Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Türkan Şın
Türkan Şın
@miyopanda
Kim bilirdi yaşamın en ölüm olduğunu, ölümün de en yaşam... Duymuştum bir kez, yaşayan ölülerdik biz ve bedenimiz en tabutumuz...
Memur
Lisans
349 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
512 syf.
·
Puan vermedi
Bilen bilir ben incelemelere kitabın konusunu değil içeriğini yazarım . Kitap İran'da ikiz kızları olan hristiyan bir aileyle başlıyor . Baba zengin , anne eğitimli . Kızlar 9-10 yaşındayken mollalar ülkede bir devrim yapıyor ve milletin yaşantısı değişiyor. Anne kızlarını burada bu şekilde yetiştirmek istemiyor ve kızlardan sadece birini alıp Amerika'ya kaçıyor , diğeri babasıyla İran'da kalıyor ; geride kalmışlık , vazgeçilmiş ve umutsuzluk içinde . Evde eğitimine , İngilizce öğrenmeye , Amerikan popüler kültürünü kendince takip etmeye devam ediyor. O arada yıllarca kız kardeşi Mehtap'ın Amerika'daki hayatını hikayeleştirerek anlatıyor ve bu beni çok sıkıyordu
ki 150.sayfada üzücü, acı,haksız bir oluyor ve başkarakterimiz Saba aynı hikayeyi kız kardeşinin başına gelmiş gibi kurguluyor ama sonu farklı bitiyor . Çünkü Mehtap cesur, özgür ve Amerika'da diyor. Tam o noktada anladım ki Mehtap ve Amerika Saba için aslında kendi hayatından kaçış demek . Sahip olamadığı ve yaşamadığı her şeyi Mehtap Amerika'da yaşıyor.Zaten Saba'nın yaşadıkları / yaşamadıkları o kadar kolay şeyler değil. Erkek egemen bir dünyada , çoğu kadınlar için konulmuş ahlak kurallarıyla (daha doğrusu kısıtlamalarla) yaşamak kolay değil . Özellikle de aksine inanan bir kadın için . Yüreğime dokunan birçok kitap gibi bu kitapta da çok kızdım , çok üzüldüm , çok acıdım . Bu duyguları hissetmeye hazır olanlara kitabı mutlaka öneriyorum .
Not : Tadı kaçırmamak adına Mehtap ve annesine aslında ne olduğuna değinmedim ve bence zaten bunun bir önemi yok .
223 syf.
·
Puan vermedi
Pek bilgi içermese de , zaman mekan belirsizlikleri , zayıf bir karakter kadrosu, yazım hataları ve zaman kaymaları olsa da yazarın ilk kitabı olduğu , üniversitede yazdığı ve yayınevi göz önüne alındığında fena olmadığını düşünüyorum. Yazarın düşünce şeklini ve kalemini sevdim . Kendini geliştirmesini ve yazmaya devam etmesini isterim . Yazdıklarını okuyup aradaki gelişmeyi takip etmek ve ilk okurlarindan biri olmak beni gururlandırır. Akıcı , ilgi çekici , zaman zaman düşündürücü bir kitap . İlgililerine öneririm.
360 syf.
·
Puan vermedi
Ben bu kitabı aylar önce almıştım ama üzerine yüzlerce kitap aldım ve onlarca kitap okudum. O yüzden okumak için kitaplığımdan aldığımda konusu , yazarı ya da kişileri hakkında bir fikrim kalmamıştı . İlk sayfalarda yazarın kalemi bana tanıdık geldi ve biraz bakınca çok sevdiğim 4n1k'nın yazarı olduğunu gördüm . Devam ettikçe kitaba tutuldum
Okur Takip Önerileri
312 syf.
