Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müfredat
Tüketim toplumu üyeliğine kabul edilme töreni olarak hizmet etmektedir.
* Eğitim sistemi ve müfredat meselesi bizim belki de iki asırdır hâlledilmeyi bekleyen büyük derdimiz. Yıkmışız yapamamışız, yapmışız yıkamamışız, adına milli demişiz içini gayri-milli ne varsa onunla doldurmuşuz, adına eğitim demişiz maarifi unutmuşuz, bazen kasıtla bazen iyi niyetle yazboz tahtasına çevirip içinden çıkılmaz bir dertler yumağı haline getirmişiz eğitim sistemini...
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Kadına erkek sineğe bile dokunmak yasak hala
Ayrıca Batılı modem bir kadın evlenene kadar bakire kalmamayı da seçebilir. Bu seçenek daha yeni yeni (yaklaşık son otuz yıldır) geniş çapta kabul görmeye başlamıştır. Bu durumda bile, evlilik dış! ve evlilik öncesi cinsel ilişki hâlâ kesin bir evrensel onay almış değildir; toplumun muhafazakâr kesimleri ve dinci kurumlan da bunu kınamaya devam etmektedir. Halta tarihi boyunca cinselliğe yönelik ulusal politikalan olmayan federal Amerikan devleti bile son yıllarda (Amerika’da cinsel ilişkiyle ilgili kanunlar esasen eyalet kapsamında geliştirilir ve uygulanır), gücünü hissettiren bir baba edasıyla, evliük öncesi her türlü cinsel aklivitenin yanlış olduğunu söyleyen geri kafalı geçişsel bekâret ideolojisini uygulamaya başlamıştır. Örtmece bir isim altında “cinsel perhize dayalı cinsellik eğitimi” denilen şeyi (bekâretin evli olmayan insanlar için tek uygun cinsel konum olduğunu öğreten müfredat programlan) teşvik etmek ve uygulamak için 1996’da başlatılan yüksek bütçeli federal girişimler, Amerikan devlet okullarının müfredat programlarına, göstere göstere geçişsel bekâret yanlısı olan bir gündem sokmuştur. Değişen bekâret beklentilerine gösterilen bu hayret verici Lers tepki ve Amerika’nın bunun uğraşını sürdürürken sergilediği tuhaf ve çarpıcı dünyadan habersiz hali, bir kültürün bekârete yaklaşımlarının her şeyden çok daha duygusal ve siyasal olabileceğinin apaçık kanıtıdır.
Sayfa 61 - IletişimKitabı okudu
Kuranı bir müfredat gibi düşünebilirsiniz, fakat bir müfredat ancak onu öğretecek bir öğretmen olduğu müddetçe bir mana ifade eder.
"En iyi şartlarda bile ebeveynlik, kolay olmaktan çok uzaktır. Ebeveynler, dünyanın en zor okulunda eğitim verirler: İnsan Yaratma Fakültesi'nde. Siz bu okulun eğitim kurulu, müdürü, sınıf öğretmeni ve hademesisiniz. Ama topu topu iki kişisiniz. Hayat ve yaşamakla ilgili her konuda uzman olmanız beklenir. Aileniz büyüdükçe liste de giderek uzar. Dahası, sizi işiniz için eğiten sadece birkaç okul vardır ve müfredat konusunda ortak bir karara varılmamıştır. Hepsini kendiniz yapmak zorundasınız. Okulunuzda tatiller, okul-aile iş birliği, otomatik sınıf geçirmeler ya da zamlar yoktur. Görev başında olan sizsiniz ve her çocuğunuz için günde 24 saatten, yılda 365 gün, en azından 18 yıl çalışıyorsunuz. Bunun yanı sıra, iki lideri olan bir yönetim kuruluyla çalışmak zorundasınız."
Kur'an, Allah'ın onu öğretmesi için atadığı en kamil öğretmen olmadan anlaşılamaz. Kur'an'ı bir müfredat gibi düşünebilirsiniz, fakat bir müfredat Ancak ona öğretecek bir öğretmen olduğu müddetçe bir mânâ ifade eder. Dolayısı ile Allah tarafından nazil olan ayetler bizatihi çok güçlüdür. Fakat Hazreti Peygamber onları Sahabiye öğretene kadar etkilerini göstermezler. Bu sebeple Allah diyor ki; "Onlara bir misâl var misali sen verdiğin zaman onun başka bambaşka bir etkisi olacak."
Sayfa 200
Reklam
Ondan Sonra Müfredat
Allah Rasulü , okulun ve evin “müfredatından” çıkarılınca hayatta muvazene bozuldu, millet ehramında keskin kırılmalar oldu. En büyük hasar ailede yaşandı. Ahiret için divane olan ebeveyn gitti, yerine dünya için savaşan “şirket bireyleri” geldi. Küçük yaşta başını örten, annesinin seccadesinin yanında namaza duran, üç yaşında “ayıp” dendiğinde yüzü kızaran kız çocukları birden çekildi dünyamızdan. Onlar gitti, diz kapağının şu kadar üzerinde etekler giyen liseliler, üniversiteliler geldi. Sesini nâmahrem duymasın diye ağlarken dahi sessiz ağlayan kadınların yerinde; sokakta, okulda mini etekle vücudunu teşhir eden ve bu teşhirle sanki, “Ey sokaklar, şahit olun ki her erkeğin bana bakma hakkı mahfuzdur.” diyen zavallılar var.
Fabrikaları model almış kitlesel eğitim sisteminde okuryazarlık ve matematik becerileri kazandırılıyor, biraz da tarih ve felsefe değiniliyordu ama bu "görünürdeki" müfredattı. Bunun altında, hepsinden çok daha önemli başka ve "örtülü" bir müfredat bulunuyordu. Bu müfredatta -endüstri toplumlarında hâlâ hakim düzendir- temel olarak üç şey öğretiliyordu: Her şeyi zamanında yapmak, itaatkar olmak ve verilen görevi düşünme zahmetine girmeden ezbere tekrarlamak.
Müfredat , maliyet , öğrenci...
Herhangi bir maliyet karşısında, okul öğrenciyi, rekabet edilebilir müfredat tüketimi seviyesini artırmaktadır. Öğrencileri okula devam etmeleri yönünde motive etmek için yapılan harcamaların maliyeti, öğrenci piramidi tırmandıkça birdenbire yükselmektedir. Daha yüksek seviyelerde yeni futbol stadyumları, ibadethaneler ya da programlar, uluslararası eğitim olarak adlandırılarak bu maliyetler gizlenmektedir. Başka hiçbir şey öğretmese bile, okul ilerlemenin değerini öğretir, öğretmektedir: İşleri yapmak için izlenen Amerikan yolu değeri.
Sayfa 58 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Nasıl ki yetenek öğretiminin, müfredat sınırlamalarından bağımsız olması gerekiyorsa, özgür eğitim de devam mecburiyetinden bağımsız olmalıdır.
Sayfa 31
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.