşamamış.
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun süredir Öykü Gazetesi'nde editör ve yayına hazırlayan olarak yazın hayatında olan ve bir kısmı dergilerde yayınlanmış öyküleriyle tanınan Zeynep Gülçin, çiçeği burnunda kitabıyla gönlümüzü feth ediyor. “Yağmur Fena, Burda Kal” isimli ilk öykü kitabının son sayfasını okuyup kapağını kapatınca bizleri, bir kez daha paralel evrenlere ve o evrenlerden birinde bambaşka bir Zeynep Gülçin’in var olduğuna inandırıyor. Kaybetmeye, yaşamın kıyısında kalmaya alışmış, kendi kuyusunun derininde boğulmuş bu öykü insanlarına Zeynep’in öz yaşamında rastlamak güç ama bu insanları gözümde tutarlı kılan ve büyüten tarafı sorarsanız, tüm kahramanların aslında kendi yollarında mutlu olmaları ve öykülerinin sonunda bir şekilde doğrulabilmeleriydi. Öte yandan Zeynep’in sihirli kalemi sabah uyandığınızda sizi bu kısa öykülerin dünyasına çekmeden “Nezahat neden sevinsin, Mine neyi itiraf edecek” :) gibi soruları sormadan; gün içersinde onların dünyasının detaylarına sürüklemeden bırakmıyor. "Sıla" daha önceden Öykü Gazetesi'nde okuduğum favori öyküm. Bunun dışında "Günah", "Bir Gece", "Kambur" ve "Muhtarın Oğlu" en beğendiklerim. "Öç" ise hikâyenin anlatımında yazarın ustalığını konuşturduğu bir öykü olmuş.
Yağmur Fena, Burada Kal
Yağmur Fena, Burada KalZeynep Gülçin · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202012 okunma
173 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.