·
Puan vermedi
Arkadya'nın o duygusal , olaylı , insanı içine çeken , gelgitli , akıcı ve kaliteli kitaplarından biri asla değil sadece zaman geçirmelik bir kitap . Romantik komedi tadında çerezlik bir kitap . Bir kaç saat içinde bitirdim ve hayatıma hiç bir şey katmadı . Tekrar açıp okumam , okusam da başka bir cümlenin altını çizmem . Kitapta 40 yaşında bir kadın var ve olaylar onun ağzından anlatılıyor ama 20'lerinin başındaymış gibi hissettiriyor. ( 5 sene önce ) yeni doğmuş çocuğunu kaybediyor . Sonra kocası onu , hamile sevgilisi için , terk ediyor hemen akabinde de babası ölüyor zaten kitap ta burada başlıyor . Karakterimiz işinden istifa ediyor ve en yakın arkadaşıyla küsüyor , kardeşiyle ara ara tartışıyor.Kitap boyunca melankolik ve depresif bir hava var zaten . Böyle kitaplardan oldum olası hoşlanmam . Bir anda her şey batıyor sonra bir anda her şey düzeliyor (Debbie Macomber kitapları gibi ıyyyy ) Çok daha güzel kitaplar var biliyorum . Onları öneriyorum , bunu önermiyorum . Ben sırf Arkadya diye almış bulundum ama kitap fiyatları bu kadar fahişken kimseye satın almasını önermiyorum . Çok istiyorsanız ödünç alın sonra geri verin , kitaplığınızda tutmayın .
398 syf.
1/10 puan verdi
---SÜRPRİZBOZAN OLABİLİR---
Eğer Steel'in tarzını bilmeseydim ve onu okumaya bu kitapla başlasaydım kesinlikle devam etmezdim. Steel kitaplarında ihanet, eşcinsellik,gayrimeşru ilişkiler ve çocuklar da yer alır . O Hollywood'u , Titanik'i , ikinci Dünya Savaşı'nı anlatır genelde . Bazen bilimden bazen metafizikten bazen tamamen duygulardan yararlanarak anlatır olayları . Bu olaylar onun karakterlerinin hayatını iyi ve kötü yönde etkiler. İyinin içinde kötü , kötünün içinde iyi yaşanır . Tıpkı gerçek hayattaki gibi . Bu kitabındaki gibi her şeyi önce dibine dibine batırıp sonra mucizevi bir şekilde iyileştirmez. Bu daha çok Macomber tarzıdır ve ben bu tarzdan nefret ederim. O kadar nefret ederim ki sırf bu tarzda diye Marie Bostwick'in Pamuk İpliğinden Hayaller kitabını Arkadya yayınevinden olduğu halde kitaplığımda tutmadım . Bu tarz seven ve hatta Steel tarzını sevmeyenlere bile öneririm ama benim gibi onun kalemini sevenlere asla önermem . Kitapta dostluk var , ölüm var , hastalık var ,aşk var ama her şey sırasıyla . Biri olurken diğeri olmuyor . Önce herkes için her şey kötüye gidiyor sonra bir anda her şey değişiyor ve iyileşiyor güzelleşiyor . Ben kendi adıma asla beğenmedim . Evet Steel tarzının dışında da yazıyor ve yazmalı . Mesela Dostluk Tüm Mevsimlerin Adıydı da onun kitabı ve o da tarzının dışında olmasına rağmen okuması çok zevkli . Eksik kalmasın diye okunabilir ama yine de önermem .
383 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler içerir
400 sayfa boyunca kah tekneyle nehirler geçtik kah atla gunlerce yol aldık , bir sürü hayaletten spoiler aldık oradan oraya kosturduk durduk sonuç ne oldu ? Kraliçe Ehlana uyandı mı, hain Annias ya da Piç naip kral engellendi mi ? Ya da tam tersi kraliçenin 12 koruyucusu öldü mü , karanlık geldi mi ? Cevap veriyorum ; hayır , hayır ve hayır . Hiç biri olmadı . Resmen yarım kaldı hikaye . 4 koruyucu öldü, kraliçe hala kendinde değil , piç naip ve Annias hala serbest . Sadece kahramanımız artık ne araması ve bulursa ne yapması gerektiğini biliyor . Evet kabul bol detaylı ve uzun süreçli bir hikaye ama kitabın devamı yok çünkü basımı yok . Bundan sonra ne olacak , nasıl olacak merakta kaldım . Kraliçe uyansaydi diyorum belki de asıl hikaye odur . Zamanında geç vakitte bir yabancı diziye başlamıştım , şu dağdan aşağı insinler de kapatıp uyuyayım demiştim de dağdan inmeleri 3 sezon sürmüştü meğer hikaye zaten oymuş . Onun gibi oldu kaldı böyle , bitirsem bitiremem unutsam unutamam kaç saatim boşa gitti. Olur ya benim gibi bir sahafta bulursunuz hoşunuza gider falan seriyi tamamlamadiysaniz başlamayın zira yarım kalıyor . Bizim artık yarım kalan hikayelere ihtiyacimiz yok biz olmuşuz yarım kalan hikaye . Biz artık mutlu son istiyoruz. Tekse okumayın okutmayın!..
