"Bir yıldız için nebula neyse düşünce için o olan gündüz düşü, uykunun yanı başında konuşlanır ve uykunun sınırı olarak onunla yakından ilgilidir. Yaşayan saydamlıklarla dolu bir atmosfer: İşte bilinmeyene bir başlangıç. Ama onun ötesinde Mümkün Olanlar Diyarı uzayıp gider, hem de uçsuz bucaksızca. Başka varlıklar, başka gerçeklerdir orada olan. Doğaüstü bir yanları yoktur, sonsuz doğanın esrarengiz devamıdırlar yalnızca... Uyku Mümkün Olan'la temas halindedir, ki ona olası olmayan deriz. Gecenin dünyası bir dünyadır. Gece gece olmaklığıyla bir evrendir. ... Bilinmeyen dünyanın karanlık şeyleri, ister hakiki iletişim yoluyla olsun, ister uçurumun erişilmez uzaklıklarının hayali bir büyüteç altında büyümesi yoluyla olsun insana komşu oluverirler... ve uyuyan kişi, tam olarak görmeden, hepten bilinçsiz de olmadan bir anlığına o yabancı hayvansallıkları, tuhaf bitki örtülerini, korkunç ya da parlak solgunlukları, hayaletleri, maskları, siluetleri, çok başlı yılanları, karambolleri, aysız ay ışıklarını, muğlak mucize bozumlarını, karanlık derinliklerde serpilip büyüyenleri ve ortadan kaybolanları, gölgede süzülen şekilleri- adına Rüya Görmek dediğimiz ve aslında görünmez bir gerçekliğin yakına sokulmasından başka bir şey olmayan bütün o gizemi görür. Rüya Gece'nin akvaryumudur."
Sayfa 107 - Ursula K. Le Guin - Rüyanın Öte Yakası
İnsanların hayatlarında tatmadıkça bilemeyecekleri mutluluklar, sevinçler, acılar, mübhem, muğlak, dile getirilemeyen duygular var, haller var. İnsanoğlu bir kapalı kutu. İçinde ne gizli köşeler, ne mahrem mekanlar var.
Reklam
Her insanda pek çok duygu durumu faal olmasa da öz olarak mevcut.Magmamızda derinlerde uyuyor. Başkaları, bize baktıklarında hissettikleri şeyle ve elbette bu hislerin yarattığı etkiyle o uykudaki, o mevcudiyeti muğlak Özleri açığa çıkarıyor. Ezcümle,kimse ben şöyleyim,ben böyleyim diye tanımlanmamalı kendini.
Yine de, kız kardeşimin yaşadığı talihsizliğin konukları eğlendirmek amacıyla kullanılması beni irkiltmiş, hayal kırıklığına uğramıştı;muğlak bir ihanete uğramışlık duygusundan uzunca bir süre kurtulamadım.
Sayfa 99 - EverestKitabı okudu
Damarlarımdaki hayati sıvı artık beni yaşatamayacak kadar sıvı. Ben belimi direklerinden yoksun görürken bu kadar sivri ve keskin bir gerçeğe nasıl çeviririm sırtımı?
"...Papa XVI. Benedictus, Katolik dünyasının bilgi birikimini en iyi temsil eden din adamlarındandır. Bir düzineyi aşan dil bildiği söylenir. Tarih ve felsefe konusunda bilgili; hiç şüphesiz düşündüğünü açıkça söylüyor. Brüksel'deki diplomaların ve bürokratların muğlak üslubundan uzak bir üstünlüğü var. Ama zihnindeki Türkler böyle bir bilgi birikiminden çok uzakta. Bazı dillerde öğrenmek ve okumak dünyayı tanımaya yetmiyor."
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.