Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gariki bahri isyanım Dahilek yâ Resulullah. ( İsyan denizinde boğuluyorum, ey Hazreti Muhammed sana sığırıyorum.)
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Reklam
İslam dininin en yılmaz savunucusu, en yıkılmaz kalesi Türk olmuştur
Rum Selçukîlerinin memleketleri, yani Anadolu çiğnenmiş, tahrip olunmuş, Suriye ve Filistin istila edilip Haçlılar Kudüs'e dahil olmuş olduğu bir sırada, üçüncü Haçlı Seferinde çoğunluğu Türklerden meydana gelen İslam emirleri ve sultanları toplanarak, büyük fedakârlıklar gösterip var kuvvetlerini sarf eyleyerek Haçlı istilacıları İslam
Resulullah'ın ve ashabının, müşriklerden gördüğü çeşitli eziyet ve işkence hikâyelerini okuyunca, düşünen bir kişinin aklına gelen ilk şey, kendi kendine şu soruları sorması olacaktır: Resulullah [s] ve ashabı, Hak üzerinde oldukları halde, karşılaştıkları bu işkence de ne içindi? Madem onlar Allah'ın ordusudur, Resulullah [s] onların arasındadır, Allah'ın dinine çağrıda bulunuyorlar ve O'nun yolunda savaşıyorlar, peki niçin Allah [c] onları bu işkenceden korumadı? Cevap: İnsanın dünyadaki ilk özelliği mükellef oluşudur. Yani insan, Allah [c] tarafından içinde külfet ve meşakkat bulunan şeyleri taşımakla görevlendirilmiştir. İslâm'a davet işi ve Allah'ın adını yükseltmek için yapılan cihad ise bu yükümlülüğün bir parçasıdır.
Resulullah'ın [s] yürüttüğü davetin ilk adımlarında daha önceden görmüştük ki, İslâm, aklı geleneklerin pençesinden kurtarmak için gelen dinin ta kendisidir. Gelenekler, insandaki öykünme ve benzeme güdüsüyle halkın kendiliğinden kapıldıkları psikolojik akımlardır. İlkeler ise, bunun aksine, zamana uymaz, zamanı değiştirir. Gelenekler, toplumun düşünce alanlarının ortasında kendiliğinden boy atan asalaklar topluluğudur; sökülmeleri ve sağlam düşünme yönteminden ayıklanmaları gereken zararlı otlardır.
Resulullah (sav) zamanında Rahman'm dostlarıyla, şeytanın dostları arasında, meytenin durumu ve haram kılınması hususunda ortaya çıkan münakaşa, bu anlattığımız konuya apaçık bir şekilde delalet etmektedir. Müşrikler, meytenin (şer'i yollar dışında ölen bir hayvanın) Allahu Tealâ tarafından öldürüldüğünü delil olarak getiriyorlar ve bu şekilde ortaya bir şüphe atıyorlardı. Onlar Müslümanlar tarafından kesilen bir hayvan ile herhangi bir nedenle ölen hayvan arasında fark olmadığını ileri sürerek Müslümanları kendilerine uydurmaya çalışıyorlardı. Allahu Tealâ bu olay hakkında hükmünü yedi kat semanın ötesinden indirerek şöyle buyurmaktadır: "Eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz sizde müşriklerden olursunuz." (Enam/121) Bilinmelidir ki; tağut ismi kapsamına Allahu Tealâ ile birlikte kendisinin de hüküm koyup yasalar çıkarabileceğine yetkili zanneden herkes girmektedir. İster hükmeden olsun, isterse hükmolunan... İster yasama organında bulunan bir vekil olsun, isterse de onu seçenlerden bir seçmen olsun... Durum değişmemektedir.
Sayfa 23 - Şehadet Yayınları
Reklam
İbn-i Kayyım el-Cevziyye (rahimehullah) şöyle demektedir: "Tağut, ibadet edilen, tabi olunan veyahut da itaat olunan olsun, kulun haddini aşmasına vesile olan her şeydir. Her kavmin tağutu, Allah ve Resulü dışında hükmüne başvurdukları, Allah'ı bırakıp ibadet ettikleri, basiretsizce Allah'ın dışında tabi oldukları, Allah'tan başka itaat ettikleri kimselerdir. Kim Resulullah (sav)'in getirdiği hükümler dışında başka bir şeyin hükmüne başvurur veya onunla hükmederse tağutun hükmü ile hükmetmiş ya da tağuta muhakeme olmuş demektir."(14) ***************************************************** (14) İlamu-l Muvakkuyn, 1/50
Sayfa 22 - Şehadet Yayınları
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Ya Resulullah,insan bedeni bir tane olmasına rağmen, onun sağ ve sol, ön ve arka diye yönleri vardır. İnsanın kalbi de bir tane olmasına rağmen, kalbinde böyle yönleri vardır. Ben Allah'ı aklı. ve imanımla sizi ruhum ve imanımla, Fatma'yı insani canım ve nefsim ile Hasan ve Hüseyin'i ise babalığın tabii icabıyla seviyorum.
Reklam
ŞEHADET VAKTİ
22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildiğinde, Assam el-Attar'ın kitabında anlattığına göre Kutub bu kararı tebessüm ve Allah'a ka-lvuşmanın verdiği büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Muhammed Ali Benna'nın dediğine göre Seyyid Kutub'un asılmasına asıl sebep "Yoldaki İşaretler" adlı kitabı idi.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
Esselamu Aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu
Enes radıyallahu anh şöyle demiştir: 'Resülullah salallahu aleyhi ve sellem bana: “Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu. (Tirmizi, İsti'zân, 10)
Sayfa 65
LAHZ MERTEBESİ
"Seriyy es-Sakafî der ki: 'Her kim zahirî hükme aykırı batınî bir hakikat iddia ederse hata eder.' O zümrenin efendisi Caneyd b. Muhammed der ki: 'Bizim bu ilmimiz Resulullah (sav)'ın hadisine kenetlidir."
Sayfa 107 - İnsan Yayınları, 60: 3.cilt
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:
"Dünya ne güzel bir vasıtadır. ona binin, sizleri ahirete ulaştırsın." Durum hakikaten böyledir çünkü insan ahiretinin azığını dünyada kazanmaktadır.
Sayfa 49 - Takdim
Ey Zübeyr ! Hatırlıyor musun sen ile efendimiz bir gün Medine'de ğanemogullarina ait bir bahçede oturuyordunuz. Ben sizin yanınıza doğru yaklaştım efendimiz beni görünce gülümsedi sende gulumsedin Allah Resulü sana sordu. Ey Zübeyr! Ali'yi seviyor musun? Sen dedin ki evet ya Resulullah seviyorum hemde çok seviyorum efendimiz ( sav ) o anda sana döndü ve dediki ey Zübeyr unutma bir gün Ali ile sen karşı karşıya gelip birbirlerinize kılıç çekeceksiniz. O gün sen haksız Ali haklı olacaktır...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.