458 syf.
·
Puan vermedi
Steel büyük bir tarih . Birinci Dünya Savaşı, Titanic , Nazizim/yahudilik gibi bir çok acıya değiniyor . Ve her seferinde farklı bir açıdan anlatıyor . Çoğu zaman da geride kalanların açısından. Ben genelde bizzat yaşayanlardan okudum , izledim . Mesela Titanic batana kadar biliyorum , orada sevdiklerini kaybedenler sonrasında neler yaşadı bilmiyordum Steel'e kadar . Ya da Birinci Dünya Savaşı'nda Avrupa'da biri savaş haberini nasıl karşıladı (Bu noktada Clarissa 'yi da öneririm ) ? Tam o zaman balayında olan bir çift neler düşündü ? Sıradan bir hikaye gibi görünüp acı detaylar barındırabiliyor bazı kitapları , gözyaşlarımı tutamıyorum , kitabı elimden bırakamıyorum ve öneriyorum çokça öneriyorum . Okuyalım , okutalım.
256 syf.
·
Puan vermedi
Kitaba dair belki de tek olumsuz elestiri benimki olabilir :)
Bu seri içinde en az beğendiğim kitap bu sayılır . Sanki farklı biri tarafından yazılmış gibiydi . Şu komsuculuk olayı tamamen bu kitaba özgü bir şey , hiç bir temeli yok . Angela Rizzoli 12 kitap boyunca hiç ama hiç böyle bir insan değildi , ona dair bu kitapta anlatılan hiç bir şeye daha öncesinde değinilmedi. Örnek olarak Maura ve Alice ile ne zaman nerede tanıştığı sürekli yemeğe davet ettiği kısmını galiba ben atlamışım. Mahalle bekçiliği kısmını da öyle , komşularını da . Sadece Agnes 'a değinildi , Vince konusunda desteklemediğini biliyorduk diğerleri yoktu hiç . Öyle onun evini gozetleyeyim , bunun kavgasını ayirayim , ajanlık yapayım hiç yoktu . 12 kitap boyunca dışarıdan bakan bir gözdü , öyle kalmasını isterdim . Oğullarıyla, sevgilisiyle ( kitap boyunca yoktu ve o kadar olaydan sonra insan görmek istiyor ) kendi evinde kalsaydı. Biraz Gabriel olsaydı mesela , daha fazla ölüm ve otopsi olsaydı . Kitap boyunca Angela Rizzoli ve diğerlerini okyacagima gerçekten bir Jane & Maura okusaydım :( Yan karakterlerin hikayesini sevenler olabilir ama ben bu hikayede en çok başkarakterleri okumayı seviyorum keşke alistigim gibi devam etseydi.
Olayların gidişatı güzeldi , ters köşeler yerinde ve zamanındaydı her zamanki gibi . Bu anne kız ilişkisini kafamda bir yere oturtamasam da bir şeyler benim için eksikti , yanlıştı . Normalde Tessimin en sıkı okurlarından , en gerçek savunucularından biriyimdir ama bu defa olmamış :( önerir miyim tabi ki seri yarım kalmasın diye öneririm ama diğer kitaplardaki tadı beklemeyin .
250 syf.
·
Puan vermedi
Bu üçleme için inceleme yapmayacaktım ama kendimi tutamadım . Serinin tamamı için yazıyorum . SPOİLER İÇERİR!!!
