Bir zamanlar Roma'ya rakip olan İstanbul'un eski ihtişamından eser kalmamış -o muhteşem mevkiinden başka. Şimdi acıklı bir esaret altında uzanmış yatıyor. Acıma hissi duymadan, insanoğlunun sebep olduğu değişimi düşünmeden kim bu şehre bakabilir?
Sayfa 143 - Kanuni Döneminde Avrupalı Bir Elçinin Gözlemleri (1555-1560)Kitabı okudu
Sevgili kızlarım, sizin için isteklerim var elbette; ama dünyaya öylece atılmanızı, sırf paraları var ya da muhteşem evlere sahipler diye zengin adamlarla evlenmenizi istemiyorum, o evler içinde sevgi yokken yuva olamazlar. Para kıymetli ve gerekli bir şeydir, hatta iyi amaçlarla kullanıldığında asil bir şeydir de; fakat onu uğruna mücadele edilecek tek ödül olarak görmenizi asla istemem. Mutlu, sevgi dolu ve halinizden memnun olacaksanız, sizi yoksul adamların eşleri olarak görmeyi tercih ederim, kendine saygısı ya da huzuru olmadan bir tahtta oturan kraliçeler olarak değil.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Neden insanlık olarak bu iki içeceğe bu ka­dar düşkünüz?
Sıkı dostların en güzel buluşmalarına vesile olur bazen, bazen de tanıklık eder en derin ayrılıklara. Kimi için keyiftir, kimi içinse vazgeçilmez. Kimi en sevdiği kitapları onunla okur kimiyse en sevdiği kitapları onunla yazar. Hemen hepimizin hayatının içinde olan ve sudan sonra en çok tükettiğimiz o iki sıcak içecekten bahsediyorum; çay ve kahveden. Hatırlayın ka­şığın cama her vuruşunda kulağınıza gelen o tanıdık ve samimi sesi. Ya da kahveyi fincana dökerken burnunuza gelen o muh­teşem kokuyu…
Sayfa 222 - PdfKitabı okudu
Hani derler ya! Güyâ ki Âdem'in burnuna hayat nefesi üflendi ve güyâ ki bizler hâlâ o nefesi solumaktayız; hayatında öyle bir olay olur ki, buna inanasın gelir! Bir de bakarsın ki, bu masal gerçeğin ta kendisiymiş! Yine biz fânîlerin burnuna o Muhteşem Neyzen'in 'hayat nefesi'ni üflediğini, ama bunun sadece 'nefes' değil, daha da ötesi, bir 'nağme' olduğunu söyleyenler de çıkmamış değildir. Ömrümüz boyunca belki de bu nağmeyi mırıldanırız. Bütün bunlar doğrudur belki de.
Sayfa 240Kitabı okudu
“Gerçek bir liderin temel görevlerinden biri, taraftarlarında muhteşem bir temaşaya, vakur ya da tasasız bir dramatik performansın parçası oldukları yanılsamasını uyandırmak suretiyle ölmenin ve öldürmenin acı gerçeğini maskelemektir.”
Sayfa 90 - OlvidoKitabı okudu
İçinden bir şarkı akmaya başlayacak. Sen onun yaratıcısı değilsin. O, öteden gelmektedir. Her zaman öteden gelir. Sen yarattığın zaman, o sıradan ve yavan bir şey olur. Senin aracılığınla geldiğinde, muhteşem bir güzelliğe sahiptir. Yanında bilinmeyenden bir parça getirir. Büyük şair Coleridge öldüğü zaman geride binlerce tamamlanmamış şiir bıraktı. Hayatında birçok kere ona sorulmuştur: "Neden bu şiirleri tamamlamıyorsun?" Çünkü bazı şiirlerinin bir ya da iki dizesi eksikti. O da yanıt verir: "Yapamam. Denedim ama onları ben tamamladığım zaman bir şey eksik kalıyor. Yanlış oluyor. Benim dizelerim asla içimden akmış olan dizelerle uyum içinde olmuyor. O zaman kaya gibi sert bir engele dönüşüyor. O akışı önlüyor, bu yüzden beklemeliyim. Benim aracılığımla akan şey, her ne ise, o tekrar akmaya başlayıp şiiri bitirdiği zaman bitecektir. Daha önce değil."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.