Soruşturmalar , gidişat ve sonuçlar fena değil ama içime sinmeyen de çok şey var bu polisiyede. Bunlardan biri dedektifimizin suçluların kafasının içine girebilmesi , tamamen psişik güçlerle , önsezilerle , içgüdülerle adına ne derseniz
174 syf.
·
Puan vermedi
Yazara olan hayranlığım malum . Yine çeşit çeşit duygu barindiran bir kitabıyla eşlik etti bana . Bi yerden sonra gözyaşlarımı tutamadım . Duygusal sahnelerde bile minik espriler olması gözünde yaşlarla güldürdü beni . Özellikle ebeveyn ve evlat olmak konusundaki konuşma beni ciddi ciddi düşündürdü. Ben olsam böyle bencil olur muydum nasıl tepki verirdim diye düşünmekten kendimi alamadım . İlk kez kısa bir süreçten bahsediyor bu arada yazar en azından ben ilk defa okuyorum. Anlayamadigim yerler illa ki oldu kültürel farklılıktan ötürü . Ama önyargısız yaklastigim için ben sevdim . Jack ' in sahiplenisini çok sevdim . Ne olursa olsun kararlarının arkasında durmalarını sevdim . Öyle bir adamın Amanda'ya olan aşkını sevdim (gerçekte ne kadar inandırıcı gelmese de ) Aralarındaki diyalogları , yakınlıklarını sevdim . En çok ta kitabın sadece depresif ya da sadece neşeli modda olmamasını ve bunun uzun surmemesini sevdim. Ne diyebilirim ki tipik bir Daniella Steel kitabı . Yazarın başka kitaplarını okuduysaniz ve tarzını seviyorsanız beğenirsiniz .
96 syf.
·
Puan vermedi
Jane Austen 'in neredeyse tüm kitaplarını okumuş biri olarak bu derleme o kadar hoşuma gitti ki anlatamam . Kısacık bir kitapta hepsini yeniden hatırladım . Kitaplar zaten seri olmadigi için olayın akışını bozmuyor . Yazar sanki kendi kitaplarını yine kendi kiyaslamis gibi . Yüzlerce sayfa okumadan Jane Austen dünyasına dönüş yapmak çok güzeldi . Bu kadar olumsuz yorum almasına şaşırdım açıkçası. 90 sayfalık bir derlemede beklenti neydi acaba diye düşünmeden edemedim . Keşke tüm yazarların böyle bir derlemesi olsaydı . Jane Austen sevenler her türlü zevk alacaktır zaten , kitlesine öneririm .
464 syf.
·
Puan vermedi
İlk defa ortaçağdan , sanattan bahsetmeyen eski bir İtalyan kitabı okuyorum. Bazen konuyu fazla dağıtsa da ben içeriği faydalı ve konuyu değişik buldum . İtalyanların Amerika ' da göçmen statüsünde yaşadığını ve büyük İtalya depremini kitap sayesinde öğrendim . Başlarda heyecanlı olmasa da sonradan mafyanın da işin içine girmesiyle yer yer heyecanlı sayfalar oldu . Çeviriden mi yoksa basımdan mi kaynaklı bilmiyorum ama ara ara eski kelimelerle karşılaştım . Polisiye , aşk , dram ,gerilim , korku türlerinden hiç birine ait olmamakla birlikte hepsinden esintiler var kitapta . Farklı bir hikaye okumak isteyenlere öneririm .
461 syf.
·
Puan vermedi
Yazara dair en sevdiğim şey uzun metraj yazıyor olması . Bir olayı ya da durumu günü gününe anlatıp sonra bir sayfada bağlamıyor da aralıklı olarak uzun yılları anlatıyor . Bir çocuğun gözünüzün önünde büyümesi gibi . Bendeki kitap 1989 basımı eski çeviri o yüzden amele , davar,hizmetçi , uşak gibi kelimeler yer alıyor ama beni rahatsız etmedi . Olaya bakarsak tam bir brezilya dizisi ve sona yakın bir sayfada tek bir paragrafla ozetleniyor aslında . Gerçekten ama gerçekten yüreği sabrı olan okusun . Sonu az çok belli zaten yazarımızın mutsuz sonu yok ama ne zaman nerede nasıl hadi artık gibi unsurlar merakı hep sıcak tutuyor . Ve son 1 sayfa için 500 sayfa daha olsa okurdum . Biraz Hollywood biraz çiftlik biraz siyaset biraz hukuk biraz savaş derken bütün bir hayatı içeriyor aslında . Ben yazarı da tarzını da kitaplarını severim o yüzden zevk alarak okudum ama kısa , eğlenceli , heyecanlı , aksiyonlu bir şeyler okumak isteyenlere önermiyorum . Onun dışında dizi gibi olsun diyen varsa bence en alasına taş çıkarır :) Saygılar
464 syf.
·
Puan vermedi
Bendeki kitabın sayfa sayısı tutuyor ama nasıl oluyorsa arada ortalama 20 bölüm kayıp . Kitap iyi güzel ilerliyor , aksiyonu az olsa da ama orta kısım komple kayıp olunca başta gün gün okurken bir anda aradan ( kim bilir kaç ) yıl geçmiş oluyor ayrıca sonunda bir şeyleri bağlıyor ama neyi nerede nasıl bağladığını da anlamadım . Eğer bulabilirsem tam olanını okumak isterim çünkü koca bir kitap kaybım olsun istemiyorum , 300 sayfa okudum boşa mı gitsin ? Okuyun ya da okumayın diyemem ama alırken dikkat edin derim , özellikle 304-305 sayfalarına bölüm başlıklarına mutlaka bakın çünkü basım hatası var . Sonunda büyük bir iddia var ama ben temelinin sağlamlığını göremedim malum sebeplerden , tamamını okuyan olursa kitap yorumunu ondan dinleriz birlikte.
296 syf.
·
Puan vermedi
Tanıtım bülteninde yazan "Açlık Oyunları ve Harry Potter hayranları bu kitaba bayılacak " yazısına istinaden söylemeliyim ki Uyumsuz'a da benziyor . En azından seçmeler ve yerleşmeler kısmı. Evet hepsine benziyor ama daha sade ve basit hallerine . Üzerine çok düşünülmemiş gibi . Bazı şeyler havada kalıyor , bazı şeyler açıklanmıyor ve bazı şeyler de fazla açıklanıyor ; okur kendi başına anlayamazmis gibi . Hint dizilerini bilen bilir karşısında çocuk varmış gibi tüm planı anlatıp , her cümleyi tek tek açıklarlar ve izleyiciye üzerine düşünecek hiç bir şey bırakmazlar . Dümdüz izlersin sadece . Bu kitap ta öyle . Dümdüz okursun sadece , düşünmeye gerek yok . Fikir güzel , ifade şekli güzel , tadında bırakılmasi yüzlerce sayfa olmaması güzel . Belki seri olsa diğerleri gibi zamanla daha yetişkinlere göre olurdu ama bu haliyle bana yaş sınırı baya küçükmüş gibi geldi . Övdüm mü gömdüm mü bilemedim ama sadece , bir kaç saatte bitecek yormayacak bir kitap arayanlar için bence ideal . Çapraz okumalarda özellikle klasiklerle birlikte iyi gider diye düşünüyorum. Kalabalık karakter kadrolu ve karmaşık anlatımlı fantastik seri okurlarına önermiyorum fazla basit gelir , onun dışında bence şans verilebilir.
280 syf.
·
Puan vermedi
Bir aşk demişler ama bu bildiğin kendinin yarı yaşında birine hallenip ; küçük düşürüldükçe , hizmete kosuldukça , maddi manevi zarara ugratildikça sanki daha çok bağlanan bir abazanın saplantısı . Tıpkı Manon Lescaut gibi sinirden öle bite , karnıma ağrılar gire gire okudum . Sırf yarım bırakmama takıntım yüzünden devam ettim . Sonundan çok ümitliydim o da hayal kırıklığı yaşattı. Bir de bir mantık hatası var söylemeden gecmeyeyim . Bu iki " aşık " tanıştıklarında kızın annesinin bir kaç ay önce babasınınsa yıllar önce öldüğünü ve kızın ablasıyla yaşadığını öğreniyoruz. İlerleyen sayfalarda ise kız, adamdan annesinin hastalığı için borç para istiyor ( hasta teyze henüz ortada değilken ). Orada bir rahatsız olmuştum. Sayfalarca iç hesaplaşma ama asla bir yere varamama , sayfalarca yeni kararlar alma ama hiç birini uygulamama sinirlerinizi bozmayacaksa öneririm . Ama ben hazmedemedim .
351 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle şunu belirteyim ki bu incelemede kitaptan tek bir isim yer almayacak. Sebebi o karakterleri canlandırmamak, onlara bir kimlik vermemek, kitap sayfalarında kalmalarını hatta mümkünse unutulmalarını sağlamak kendimce.
Bu kitap benim resmen karnıma ağrılar girerek bitirmeye çalıştığım," bitsin de kurtulayım bu işkenceden "
160 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğumdan kalma, yıllar geçse de unutmadığım 2 kitaptan biridir kendisi. Bir ara kardeşlerime kaptırmak sebebiyle yıllarca ortadan kaybolmuştu, aradığım halde bulamamıştım çok üzülmüştüm. Bir gün tesadüfen buldum, ne kadar yıpranmış sayfaları buruşmuş hatta su çekmiş şişmiş olduğu halde sevdiğim o kitap özelliğinden hiç bir şey kaybetmemiş. O haliyle kitaplığımda saklarım, ara ara açar hızlıca okurum yine mutlu olurum. Çocukların hem hayal dünyasının gelişmesine katkıda bulunmak için hem de onlara açık açık ifade edemediğimiz şeyleri anlatabilmek, onların görebilmesini sağlamak için çok uygun en uygun araç kitaplardır, bu da o kitaplardan biridir. Çocuk kitaplarını yetişkinlere de öneririm bu sebeple. Öğrenecek çok şey var.
223 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğumun kitabıdır Yaldız, okuduğum ilk fantastik kitaptır, fantastik kurgu hayranlığımın kaynağıdır, kız kardeşimin benden çalıp arkadaşına vermesi sonucu kalbimdeki bir sızıdır. Bugün olmuş hâlâ ararım, bulamam. Bir çocuğa kitap okumayı ve fantastik dünyayı sevdirmek, hayal gücünü genişletmek için kusursuz bir seçimdir Yaldız. 10 seneden fazla olmuştur okuyalı ama Fer, Balçık, Çamur, Yaldız hepsi aklımdadır. Çocukların kermeste yediği tuhaf şeylerin eğlencesi hala içimdedir. Umarım bir gün tekrar bulurum ve okurum.
464 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı bitirmekle birlikte aslında 2 büyük korkumdan birini de yenmiş oluyorum. 1. Yüzyıllık Yalnızlık ' ı çözememek 2. Tutunamayanlar' ı bitirememek.
Bu kitabı o kadar anlattılar ki " Şöyle karışık, böyle anlaşılmaz, herkesin ismi aynı, anlaşılmıyor karıştırılıyor " diye, ben de kitaba kendi Buendia aile tablomu yaparak başladım. Her
336 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ilk sayfalarını birbirine bağlayamadım, sonrasında da hiç ayrılmadılar zaten. Geç bir saatte başlamıştım ve hedefim 40 - 50 sayfada kitabın mantığını anlayıp bugün devam etmekti ama ara verdiğimde 167. sayfadaydım. Tamam bunda benim fantastik evrende en sevdiğim türün cadılar olması da etkili oldu ama kitabın akıcılığı da bir o kadar
312 syf.
·
Puan vermedi
Devam kitabı olması beni korkuttu açıkçası ilkiyle aynı tadı alamam diye. Tam olarak devam da diyemeyiz aslında. Çünkü aradan 5 - 6 sene geçmiş o arada neler olduğu ilk etapta bize verilmiyor. Bu noktada bir kopukluk yaşadığımı söylemeliyim çünkü Zeze çok farklı bir yerdeydi. Analığım dedi mesela " Zeze ' nin annesine nolmuş ki ? "
375 syf.
·
Puan vermedi
" Kim bilir ne kadar gururlanırdı. "
İtiraf ediyorum tüm seride içimde ukde kalan tek şey bu oldu. Büyükannenin , Prenses Selene ' nin başardığını görememesi ve her şeyden öte Prensesin de büyükanneyi tanıyamaması. Aslında bilinse iyi olurdu dediğim çok şey var, Winter' in, babasını kraliçenin öldürdüğünü öğrenmesi, Luc 'un ( Scarlet'
216 syf.
·
Puan vermedi
Bu seriyi o kadar seviyorum ki, Levana 'yı bile okudum o kadar seviyorum. Her karakteri ayrı ayrı anlatsa yine okurum.Gerçek masallardan daha güzel, daha çok ders barındırıyor.
Mesela ben hiç bir versiyonda Pamuk Prenses' in babasına acımadım ama bu kitapta Evret ' e ölesiye acıdım.
Hiç bir versiyonda avcıyı tam olarak anlamadım ama bu kitapta Jacin ' i anladım.
Hiç bir versiyonda kurdu bu kadar sevmemiştim, Wolf' a resmen aşık oldum.
Hiç bir versiyonda Yakışıklı Prens bu kadar sevilesi değildi, Kai o kadar şeker ki...
Hiç bir versiyonda Rapunzel 'i bu kadar haklı ve bu kadar çaba harcayan biri olarak görmemiştim.
Hiç bir versiyonda Külkedisi bu kadar güçlü ve maharetli değildi bence.
Hiç bir versiyonda Kırmızı Başlıklı Kız bu kadar kendine yeten biri değildi benim için.
Ve hiç bir versiyonda Kötü Kalpli Cadı'ya bu kadar acımadım. Levana' ya öyle acıdım ki. İlk kitaptan son kitaba kadar o kadın benim için sadece bir zavallıydı, sıkıştıkça tırmalayan bir kedi gibiydi. Şimdi kendi öyküsünü bile okuyunca bile hak veremiyorum sadece acıyorum ona. Hem kendine hem sevdiklerine hem de geri kalan herkese yaptıkları için.
Kitapta her şey o kadar yerli yerine oturuyordu ki gerçek masal buymuş ta diğerleri bunun varyasyonuymuş gibi geliyor insana ya da en azından bana.
Mesela ayna konusu o kadar hayatiydi ki, güzellik takıntısı da aynı şekilde önemliydi, üvey kzıına olan düşmanlığının sebebi çok netti. Her şeyin bir sebebi ve bir sonucu vardı.
Hayranlığım baki. Keeeeeşkeeeee yazar her işini bırakıp sadece masal yazsa.
Şu an benim tek bir kitabım kaldı bu seride, onu da okuyup depresyona gireceğim. Cümleten iyi okumalar.
430 syf.
·
Puan vermedi
Bir kitap bir çok sebeple okunur. Bazısını bitirdiğinde " vayy be, ne kitaptı " falan dersin. Bazısıysa gelir içine oturur, günlerce kendine gelemezsin. Benim için Betty Mahmudi 'nin " Kızım Olmadan Asla" kitabı ilkti bu konuda. Uçurtma Avcısı 2. olmuştu ve şu an Khaled Hossaini yine ciğerimi söktü. Tek bir kitabını daha
408 syf.
·
Puan vermedi
Kirke, benim yunan mitolojisinde pek hakim olduğum bir konu değildir normalde. Sadece Hekate ' nin kızı olduğunu biliyordum - ki onu da yanlış biliyormuşum bazı kaynaklara göre - bir de Ares' in bir savaşındaki rolünü. Bambaşka bir Kirke ile karşılaştım bu kitapta. En başta ona üzüldüm, ailesi ilgi göstermediğinde. Aşkı karşılık bulmadığında. Kendini her suçladığında. Ta ki sürgününe kadar. İşte ona hiç üzülmedim. Kalabalıklar arasında yalnız kalacağına, tek başına yalnız kalsın dedim. Hikayeye Odysseus girdiğinde heyecanım arttı tabi. Bir yerden sonra düşüncelerim değişti. Öyle ki kitap bende Odysseia kitabını tekrar ve başka bir gözle okuma isteği doğurdu.
Ben bu kitapta Kirke ile birlikte yalnız kaldım, onunla birlikte sevdim, güçlendim, terk edildim, anne oldum, ( en sevdiğim ) Athena ' ya karşı durdum, tanıdığım ölümlülerin öldüğünü ve dünyanın değiştiğini izledim.
Çünkü bu kitap normalden farklı olarak Kirke' yi değil Kirke ' nin nezdinde dünyayı anlatıyor, merkezde o, onun duyguları, düşünceleri var ama birileri de sürekli sahneye girip çıkıyor.
Ben Kirke' yi de, onun hikayesini de çok sevdim. Mitoloji sevenlere mutlaka öneriyorum, çok şey anlatıyor.
528 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum tüm o ritüellerden ve istatistiklerden sonra tüm insanlık adına olmasa da büyük çoğunluğu adına utandım. İnancınız da, dinleriniz de, genleriniz de, ardına sığındığınız bahaneleriniz de, insanlığınız da yere batsın dedim defalarca. Bazı sahneleri okuyamadım bile.
Kitabın başı da sonu da konusu da adında gizli zaten. Birbiriyle hiç alakası yokmuş gibi başlayıp aslında başlangıcı ve bitişi iç içe geçmiş bir döngüyü anlatıyor kitap. İnsanlığın, inanışların, ırkların ve bir çok şeyin temelini anlatıyor. Göbekli Tepe, davut yıldızı, Yezidileri, Kürtler kısmen konum kısmen de olay açısından bol bol anılsa da anlatılan çok daha derin, tüm insanlığı ilgilendiren şeyler. Aslı astarı var mıdır, ne kadarı doğrudur bilemem ama insanda oturup tek tek araştırma isteği doğuruyor ve bir kere başlarsam artık düşünmeden duramayacağımı biliyorum şimdilik olduğu gibi bırakacağım ama hep aklımın bir köşesinde bekleyecek o biirrr sürü konu ve soru.
Kitabı hem polisiye, kült, eski hikaye sevenlere hem de objektif yaklaşabilen, şüpheci, araştırmaya ve yeni fikirlere açık insanlara öneriyorum çünkü hepsini sevmeniz ya da en azından tarafsızca okumanız gerek zira hepsinden var kitapta.
Not : O komiserden son ana kadar şüphelendim. Hiç güven vermedi bana.
360 syf.
·
Puan vermedi
Okumadan önce tüm incelemeleri inceledim. Hepsi haklı ve hepsi haksız. Tiyatro oyunu olabilir.
Harry ile Draco arkadaş bile olabilir.
Harry ile oğlu arasında uçurum olabilir.
Harry 'nin oğlu muhteşem bir büyücü olmayabilir.
Draco' nun oğlu kötü olmayabilir.
Olabilecek ve olamayabilecek bir sürü şey olabilir. Biz bu çocukları 10 11 yaşlarında tanıdık ve büyük savaş sonrasını görmedik. Aradan neredeyse 20 yıl geçmiş hayatlarını kurmuşlar, kendi çocukları olmuş. O savaş ve öncesi HER BİRİ üzerinde onarılamaz yaralar açtı ve ailelerini parçaladı. Olgunlaşmış, yıpranmış, yalnız kalmış ve daha bir sürü şey yaşamışlar. Tabi ki eski günlerdeki gibi olamazlar, hayat bu. Bana sorarsanız her satırında heyecanlandım eski dostlarımla karşılaştığım için. Ve Snape'nin her bir satırında ağladım. Cedric 'in o kısacık sahnesinde bile. İyi ki okudum. Her şeye rağmen içimde yarım kalan çok şey vardı. Dumbledore' a söylemek istediklerim de söylendi. Snape 'in öğrenmesini istediklerim de. Potansiyel evrenleri de gördüm. Ron' un başkasıyla evlendiğine dair hep düşünmüşümdür. Ya da o savaşı karanlık lord kazansaydı diye. Ve daha bir sürü şey. Ben beğendim yeri geldi güldüm yeri geldi ağladım. Kendi adıma memnun kaldım. Çünkü kim ne derse desin bu bir Harry Potter evreni, boşversenize. Onlar bizim dostlarımız, bu bile yeter okumak için.
Harry Potter ve Lanetli ÇocukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20169,6bin okunma